TARSU -17-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,TARSU -17-
Haberin Tarihi: 20.8.2013 10:27:00 - Okunma Sayısı:1328 defa okundu.

TARSU -17-

-17-

            ANKARA’DAKİ ÜNİVERSİTELİ YILLAR

            Kazım Erdoğan, yeni yeni görüşler elde ederken üniversite sınavlarına girdi ve Erzurum Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı.

            Kazım Erdoğan, Erzurum Tıp Fakültesini kazanmıştı ama fakülte binası henüz hizmete girmemişti. Bu yüzden Erzurum öğrencileri, eğitimlerini Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi’nde göreceklerdi.

            Ankara’ya gitti. Derslerini düzenli olarak takip etti. Ders veren öğretmenlerin içinde en çok Türk Dili Dersi öğretmeninden etkilendi. Öğretmenin Türkçesi, sözcükleri kullanımındaki ustalığı ve akıcı bir dil kullanması dikkatini çekti. Ayrıca eğitim yanını da kullanan bu öğretmen diğerlerinden farklıydı. Bu,  eğitimci yazar Adnan Binyazar’dan  başkası değildi. Onun derslerini hiç kaçırmadı.

            Kazım Bey’in ufkunu açan olaylardan biri de Ankara Anadolu Kulübü’nde  geçti. Anadolu Kulübü, Ankara’da bulunan seçkin kişilerin girip çıktığı bir yerdi. Burası siyasetçisinden tutun serbest meslek sahiplerinden yabancı elçilerin dahi gelip gittikleri bir buluşma mekanıydı. Kazım Bey’in akrabalarından Oğuz Mutlucan’ın dayısı Avukat ve Ziraat Odaları Müşaviri Hasan Erdoğan Bey bu kulübün üyesi idi. Kazım Bey, sık sık Hasan Erdoğan Bey’in yanına gidiyor ve ondan yeni yeni bilgiler ve fikirler elde ediyordu. Bu bilgi ve fikirler Kazım Bey’in ufkunun genişlemesini sağlıyordu.

            Hasan Erdoğan Bey, Kazım Bey’i de ara sıra kulübe götürüyordu. Kazım Bey, milletvekilleri ve serbest meslek sahiplerinin arasında geçen konuşmalara da tanık oldu. İşte bu konuşmalar onun siyasetten tamamen soğumasına neden oldu. Çünkü konuşulanlar her ne kadar memleket meselesi gibi görünse de konu, aslından uzaklaşıyor ve kişilerin çıkarlarına dayanıyordu. Gerçekte birçoğunun işi ülke olmayıp kendi işiydi. Yurdu ve vatandaşı düşünen çok azdı.

            Siyaset, ona göre gerçekte bu olmamalıydı. Seçilenler, ülkeye hizmet edilmeleri için seçiliyorlardı. Seçmen onları, kendi haklarını savunması ve ülke kalkınması için gereken girişimlerde bulunması için Ankara’ya, meclise gönderiyordu. Vicdan muhasebesi yapan Kazım Erdoğan böylesi bir deneyimden sonra elini ayağını siyasete bulaştırmamaya karar verdi.

            Fakat siyaset öyle bir çamurdu ki siz ondan ne kadar uzaklaşmaya çalışırsanız o, size o kadar yakın dururdu.

            Ne var ki Erzurum anıları ve Eğirdir Kemik Hastahanesi’nde yaşadıkları bu düşüncesini doğru çıkaracaktı.

            Bu, kendine özgü değerlendirmelerden sonra, kendisini tamamen mesleğine verecek ve sağlık konusundaki merdivenleri yavaş yavaş çıkmaya çalışacaktı. Dürüst insan olmak merdivenlerin çıkılmasında önemli bir tutacaktı. Buna inanıyordu. Çünkü o, her şeyden önce kendine inanıyordu.

            Ankara’da ikinci yılın ortasına gelinmişti. Erzurum Tıp Fakültesi öğrencilerini geri çağırdı.

devam edecek

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap