ALİYA İZZETBEGOVİÇ
Türk
Parlamenterler vakfının, "Balkan ülkelerine gezi düzenlediğini"
bildiren mesajını alınca; sevindim. Çoktan beri atalarımızın oradaki izlerini;
dost ve kardeş o halkların bugünkü durumunu görmeyi istiyordum. Birçok ülkeye
gitmiş olmama karşın; nedense oralara gitmek nasip olmamıştı. Başka işleri ve
çocuklarla torunlara ayırmam gereken zamanları dikkate almayarak, hemen
başvurdum. İzmir'deki firmayla anlaşmışlar.
Bosna Hersek, Hırvatistan, Arnavutluk, Karadağ ve Makedonya'yı hızlı bir
şekilde gezip tanıyabildik. Esenboğa havaalanına gidiş, İstanbul uçağı, oradaki
formaliteler; bana "Keşke İstanbul'a otobüsle gitseydik!" dedirtti.
İlkten Bosna Hersek'in Sareyova havaalanına indik. Başçarşı, Bedesten, Moriça
Han, Hüsrev Bey cami ve Medresesini, iç savaşta iki milyon kitapla birlikte
Sırplar tarafından yakılan kütüphaneyi gördük. Sebiljy adlı güzel bir kule var.
Orada zenginler, bedava yiyecek dağıtırmış. Sebil adı ve geleneği bizde de
vardı.
Bosna
Hersek'in toplam nüfusu 4,5 milyon. 2,5 milyonu Müslüman; 2 milyonu ise Hırvat
ve Sırp. Bu son ikisinin halkından da, göreceli olarak az kısmı, Bektaşi
Müslüman'dır. Fatih Sultan Mehmet Han, daha Konya’yı bile fethetmemişken 1463
yılında Bosna'yı fethetmişti. Birinci dünya savaşı ise, 1878 yılında G.Prinçip
isimli yurtseverin, işgalci Avusturya veliahtını Köprübaşı'nda öldürmesiyle
başlamıştı.
Rehberimiz
Bosna'dan İzmir'e göçmüş olan bir aileden gelen, öğretmen kökenli hanımefendi.
Bosna'da kalan akrabaları ile ilişkileri sürüyor. Gittiğimiz her Balkan
ülkesinde herkesle rahatça konuşup iletişim kurabiliyor. Bunu nasıl başardığını
sordum; "Buradaki ülkelerinin hepsinin dili aşağı yukarı aynıdır! Yalnız
Makedon diline Sırpça(Slavca) ve Yunanca sözcükler girdiği için; orada biraz
zorlanılabilir" dedi. Bosna Hersek'in para birimine KAYME deniyor. Osmanlı
altından vazgeçip kağıt para bastığında adı; KAİMEİ NAKDİYE-İ MUTEBERE idi.
Kayme adı oradan geliyor.
Boşnaklar,
her Balkan ülkesinde var. Fakat kendilerini güvende hissetmeyen binlerce
Boşnak, Sarayevo'ya göçmek zorunda kalmış. Kapuska sözünü Boşnakça’dan almışız.
Bosna Hersek halkının yüzde sekseni Müslüman. Müzik yapan birçok Türk grubu
var. Bosna ve Sareyova, sanki küçük bir Türkiye. Her yer Türk-İslam izlerini
taşıyor. Bir farkla ki; orada dört bir taraf şehitliklerle dolu. En büyük
şehitlik; büyük devlet adamı ve Bosna'nın Atatürk'ü sayılan rahmetli Aliya
İzzet Begoviç'in Türkiye tarafından yaptırılan anıt mezarının bulunduğu
kabristan. Hıristiyan mezarlığı ise; kentin ortasında kalmış. Tüm Balkan
ülkelerindeki Osmanlı mezarları o kadar ağaçlık ki; park gibi kullanılıyor.
Eskiden Saraybosna'da da, Selanik’te olduğu gibi çok Yahudi varmış. Hepsi
İsrail'e göçmüşler. Dere kıyısında, dericiler ve tabakhane var. Tüm
Balkanlarda, Stalin döneminin Moskova'daki ruhsuz lojman binaları gibi çirkin
yapılar varmış. Savaşta çoğu yıkılmış. Bazı yıkıntılar olduğu gibi duruyor.
Kahve ikramı, bizde eskiden olduğu gibi tören havasında. Lokum ve su ile
birlikte, cezveden fincana saygılı şekilde dökülerek sunuluyor. Kanuni'nin
yaptırdığı İmparatorluk camisi ve damadı Hüsrev Beyin eseri olan belediye
binası çok muhteşem. Açık hava konserleri yapılan geniş meydanlar da var. Balkan ülkelerin hepsinde, Camiler
yalnızca ibadet saatlerinde açılıyor. Boşnak mahallesinde camiler çok; Hırvat
mahallesinde ise bir kilise var. Avrupa'da ilk tranvay hattı, Sareyova'da
yapılmış. Sonra da, Viyana görmüş Tranvayı. Her Balkan ülkesinde sıcak ve soğuk
su kaynakları bol. Dağların tepeleri karla kaplı. Başkent Sarayevo'da ve diğer
yerleşimlerde, anıtsal denebilecek tarihi ve soğuk sulu çeşmeler de pek
çok! Kentin dışındaki dağa yakın
yaylada, birçok mezardan başka SARI SALTUK'un ve Açıkbaş adı verilen şehidin
bitişik ve anıtsal ortak kabirleri var.
Rahmetli
Aliya İzzetbegoviç, Sırp ve Slav saldırılarına karşı etkili bir savunma
yapabilmek için; eşini ve torunlarını İstanbul'a yerleştirmişti. Ülkesini ve
çoğu Türk kökenli Müslüman halkını korumaya hasretmişti kendisini.
Tüm Balkan ülkelerinde Orta Asya'dan
göçlerle gelen Türkler de bulunmakta! Osmanlı'nın, Karaman Beyliğini
zayıflatmak için oradan Balkanlara sürdüğü halkın torunları da çoğunlukta. Eğer
Bulgar ve Macar kralları Hıristiyanlığı seçmeselerdi; o halklar da Türk
olduklarını unutmayacaklardı. Osmanlı halkından buralara gelip yerleşen veya
savaşlarda burada kalan Müslüman Türkler ve onların nesilleri de çokça var.
Diğer Balkan ülkelerini emri altına alma hayalini bir türlü bırakamayan
Sırbistan'da bile; Orta Asya'dan ve sonra da Anadolu'dan gelen, savaşlarda
burada kalan Türk kökenli aileler çok! Birisi öldüğünde ağaçlara Müslüman'sa
hilal, Hıristiyan'sa Haç işretli ilanlar asılıyor.
Eski Yugoslavya, bir Slav birliği idi. Yosip
Broz Tito, hepsini demir yumrukla kaynaştırıp yönetmeye uğraştı.