YÖNETENLER
SAVURGANLIK YAPMASIN!
Sayın
Maliye Bakanımız benim gibi Mülkiye(Siyasal Bilgiler Fakültesi) mezunu. Elbette
iyi bir maliyecidir. Devlet Bütçesinin açık vermemesi için uğraşması takdire
değer. Çok satan gazetede vergi konularını yazan arkadaş; "Yeni vergi
tasarısı ile, çok ağır vergilerin getirileceği; vatandaşların hatta memurların
bile, babasından kalan bir arsayı kat karşılığı verdiğinde veya sattığında;
büyük ticaret adamları gibi defter tutmak, fatura kesmek ve ağır vergiler
ödemek zorunda kalacağını" ve benzer riskleri haber veriyor. Aynı yönde
birçok haber, gazetelerde yazılıyor ve kulaktan kulağa söyleniyor. Bir gazete
bu kötü haberi, "Memurlara ticaret yolu açılıyor" diye, tersinden
yazmış. "Memur ticaret yapamaz; fakat ona bile ticari defter tutma
zorunluluk ve yükü getiriliyor" diye yazmalıydı.
*Acaba
kaç binlerce vatandaş böyle ağır
vergiler ödeyince; yalnızca kendisine tahsis edilen altı uçağı bulunan bir
büyük yöneticinin; yatak ve yemek odalı, misafir salonlu ve yabancı malı bir uçağı
daha, tonlarca devlet parasıyla satın almasına yetecek para bulunabilir?
*Kaç
bin kişinin verdiği ve vereceği ağır vergiler;
-Suriye
işine gereği yokken bulaşmamızdan dolayı uğradığımız trilyonlarca dolar zararın
ve ihracattaki kayıplarımızın...
-Ve
dahi dünyanın bizimle ilgisi olmayan en uzak ülkelerine şan olsun diye
gönderilen yardım bağışlarının, yerine konmasını sağlayabilir?
*En
uygun yol, dayanılamayacak kadar ağır vergiler getirmektense; başa geçenlerdeki
savurganlığın önlenmesidir. Üst makamdakilerin her biri için ayrı-ayrı ve her
birine birçok en pahalı özel uçaklar,
yabancı ülkelerden satın alınmamalı. O uçaklar yalnız uçtuğu zaman değil;
durduğu yerde de pahalı bakım giderlerine neden olur. Gerektiği zaman, hangisi
için acilse kullanabilecekleri üç mükemmel uçak; bu ihtiyacı karşılamaz mı?
Elbette karşılar. Daha fazlasını çekmeye; borçlu ülkemiz dayanamaz.
*Dünyayı
bizim dizayn edebilmemiz mümkün değildir. Hatta bırakın uzak ülkeleri; kendi
çevremizi ve öz yurdumuzun içini bile, istediğimiz mükemmelliğe ulaştırabilmek
için mali olanaklarımız yetmiyor! Nüfus bakımından da; askeri ve mali güç
bakımından da, orta sıralardayız. Mali kaynaklar, cari açıklar ve dış borçlar
bakımından çok-çok daha gerilerdeyiz. En borçlu ve cari açığı en fazla ülkeler
listesinde ön sıralardayız.
Özelleştirme
hengamesiyle birçok ulusal kurumumuz satıldı. Bu sürekli özelleştirme satışları
bile, devletimizi dış borç ipoteklerinden ve cari açıklardan kurtarmaya
yetmedi. O işe tahsis edilmedi bile!
Belki de, borçları kapatmak hiç amaçlanmadı!
Tasarruf
etmek ve devlet parasını savurmamak yolunda; baştakiler tüm devlet
görevlilerine ve vatandaşlara örnek olmalılar.