Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu Toplandı
Orman
ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, enerjiden tarıma, turizmden
altyapıya kadar bütün yatırım ve üretim planlamalarının su esaslı yapılması
gerektiğini belirterek, “Su zengini değiliz, fakiri de değiliz ama ancak
akıllıca kullanırsak suyumuz gelecekte de yeterli olur.” dedi.
Su
ile alakalı bütün Bakanlıklar ve kamu kurumlarının temsilcilerinden oluşan Su
Yönetimi Koordinasyon Kurulu, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu
başkanlığında toplandı. Prof. Dr. Eroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, suyun
havza esasına dayalı şekilde, koordineli ve bütüncül olarak yönetilmesi
gerektiğinin altını çizdi.
Sanayi
Bölgeleri Su Havzalarına
Göre
Tespit Edilmeli
Türkiye’de
sanayi bölgeleri planlanırken su havzalarının özellikle dikkate alınması
gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu, şunları kaydetti:
“Sanayinin
çevreye menfi tesirini asgari seviyede tutmak istiyorsak, uygun yerleri
belirleyip sanayiyi oralara kaydırmamız lazım. Maalesef mevcutta sanayi
tesisleri yan yana dizilmiş, zirai araziler perişan edilmiş. Bunların
misallerini pek çok bölgemizde görüyoruz. Mesela Ergene’de 3,2 milyar TL
yatırım yapacağız. Hâlbuki sanayi için yer seçimi uygun şekilde yapılsaydı
bunun onda biri maliyete problem çözülmüş, verimli toraklar kurtarılmış olurdu.
Türkiye’de sanayi önümüzdeki dönemde daha da gelişecek, işbirliği yaparak
müsait yerler belirleyelim.”
Limanlar
hususunda da benzer problemin yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Eroğlu, liman
planlamalarının da çok yönlü, düzgün bir projelendirme ile hazırlanması
gerektiğini belirtti.
Çevreye
ilişkin denetimlerin de havza bazında yapılması gerektiğini vurgulayan Prof.
Dr. Eroğlu, denetimde çok başlılık probleminin çözülmesi ve denetimlerin
sıklaştırılması gerektiğini söyledi.
Havzadaki
Suya Göre
Tarımsal
Üretim
“Türkiye
su zengini bir ülke değil. Su fakiri de değiliz ancak suyumuzu akıllıca
yönetirsek gelecekte de yeterli olur” uyarısında bulunan Prof. Dr. Eroğlu, ülke
su kaynaklarının yüzde 75’inin sulamada kullanıldığına işaret ederek, “Zirai
teşvikler verilirken su ihtiyacının dikkate alınması lazım. Misal Konya’da su
sıkıntısı olmasına rağmen pancar teşvik ediliyor. Bana göre son derece yanlış.
Zaten Sayın Başbakanımız da konuyla alakalı bakanlıkların bir araya gelerek, su
ve teşvik meselesi için çalışma yapması talimatını verdi. Bizim mutlaka
havzadaki su potansiyeline göre üretim planlaması yapmamız lazım geliyor.”
dedi.
Rüzgâr
ve Maden Ruhsatları İçin
Su
Durumu Esas Alınmalı
Gerek
maden arama gerekse rüzgâr santralleri için verilecek ruhsatlarda da su
kaynaklarının dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Eroğlu,
“Elimizde su veri tabanı var. Ülke genelinde tabaka tabaka hepsi belli. İsteyen
kamu kurum ve kuruluşlarımızla bu bilgileri paylaşırız.” dedi. Prof. Dr.
Eroğlu, turizm bölgeleri ilanında da aynı şekilde su kaynaklarının dikkate
alınmasının önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin
yıllık 185 milyar kilowatt.saat ekonomik olarak değerlendirilebilir
hidroelektrik potansiyeli bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Eroğlu, şöyle konuştu:
“Buna
karşın maalesef enerjimizin yüzde 75’ini ithal ediyoruz. Bu nedenle
hidroelektrik santraller çok önemli. Yenilenebilir enerji olan hidroelektrik
bütün dünyada teşvik ediliyor. Ülkelerin önemli bölümü potansiyellerinin yüzde
80, 90 hatta yüzde 100’ünü kullanıyorlar. Bizse son dönemde çok hızlı bir hamle
yapmamıza rağmen potansiyelimizin yüzde 40’ına ancak ulaşabildik, daha önce
yüzde 15’lerdeydi. Ekonomi Bakanlığımızın da teşvik edilmesi gerektiği yönünde
görüşü var. Bu konu alakalı kurumlarla ayrıca değerlendirilmeli.”
Kırsal
nüfusu yerinde tutmak için gelir getirici tedbirler hususunda Orman ve Su
İşleri Bakanlığı’nın her çeşit yardıma hazır olduğunu kaydeden Prof. Dr.
Eroğlu, “1000 Günde 1000 Gölet” projesinin 1 yılda tamamlanacağını, bu projenin
modern sulama sistemlerine dayanması sebebiyle su kaynaklarının kullanımı
açısından da mühim olduğunu belirtti.