16:46:22 VALİ ABDULLAH ERİN’İN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI 16:40:00 BAŞKAN ŞÜKRÜ BAŞDEĞİRMEN’İN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI 16:35:28 ESKİ ÖZEL HÜKÜMLER / YENİ ÖZEL HÜKÜMLER VE MAYIS/24’ ÜN  46 MADDELİK ÇIKTISI?!!! (7. Bölüm) 16:17:26 EĞİRDİR BAYBUĞAN’DA KAZA 7 YARALI 15:21:32 YARINLARIN KİLİDİNİ AÇACAK ANAHTAR ÖĞRETMENLERİN ELİNDEDİR 15:17:12 BAŞKAN ÇELİK: ÖĞRETMENLERİMİZ, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA EDİYOR 15:10:27 ÖĞRETMENLERİMİZİN GÜNÜ KUTLU OLSUN 09:55:55 İNSAN YETİŞTİRME  MÜHENDİSİ: ÖĞRETMENLER 09:41:04 EĞİRDİR’DE KIŞ TEDBİRLERİ KOORDİNASYON VE İŞ BİRLİĞİ TOPLANTISI YAPILDI 09:37:21 İL GENEL MECLİS ÜYESİ ABDURRAHMAN SİNAP: “BADEMLİ KÖYÜ - DAVRAZ KAYAK MERKEZİ YOLU NE OLDU?” 17:24:55 EĞİRDİR’DE ARACIN KAPILARINI AÇIP TRAFİĞİ TEHLİKEYE SOKAN ŞAHSA 2 BİN 858 TL İDARİ CEZA KESİLDİ… 12:05:07 2024 Yılı “Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Destek Programı” İlan Edildi 11:36:30 EĞİRDİR SAFRAN ÜRETİM MERKEZİ OLUYOR… 11:19:35 Eğirdir Belediyespor Kulübü Yönetimi Kaymakam Çimşit’i Ziyaret Etti 11:15:02 Isparta İl Enerji Verimliliği Yönetim Birimden Kaymakam ÇİMŞİT’e Ziyaret 11:07:36 ITSO’DA LİDERLİK VE YÖNETİM BECERİLERİ SEMİNERİ DÜZENLENDİ 11:02:07 ERKILINÇ: KURUMUMUZ RESMÎ İLAN HAKEDİŞLERİNİN GARANTÖRÜDÜR 17:40:01 ITSO’NUN SERBEST BÖLGE ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR 17:13:16 Eğirdir’de Safran Hasadı Heyecanı 16:48:45 ESKİ ÖZEL HÜKÜMLER / YENİ ÖZEL HÜKÜMLER VE MAYIS/24’ ÜN  46 MADDELİK ÇIKTISI?!!! (5 - 6. Bölüm)

TARSU -15-

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,TARSU -15-
Haberin Tarihi: 14.8.2013 10:13:00 - Okunma Sayısı:2031 defa okundu.

TARSU -15-

-15-

            DR. KAZIM ERDOĞAN KİMDİR?

            Dr. Kazım ERDOĞAN semerciler sülalesindendir. Babası Ali Erdoğan olup dip dedesi Hüseyin’dir. Hüseyin, Ali Erdoğan’nın dedesidir. Ali Erdoğan’nın babası Kazım’dır ve Dr. Kazım, dedesinin adını almıştır. Dip dede Hüseyin, cumhuriyet döneminde müftülük yapmış aydın bir din adamıdır. Semerciler sülalesi Eğirdir’in yerlilerindendir.

            Kazım Erdoğan,  Ali Erdoğan ailesinin tek evladıdır ve 1953 yılında Katip Mahallesi’nde dünyaya gözlerini açmıştır.

            Kazım Erdoğan annesi ve babasının üzerlerinde titremelerine rağmen bedensel olarak çok zayıf bir çocuktu. Hani derler ya, “Üfürsen uçacak!..” İşte Kazım böyle bir çocuktu. Öyle ki Eğirdir’in şiddetli rüzgârlarında onun dışarı çıkmasına izin verilmezdi. Çünkü rüzgâr onu alır uçururdu. Okula başladığı yıllarda bile durum buydu. Rüzgârlı günlerde arkadaşlarının kollarına girmesiyle okula gider gelirdi.

            Kazım sıskalığına rağmen zeki ve hazırcevap olmasıyla sevimli bir çocuktu. Adeta mahallenin maskotuydu. Zekâsından dolayı okul yaşında olmamasına rağmen öğretmenler onu sınıfa kabul ediyorlardı. Kısa zamanda öğretmenler tarafından tanınan bir çocuk durumuna geldi. Bir yıl sonraki kayıt zamanında birinci sınıf öğretmenleri onu kendi sınıflarına almak için gizli bir savaş verdi. Hatta bu iş öyle bir duruma geldi ki öğretmenler Kazım’ı kollarından tutup çekmeye bile başladılar.  Gözleri gülerek anlatırken, “Az daha sol kolum çıkacak sandım!..” diyerek o günleri anıyordu. Zafer İlkokulu’nda ilk öğretmeni Kuban Abacık öğretmendir. Bu öğretmende bir yıl okuyan Kazım, esas temeli onun yerine gelen ve Eğirdir’de tanınan Kadir Çevikbaş (d.1930-ö.2010) öğretmenden aldı ve bu öğretmenden mezun oldu.

            Kazım, Zafer’de okurken Eğirdir’i yasa boğan 1959 Cami Mahallesi yangını çıktı. Okul da bu yangından hasar görmüştü. Öğrenciler Yazla’daki Mustafa Çetinkaya İlkokulu’na taşındılar. Son sınıfı yine Zafer okulu binasında tamamladı.

            İlkokulu bitiren Kazım, ortaokulu da Eğirdir Ortaokulu’nda tamamladıktan sonra Lise için Isparta’ya gitti. O zamanlar Isparta’da

            ŞAİK(Şehit Ali İhsan Kalmaz) Lisesi çok meşhurdu. Orayı da başarı ile bitiren Kazım, üniversite sınavlarına girdi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı.

            LİSELİ YILLAR

            Kazım Erdoğan bedensel zayıflığının yanında sessiz bir gençti. Öyle her şeye karışma gibi bir huyu yoktu. O yalnızca derslerini ve geleceğini düşünürdü. Onun sessiz olması, içine kapanık biri olması anlamında değildi. O, çevresinde olup biten her şeyi kafasına yazar ve orada değerlendirir, yanlışı, doğruyu ölçerek bulmaya çalışırdı.

            Onun bilinç seviyesini yükselten birçok olay yaşanmıştı ama bunların içinde unutamadığı üç tanesi vardı. Bunlar aslında ona yön vermiş, yaşam boyunca izlemesi gereken çizgilerin avuç içine yazılmasına neden olmuştu. Birincisi lisede yaşadığı boykot; ikincisi Ankara Anadolu Kulübü’nde gördükleri ve duydukları; üçüncüsü de Erzurum’daki bıçaklanma olayıdır.

            devam edecek

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap