İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABULÜNÜN 103’NCÜ YILI BÜYÜK BİR GURURLA KUTLANDI…
İstiklal Marşımızın kabulünün 103’ncü yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü tüm yurtta olduğu gibi Eğirdir’de de büyük bir gururla kutlandı.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un kaleme aldığı 12 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Milli Marş olarak kabul edilen İstiklal Marşı’nın Kabulünün 103’ncü yıldönümü Eğirdir’de hazırlanan programla adeta milli duygular kabardı.
Eğirdir Atatürk Ortaokulu öğrencileri tarafından hazırlanan program, Eğirdir protokolü ve izleyicilerden büyük beğeni aldı.
12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü programı bugün saat 10.00’da Eğirdir MAREM konferans salonunda gerçekleşti.
Programa; Eğirdir Kaymakamı Adem Çelik, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ahmet Aşık, Belediye Başkanı Veli Gök, Yüksek rütbeli subaylar, Eğirdir Belediye Başkan Adayları; Mustafa Özer, Mehmet Demirel, Necati Savaş ve Ercan Yılmaz yanı sıra, kurum müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın söylenilmesi ile başlayan program, Atatürk Ortaokulu Müdürü Ramazan Özkan’ın günün anlam ve önemini belirten konuşması ile devam etti.
Özkan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlatmak için, onun, hangi şartlarda yazıldığını iyi bilmemiz ve bu kapsamda değerlendirmemiz gerekir.
Osmanlı Devleti, girdiği Birinci Dünya savaşından yenik çıkmıştı. Her zaman göz dikilen Anadolu toprakları, emperyalist devletler tarafından işgal edilmişti. Türk milleti, İstiklal Savaşının, en karanlık günlerini yaşamaktaydı. Anadolu’da, Türklerin ateşle imtihanının, en çetini ve en ağırı yaşanıyordu. Anadolu’da, bu kargaşa ortamı yaşanırken; “Ya İstiklal Ya Ölüm” nidalarının tercümanı olacak, milletimizi tek yürek tek bilek haline getirecek, vatan, millet, bayrak ve istiklal aşkının ilmik ilmik dokunduğu bir milli marş gerekliydi.
Türk milletine yakışacak, milli bir marşın yazılabilmesi için, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından; yarışma düzenlendi. Bu, kutsal vazifeyi ifa etmek için, yedi yüzden fazla şiir Maarif Vekâletine sunuldu. Ancak bu şiirlerden hiçbiri, İstiklal ve milli mücadele ruhunu yansıtacak kudrete sahip değildi.
Sonuçta, milletin acısını derinden hisseden Mehmet Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan, o eşsiz şiirini, gece gündüz, gözünü bir an dahi kırpmadan yazmıştır. Öyle muhteşem bir şiir ortaya çıkmıştır ki, bu şiir, bir milletin, bir anda, var olup olmama, noktasında, ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır.
Marşımız, milli birlik ve beraberlik duygusunun, milletimizin bağımsızlığa olan tutkusunun veciz bir biçimde ortaya konulduğu ‘milli mutabakat metnidir.
İstiklal Marşımız “Korkma!” seslenişi ile başlar. Buradaki korku ifadesi sıradan bir korku olmayıp her karış toprağı şehit kanları ile yoğrulmuş aziz vatanımızın kaybedilme endişesinin dile getirilmesidir. Bu en olumsuz durumlarda dahi ümitli kalabilmenin bir ifadesidir. Çünkü esaret de ümitsizlik de bize yakışmazdı
Bir başka kıtasında ise: Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.” Diye gençlere seslenir. Vatanın korunması, bastığı yerleri toprak diyerek geçmeyen; bu topraklar altında kefensiz olarak yatan şehit atalarını unutmayan vefalı bir gençliğin eliyle olacaktı
Öyle de oldu. Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin liderliğinde bizlere yeni ufuklar açacaktı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayasızca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti.
Mustafa Kemal “Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır,
İstiklal Marşı’nda, istiklâl davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim bölümü de
“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl”
Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır.
Akif İ ise: O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. - Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla yeisse düşmedik. Zaten başka türlü çalışabilir miydik? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz… Fakat imanımız büyüktü: O şiir, milletin o günkü heyecanının bir kıymetli hatırasıdır. O şiir bir daha yazılamaz… Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam… Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım…
Milli Mücadelemizin, destansı bir ifadesi, milli birlik ve beraberlik duygusunun, milletimizin bağımsızlığa olan tutkusunun veciz bir biçimde ortaya konulduğu ‘milli mutabakat metni olan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921 Tarihinde, TBMM tarafından, milli marşımız olarak kabul edildi.
Mehmet Akif, bir ufuk insanıydı ve gerçek bir vatanseverdi. İstiklal Marşı için verilen, 500 liralık ödülü, ihtiyacı olmasına rağmen, kabul etmemiş; bu parayı kimsesiz çocuklara ve şehit ailelerine bağışlamıştır.
Sevgili gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir, İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize, bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır. Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır. İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerinde her zamankinden daha duyarlı olmak, vatan için bir an bile tereddüt etmeden canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimize karşı borcumuz olmalıdır. Ancak o zaman İstiklâl Marşımızın yazarı üstat Mehmet Akif Ersoy’un “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” duası gerçekleşmiş olacaktır.
Bize, bu güzel vatanı emanet bırakan, başta Eşsiz komutam Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ve aziz şehitlerimizi, gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum.”
Okul Müdürü Ramazan Özkan’ın konuşmalarının ardından okul öğrencileri tarafından hazırlanan Oratoryo sahnelendi. Öğrencilerin İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy temalı oratoryo izleyenler tarafından çok beğenildi.
EMEL TURAN KARTAL