AKUT Dergisi, Bu ay Isparta AKUT
Lideri Şenkaynağı ile Söyleşi Yaptı
AKUT Dergisi, Bu ay Isparta ekip lideri Ali Şenkaynağı, ile AKUT Isparta'yı konuştu.
Sayın Ali Şenkaynağı, sizi tanıyabilir miyiz?
1978 Sandıklı doğumluyum. Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaktayım. Üniversitede Dağcılık ve AKUT öğrenci topluluğunun Akademik danışmanlığı, Arama Kurtarma Uygulama ve Araştırma merkezi Müdürlüğü yapmaktayım. Yanı sıra Dağcılık, Kayak, Dalış ve Squash sporlarıyla ilgilenmekteyim.
AKUT’la ilişkiniz nasıl başladı, nasıl ekip lideri olarak seçildiniz?
17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde bireysel olarak yardım çalışmalarına katılmıştım ancak arama-kurtarmanın profesyonel ekipler tarafından yapılması gerektiğini de biliyor ve bu noktada öncü olan AKUT’u takdir ediyordum. Aklımın bir köşesinde bir gün AKUT’ta gönüllü olmak zaten vardı. Zaman içerisinde mesleğim ve ilgi alanlarım ile ilintili olarak, Türk dağcılık camiasından seçkin insanlarla tanıştım. Çoğunun AKUT’un operasyonel ekiplerinin başında olması sebebiyle, gerek AKUT yönetiminde gerekse diğer arama kurtarma ekiplerinde birçok tanıdığım oldu. Bu arkadaşlarımızın başarılı çalışmalarını ulusal basından da takip ediyordum. Yüksek deprem riski olan ve fay hatları üzerinde bulunan Isparta ilinde bir AKUT ekibi kurulması gerektiğini vurgulayan arkadaşlarımın teklifi ile AKUT Isparta ekibini kurma ve yürütme görevi teklif edildiğinde hemen kabul ettim.
Bölgenizdeki AKUT ekibinin tarihçesi ve kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz?
Elbette… AKUT Isparta ekibi 2011 yılında kuruluş faaliyetlerine başladı. Ekibin tanıtımının yapılması, gönüllülerin bulunması ve bu gönüllerin eğitimlerinin tamamlanması noktasında epey mücadelemiz oldu. AKUT, eğitimlerinden ve standartlarından asla taviz vermeyen bir kurum. Bütün eğitim eksiklerimiz ve ihtiyaçlarımız AKUT İstanbul Genel Merkezden kontrol edildi. Yakın bölgelerdeki ekip arkadaşlarımız da desteklerini esirgemediler. Merkezden ve bölge ekiplerden gelen yönlendirmeler ile ekip içindeki çalışmalarımız 1 yıl aşkın süre hızla devam etti ve tüm yeterliliklere sahip olduğumuz zaman, 2012 yılında AKUT Isparta ekibini resmen açmış olduk.
Bugün 22 kişilik operasyonel ekibimiz ve bu kadroya yetecek teknik ekipmanımız ile deprem, dağ kazaları, çığ ve sel arama kurtarma konularında uluslararası standartlarda arama-kurtarma yapabilecek kapasitedeyiz.
Isparta’da bir AKUT ekibi kurulmasına neden ihtiyaç duyuldu?
Isparta, Göller Bölgesi içinde olması nedeniyle, bölgemizde pek çok kaybolma, boğulma vb. kazalar meydana geliyordu. Bu kazalara müdahale edebilecek yerel bir gönüllü ekip yoktu. Yanı sıra, az evvel de bahsettiğim gibi, Isparta ülkemizin önemli fay hatları üzerinde bulunmaktadır. İlimizde en son yıkıcı deprem üzerinden 100 yıllık bir süre geçmiş ve yeni bir yıkıcı deprem döngüsü içinde olan ilimizde halkımızın bilinçlendirilmesi, deprem öncesi, anı ve sonrasında nelerin yapılabileceğine dair hızlı bir eğitim verilmesi gerekiyordu.
AKUT olarak, arama-kurtarmanın yanı sıra öncelikli misyonumuz bilinçlendirme çalışmalarıdır. Tüm bu ihtiyaçları göz önüne alarak burada bir AKUT ekibi kurmaya karar verdik. 2012 yılından beri de bölgede hem arama-kurtarma operasyonlarımız hem de bilinçlendirme çalışmalarımız devam etmekte. Bilinçlendirme çalışmalarımız kapsamında, 2015 yılının ilk yarısında Süleyman Demirel Üniversitesi’ndeki çalışanlar ve öğrencilerden oluşan toplam 4.900 kişiye “Doğal Afet Bilinçlendirme” semineri verdik.
AKUT sizin için ne ifade ediyor?
AKUT, her canlının yaşam hakkına saygıyla eğilen bir kurumdur. AKUT’a göre yaşam kurtarmanın dini, dili, ırkı, cinsiyeti, türü yoktur. AKUT’un en çok bu yaklaşımına hayranım. Sadece bu sebeple bile bu kurum içinde olmaya değer. Yanı sıra; azim, eğitim, aralıksız çalışmak, karşılıksız yardımseverlik, ülke standartların üstüne çıkmak, dünya standartlarını yakalayabilmek gibi pek çok takdire şayan sebep beni AKUT’a gönülden bağlamaktadır. AKUT’u ve AKUT’lu olmayı bir dünya görüşü ve yaşam biçimi olarak algılıyorum.
Bölgenizin afet ve acil durumlarla ilgili tarihçesi ile fizikî ve beşeri özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Isparta, Akdeniz Bölgesi içerisinde yer alan, ortalama 9.000 km_ yüzölçüme sahip, 230 bin nüfuslu bir şehir. Tarihi MÖ. 2000’li yıllara dayanıyor. İki adet sanayi sitemiz, bir adet hava limanımız, dört tanesi Süleyman Demirel Üniversitesi’ne bağlı on beş hastanemiz mevcut. Nüfusun 200 bini kırsal kesimde yaşamakta olup bunların da büyük çoğunluğu tarım ile ilgilenmekte. Gül ve Gülyağı üretiminde dünyada ilk sıradayız. Yanı sıra ülkenin önde gelen çimento fabrikaları da ilimiz sınırları içerisindedir. Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri arasında yer almamız nedeniyle önemli bir konuma sahibiz.
Göller Bölgesi’nde yer alan ilimiz ortalama 3.000 m yükseklikte dağlarla çevrilidir. Bu da dağcılık başta olmak üzere diğer doğa sporları için uygun bir saha imkânı yaratmaktadır. İlimiz yarı karasal iklime sahiptir. Bölgemizin en önemli dağlarından birisi olan Davraz Dağı, yaz ve kış turizmi açısından önem arz etmektedir. Kış turizminde kar sporlarının yoğun olarak yapıldığı bu bölgemizde zaman zaman kaza ve kaybolmalar yaşanmaktadır. Bu kazalara zamanında ve doğru müdahale edebilmek amacıyla, ilimizde bulunan UMKE (Ulusal Medikal kurtarma Ekibi) ile ortak tatbikatlar yapmakta ve müşterek çalışma stratejileri geliştirmekteyiz. Yine acil durumlarda bina tahliyeleri konusunda JAK (Jandarma Arama Kurtarma) birimiyle ortak tatbikatlar düzenlemekteyiz. Davraz dağında kış sporlarının yoğun yapıldığı dönemlerde kayak bölgelerinin risk gördüğümüz muhtelif yerlerinde çığ riski tespit edersek halkımıza hızlıca bilgi verip güvenlik tedbirleri almaktayız.
Bölgenizde en çok ne tür operasyonlara çıkıyorsunuz ve ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Bölgemizde önceliğimiz doğal afet eğitimleri vermek yani afet evveli bilinçlendirme çalışmaları sunarak afet sırasındaki hasarı minimize etmeye çalışmak oluyor. Ayrıca doğada meydana gelen kayıp vakalarında arama-kurtarma ve yanı sıra çobanlardan gelen ihbarlar üzerine hayvan arama-kurtarma faaliyetlerimiz devam etmektedir. Bunlar yerel çalışmalarımız. Yanı sıra, olası bir ulusal yahut uluslararası afette, AKUT Genel Merkez tarafından planlanacak kadroya 22 gönüllü ile dahil olabilecek kapasitedeyiz.
Ekibinizin kuruluşundan bugüne kadarki operasyon istatistiklerini paylaşır mısınız?
Ekibimiz kuruluşundan bugüne kadar 3 operasyonda görev almış, bu operasyonlar neticesinde 1 kişi kurtarılmış ve 6 hayvan güvenli bölgeye alınmıştır. Van depreminde de göreve hazır şekilde bekledik ancak AKUT olarak bölgeye yeterli sayıda gönüllü ulaştırılınca geri hizmette kalarak lojistik destek koordinasyonu yapan ekip içerisinde yer aldık.
Diğer AKUT ekipleriyle ne sıklıkta ve ne tür ortak çalışmalar yapıyorsunuz?
AKUT Merkez tarafından periyodik olarak tekrarlanan toplantı ve eğitimlere katılıyoruz. Ayrıca bölgemizde bulunan başta AKUT Antalya ekibi olmak üzere diğer ekipler ile de zaman zaman ortak eğitimler düzenliyor, bilgi paylaşımlarında bulunuyoruz.
Bölgenizde, arama ve kurtarma alanında çalışan başka kurumlar, STK’lar, oluşumlar var mı, varsa acil durumlarda aranızdaki koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?
Bölgemizde bizim dışımızda arama-kurtarma alanında çalışma gösteren AFAD ve UMKE gibi kurumlar mevcut olup; yürürlükteki kanunlar çerçevesinde herhangi bir operasyon icrasında AFAD tarafından kurulan kriz merkezine bağlı olarak görev alıyoruz.
Bölgenizdeki yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, özel sektörün, medyanın ve yurttaşların STK’lara, AKUT’a ve gönüllü hizmetlere yaklaşımlarını değerlendirir misiniz? Bu kurumlardan yeteri kadar destek alabiliyor musunuz?
AKUT zaten takdir edilen büyük bir marka… Bizden evvel de halkımızın AKUT’a bir sempatisi ve güven duygusu vardı. Burada AKUT ekibi kurulduktan sonra bu sempati mutlak suretle artmıştır. Bunun göstergesi olan pozitif geri dönüşler alıyoruz.
Ancak bu takdir yeterli mi diye sorarsanız hayır, yeterli düzeyde olmadığını söyleyebilirim. Bu etkileşim konusunda, önümüzde kat etmemiz gereken çok yol olduğunu düşünüyorum. İlişkilerde pozitif gelişmenin nasıl sağlanacağı yönünde sürekli olarak beyin jimnastiği yapıyoruz. Halkımızın da bu hayat kurtarma ve bilinçlenme sürecine direkt ya da dolaylı olarak katılabilmesi için…
Kurum ve kuruluşlarla gelecek olursam; onlarla ilişkilerimizin daha özgün hale gelebilmesi için yerel yöneticilerimizin de kat etmesi gereken mesafeler olduğuna inanıyorum. Sonuçta AKUT bu ülkenin AKUT’u. Bir rakip olarak değil, bir ortak olarak, yardımcı yapılanma olarak algılanmamız gerek. Bizlerin karşılıksız yardımseverlik çabası zamanla bu algıyı oturtacaktır. Biz AKUT ailesi olarak kendimizi anlatmaya her platformda devam edeceğiz. Bu sanırım manevi destek kısmı… Maddiyata gelince; bölgemiz henüz sanayileşmeyi, dolayısıyla kalkınmayı tamamlayamadığından ekonomik olarak geri dönüş yani maddi destek aldığımız söylenemez. AKUT bir sivil toplum kuruluşu, bir şirket değil. Giderlerimiz çok olduğu gibi, mali anlamda sürekli olarak para döngüsü sağlayabilen bir yapımız yok. Bu sebeple bağış, sponsor, malzeme desteği gibi konularda hem yerel yönetimlerin, hem özel kurumların hem de halkın ilgisine ihtiyaç duymaktayız. Ama şunu da çok iyi biliyorum; AKUT büyük bir camiadır. Biz AKUT Isparta ekibi olarak en büyük destek ve gücü her zaman AKUT merkezden almaktayız.
Bölgenizde faaliyete geçtiğinizden bu yana, gözlemlerinize bağlı olarak, halkın kurtarma ve gönüllük kavramlarına olan bakış açısının geliştiğini yahut değiştiğini söyleyebilir misiniz?
Bölgemizde sunduğumuz ücretsiz bilinçlendirme seminerleri halkımızı son derece memnun ediyor. Bundan da mutluluk duyuyorum. Ancak bu memnuniyeti sürekli hale getirmek ve karşılıklı faydaya dönüştürmek gerek. Ben bir eğitimci olarak, her konuda gelişim ve kalkınmanın eğitimle olacağına inanırım. Eğitim, gelişim yolunda en önemli basamaktır. AKUT gibi tamamen gönüllülük esasına dayalı, işini dünya standartlarında yapan önemli kurumların tanıtımının yapılması gerek. Bu tanıtıma ilköğretim ve orta öğretim kurumlarındaki müfredatlarda yer vermek gerek. Hem STK’ların sürdürülebilir insan gücü temini noktasında gençlerde destek alabilmesi hem de bu çalışmaların ülkeye katkılarının fark edilebilmesi için…
Bölgenizdeki AKUT yapılanmasıyla ilgili kısa ve uzun dönemli hedeflerinizi bizle paylaşır mısınız?
Ben bölgemizin fiziki yapısını da göz önüne alarak, ileri seviye enkaz arama-kurtarma eğitimlerini çok önemsiyorum. Ekibimizin gönüllü kapasitesini artırma hedefimizin yanı sıra, operasyonel kabiliyetteki her gönüllünün enkaz arama-kurtarmada profesyonelleşmesi için planlama yapıyorum.
Ekibinizde eksikleriniz, ihtiyaçlarınız nelerdir, AKUT’a katkıda bulunmak isteyen okuyucularımıza ne mesajlar vermek istersiniz?
Gönüllülük esası ile çalışan hiçbir STK asla tam ve tamam değildir. Benim ekibimde de en başta her yaştan, cinsiyet farkı gözetmeksizin insan gücüne ihtiyaç var. AKUT içerisinde emekliler de var, ev hanımları da, engelliler de… Çünkü herkesin AKUT’ta yapabileceği bir iş var. Bizim AKUT Isparta ekibi olarak herkese, her zaman kapımız açık. Vatandaşlarımız sosyal medya aracılığı ile bizi takip edip tanışma toplantılarımıza gelebilirlerse son derece memnun oluruz. Yine AKUT web sitesindeki iletişim bilgileri aracılığıyla bize ulaşabilirler.
Diğer temel ihtiyaçlarımızın çözümünde ise; az evvel de dile getirdiğim gibi, en büyük desteği AKUT merkezden alıyoruz. Ancak AKUT’un artık 35 ekibi var. Her şeyi merkezden beklemek yerine ekiplerin kendi ihtiyaçları temin edebiliyor olması gerek. Bu noktada da ekiplerimizin kendi bölgelerindeki başta kamu olmak üzere ticari kuruluşların hassasiyetinin artması gerek.
Gençleri zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için STK’lara katılımın ve gönüllülüğü teşvik etmenin önemi ve olumlu etkisi biliniyor. Bir AKUT ekip lideri olarak bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Gençlerimize doğru bir eğitim veremediğimiz zaman böyle sorunlarla maalesef karşılaşabiliyoruz. Bizim yetişkinler olarak, zararlı alışkanlıkların nelere mal olabileceğini gençlere çok iyi anlatmamız gerekiyor. STK’lara bu anlamda büyük görevler düştüğüne, bu konuda hep beraber daha fazla mesai harcamamız gerektiğine inanıyorum. Bizim AKUT Isparta ekibi olarak gençlere, ailelerine, öğretmenlerine ve işbirliği için gelecek her kurum ve kuruluşa kapımız sonuna kadar açık.
Isparta’da Afet Yönetimi konusunda yapılan çalışmaları değerlendirir misiniz? AKUT Isparta ekibi bu çalışmalara nasıl katkı sağlamaktadır?
Bütün ülkemizde olduğu gibi Ispartamızda da afet öncesi makro planların yetersiz olduğuna inanıyorum. Bu konuda kamudan AKUT gibi gönüllü kuruluşlara kaynak aktarılmıyor olması beni son derece üzüyor. Bırakın desteği, AKUT’a ait araçlarımızdan ve arama kurtarmada kullandığımız telsizler için ödediğimiz vergilerden bir muafiyet bile söz konusu değil. Tek amacı insanlığa yardım olan AKUT’umuza başta ülkemizi yönetenler olmak üzere özel kuruluşların da yeterince sahip çıkamadığını düşünüyorum. Bu ülkede büyük afetlerden önce hazırlıkların tamamlanması ancak makro projelerle olur. Ben yapılabilirliği yüksek kamusal bir projenin varlığından şüpheliyim.
Sizi çok etkileyen bir veya birkaç operasyonunuzu, anılarınızı bizle paylaşır mısınız?
2014 yılı Mayıs ayında bir vatandaşımız bana telefonla ulaştı. Üniversitede okuyan kızıyla bir gün öncesi telefonla görüştüğünü, kızının kötü bir dönemden geçtiğini, intihar edebileceği izlenimi verdiğini, o görüşmenin akabinde kendisine hiçbir şekilde ulaşamadığını bildirdi. Ekibimle hemen telefon zinciri kurdum. İhbarı aldığım dakikanın otuz dakika sonrası, arama-kurtarma için tüm hazırlıklarımız tama
mlanmıştı. İl Acil Yönetimine böyle bir ihbar aldığımızı bildirdim. Kayıp şahsa ait telefonun son sinyal noktasını ilgili GSM operatöründen aldıktan sonra coğrafî olarak en zorlu bölgelerimizden birisi olan bölgede AFAD ile ortak arama faaliyetine başladık. Arama faaliyetimizde en zorlu ve riskli bölgeleri ekibimiz üstlenmişti. Çalışmamızı geç saatlere kadar sürdürdük. Arama-kurtarma çalışmalarımızın ikinci gününde, açıkçası cansız bir beden aradığımız düşüncesindeydim. Tüm belirtiler o yöndeydi. Uzayan saatler ve coğrafî şartlar da dikkate alındığında çok yorucu bir arama gerçekleşiyordu ancak olumsuz tüm etkenlere rağmen ailenin umutlu bekleyişi bizi gayretlendiriyordu. İlerleyen saatlerde Jandarma’ya gelen bir ihbar, şahsın bulunabileceği bir noktayı bildiriyordu. Hızlıca o noktaya intikal ettik. Gerçekten de kazazedeyi orada bulduk. Neyse ki henüz halen hayattaydı. Onu hemen güvenli bölgeye alıp 112 yetkililerine teslim ettik. Şahsın tüm olumsuz şartlara rağmen yaşıyor olduğunu görünce umudun hiçbir zaman tüketilmemesi gerektiğini ekip olarak bir kez daha anlamış olduk. O gün o operasyon bize çok şey öğretti. O ailenin çaresiz ama bir o kadar umutlu bakışları, her çaresizlik içinde bir umut olduğunu, olması gerektiğini bana hep hatırlatacak; o umut, bundan sonra karşılaşacağımız operasyonlarda bizi motive edecek en önemli etken olacaktır.
Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?
Güvenli yaşam kültürünü bir yaşam biçim haline getirmeliyiz. Evimizde, mahallemizde, ilçemizde, ilimizde ve ülkemizde, herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Afetler nedeniyle meydana gelen ölümler ancak doğru yapılanmalar ve eğitim/bilinç ile önlenebilir.
Bize yer ayırdığınız için AKUT Isparta ekibi olarak teşekkür ederiz.