27.Dönem Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 99. Doğum Günü Nedeniyle Yayınladığı Mesajı

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,27.Dönem Isparta Milletvekili  Dr. Aylin Cesur'un Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 99. Doğum Günü Nedeniyle Yayınladığı Mesajı
Haberin Tarihi: 1.11.2023 09:22:33 - Okunma Sayısı:613 defa okundu.

27.Dönem Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 99. Doğum Günü Nedeniyle Yayınladığı Mesajı

27.DÖNEM ISPARTA MİLLETVEKİLİ  DR. AYLİN CESUR'UN

CUMHURBAŞKANI SÜLEYMAN DEMİREL'İN

99'ncu DOĞUM GÜNÜ NEDENİYLE YAYINLADIĞI MESAJI

1 Kasım 2023, Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in 99. Doğum günüdür. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılının 2. gününde iyi ki Cumhuriyet var, iyi ki Atatürk var diyorum, milletçe 29 Ekim’de bunu dedik ve 100. yılımızı kutladık. Ve iyi ki Süleyman Demirel gibi Büyük Atatürk’ün emanetine sahip çıkan ve onu yücelten devlet adamlarımız var diyorum.

Süleyman Demirel, 1 Kasım 1924’de İslamköy’de doğdu. Doğum Günlerinde kendisini binlerce arayan ve Güniz Sokağa ziyarete gelen olurdu. Bu ziyaretçilerin başında dava arkadaşları vardı. Aslında mesele doğum günü kutlamak değildi. Cumhuriyetle yaşıt bir dev adamın, bu ülkenin insanına adadığı ömrünün nasıl geçtiğine tanıklık eden dostları ile büyük bir sevinçle kutladıkları, aslında son bir yılın muhasebesinin yapılmasıydı. Kendisinin her sene siyaset arkadaşlarına yaptığı teşekkür konuşmasında üzerini vurguladığı bir şey vardı: “Kırk yıl boyunca ülkenin bütçesini kullandıkları halde tek bir kör kuruşun hesabı kendilerine sorulamamıştı, bu muhasebeden hep alınlarının akıyla çıkmışlardı. Tek bir damla kanın da kendilerine hesabı sorulacak bir zemine neden olmamışlardı.” Aldığı son nefesine hizmetle geçecek ömrünün yeni yaşında yaptıkları muhasebe de, aslında Cumhuriyetle yaşıttı. 

 Süleyman Demirel’in en yakın dava ve çalışma arkadaşları, Türkiye’nin her yerinden yüzlerce kilometre uzaktan gelen Demirel Sevdalıları ve Değerli Hemşerileri, 1 Kasım’larda bir araya geliyoruz, önce kendisinin ebedi istirahatgahında bir araya gelip dua ediyoruz, sonra da adını taşıyan Süleyman Demirel Üniversitemizde bir arada oluyoruz, anma etkinliğinde hasret gideriyor, gençlere Demirel’i anlatan değerli konuşmacıları dinliyoruz. Bunların da hepsi Cumhuriyet ve ona sahip çıkan nesiller sayesinde oluyor, O’na inanan her bir ferdine minnettarız. 

Ayrıca bizleri her sene bir araya getiren Süleyman Demirel Üniversitemizin Değerli Rektörü Prof. Dr. Mehmet  Saltan’a ve emeği geçenlere, Demirel Vakfı’nın Başkanı, Sayın Nihan Atasagun’a ve çalışma arkadaşlarına çok teşekkürlerimi sunuyorum.

Demirel’in hikayesi, sadece İslamköy’den Çankaya’ya giden bir uzun ince yolun hikayesi değildi çünkü. Bu hikaye aynı zamanda, Cumhuriyet’in kalkınma, medenileşme mücadelesinin ve Türk Milleti’nin benlik arayışının hikayesi idi.  

Sayın Cumhurbaşkanı’mız, İslamköy'deki baba evini  gezdirirken, başımızı eğerek girdiğimiz kerpiç odaya bir göz gezdirdikten sonra şöyle demişti:

"İşte ben, bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu. Gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Sonra Afyon Lisesi. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız, size cevabım şudur: Cumhuriyet benim işte! İslamköy'den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk'e borçluyuz."

1 Kasım 1924.  Bu, Cumhuriyetin ilanından tam 1 yıl sonradır. Sayın Cumhurbaşkanı’mız Doğum Gününü, Cumhuriyet Haftasına denk geldiği için çok severdi. Çocukluğu, Cumhuriyet’in zor yıllarında geçmişti. Yanmış yıkılmış bir Anadolu’nun köyünde. Gençlik yılları şehirde geçmişti ancak yazları köyünde olur, babası ve kardeşleriyle toprakta çalışırdı.

Böylece Cumhuriyet’in sağladığı muazzam değişime, hem köyde hem şehirde tanıklık etti. Kendisini siyasete iten de Türk köylüsünün ve halkının o dönemdeki yoksulluğu ve çaresizliği idi. Savaş kazanılmış ve bağımsızlık elde edilmişti ama halk perişandı. Memleketin büyük bölümünde içecek su yakacak ışık yoktu. Meslek seçimi, milyonları çatlamış toprakla mavi gökyüzü arasında sıkışmış kaderinden kurtarma kavgasına katkıda bulunma amacıyla oldu.  Şevket Süreyya’nın deyişiyle “suyu arayan adam” oldu. Ömrünü suya adadı ve bugün dünyada nam salan dev eserlere imza attı.

20'nci Yüzyılın tarihe yön veren çok önemli olaylarından biri Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıdır. 

Demirel’e göre; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çağdaşlığa ve uygarlığa açılan bir kapı idi ve yepyeni bir yönetim biçimine ve çağdaş ilkelere dayanan modern bir millî devlettir.

Büyük Atatürk'ün eseri, bir büyük hukuk devrimi olan Cumhuriyet, 20. yüzyılın en başarılı toplumsal ve siyasal değişim projesidir. Cumhuriyet sayesinde Türkiye evrensel hukuk prensipleriyle buluşmuştur. 

Cumhuriyetin getirdiği çağdaş açılımlarla Türk insanının ufku genişlemiş, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımız yeni bir dinamizm kazanmıştır.
     Cumhuriyet, Türkiye için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesidir. Cumhuriyet, Türk milletinin uygar toplumlar arasına girmesini sağlamıştır.

Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne kuvvet milletin kendisidir. Türk milleti, Cumhuriyeti benimsemiştir ve Cumhuriyetten memnundur.

Bu ülkede yaşayan herkes hürdür, herkes birinci sınıf vatandaştır; temel hak ve özgürlükler kanunlarla çerçevesi çizilen bir sistem içerisinde özgürce kullanılabilmektedir. 

Herkes, aynı geçmişi ve ortak bir geleceği paylaşmaktadır. Herkes, tasada, kederde ve sevinçte ortaktır. Devlet halkın devletidir, üstün irade ve her türlü yönetim yetkisinin kaynağı millet iradesidir. "Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi, devletin ve rejimin temelini oluşturmaktadır.

Büyük Atatürk önderliğindeki kadın-erkek, genç-yaşlı tüm halkımızın kahramanlıklarıyla yazılmış bir destan olan Cumhuriyet, kısa zamanda bizi yeniden bölgemizin en güçlü devleti hâline getirmiştir. 

Bu yıl 100. yılı kutlanan Cumhuriyet’in 50 senesinde Süleyman Demirel vardır. 10 sene yüksek idarecilik, 12 sene Başbakanlık, 21 sene muhalefet liderliği, 7 sene Cumhurbaşkanı olarak geçen bir 50 sene.  

Türkiye,  Demirel’in Cumhurbaşkanlığı görevini tamamladığı 2000 yılında, her alanda dev atılımlar gerçekleştirmiş bir dünya devletidir. 

Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca hızlı bir kalkınma gerçekleştirmiş ve Demirel’in Cumhurbaşkanlığını tamamladığı 2000 yılında, bir tarım toplumundan; sanayileşmiş, demokratik bir kent toplumu hâline gelmeyi başarmıştır. Hür seçim, hür parlamento, hür basın, hür yargı, hür üniversite, hür sendika, hür inanç, hür vicdan, hür zihin, hür meydan, hür sokak, hür sivil toplum, çağdaş Türkiye'nin görüntüsüdür ve 50 sene Demirel bunun peşinden koşmuştur.

2000'li yıllara girerken; her alanda büyümüş, gelişmiş ve uygarlığı yakalamış bir Türkiye vardır. Anadolu, tarihinin en mamur ve müreffeh dönemini Cumhuriyetten sonra yaşamıştır. Sağlık hizmetleri, yol, su, elektrik, telefon ülkenin her köşesine Demirel’in başında bulunduğu dönemlerde halka ulaştırılmıştır. Okul, öğretmen, televizyon, ülkenin her köşesine gitmiştir. Velhasıl ülkenin her köşesi ve kişisi, medenî hizmetlerin tümüne kavuşmuştur.

Türk ekonomisinin bugün ulaştığı nokta, başarılarla doludur. Unutulmaması gerekir ki, Türk ekonomisi demokratik Cumhuriyet sayesinde bugün rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulmuştur.
İhracatının yüzde 90'ı sanayi mamulüdür. Önemli kaynaklara sahiptir. Dünyada önemli pazarlara girmiştir. Genç ve dinamik bir girişimci gücüne, büyük bir turizm potansiyeline sahiptir.

Türkiye’nin G-20 grubuna üye olarak davet edilmesi, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş Türk ekonomisinin Cumhuriyetle birlikte kazandığı gücün, önemli bir göstergesidir.

Tüm bu gelişmeler, milletlerin tarihi içinde uzun sayılmayacak bir zaman diliminde ve sorunlarla dolu güç bir coğrafyada gerçekleştirilmiş büyük başarılardır. Ve hizmetle geçen ömrünün 50 senesinde ve son nefesine kadar Süleyman Demirel “Kalkınmış,  Demokrat Büyük Türkiye” hedeflemiştir. Süleyman Demirel’in öyküsü, Cumhuriyet’in öyküsüdür. Başarılarla ve mücadeleyle doludur. Benim de tanıklık ettiğim doğum günlerinde bu mücadelenin muhasebesi yapılmıştır.

Pek çok ülke gibi Türkiye'nin de önemli sorunları bulunmaktadır.

Hiçbir zaman sorunlarımızı küçümsemiyoruz. Kendisinin her fırsatta belirttiği gibi yorgunluğa, bıkkınlığa, karamsarlığa gerek yoktur. Şevkimiz, kararlılığımız, kendimize güvenimiz yetecektir.
   Türkiye, neye sahip olduğunun değerini iyi bilmeli ve sorunlar ne kadar büyük ve ciddî de olsa, devletten, rejimden, kendisinden güvensizliğe düşmeden, sorunlarını demokratik zeminlerde çözmenin yollarını aramalıdır. 

Türkiye, demokrasi ve insan hakları idealine ve prensiplerine içtenlikle bağlıdır. Bu, kimseyi memnun etmek için değil, kendi vatandaşlarını mutlu etmek içindir. Türkiye birliğini, dirliğini, beraberliğini muhafaza edecektir.

Türkiye, dünya ile kucaklaşabilecek şekilde ekonomisini geliştirmeli ve teknolojinin gerisinde kalmamalıdır. 

Atatürk'ün eseri olan Türkiye'de güçlü bir toplumsal irade mevcuttur. 

Süleyman Demirel’in hep vurguladığı gibi, “Türkiye, kalkınmasını sürdürebilmeli; demokrasi ve kalkınma bayrağını hiçbir zaman elinden bırakmamalıdır.”  

Türk insanı, Cumhuriyeti kuranlara ve O'nu yüceltenlere minnet ve şükran duymaktadır. Türk insanı bugünlere nasıl geldiğini unutmayacak ve şanlı geçmişini koruyarak aydınlık geleceğine sımsıkı sarılmaya devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti, önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam edecektir. 

Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in hep vurguladığı gibi:

“Kendimize güveneceğiz. Demokrasimize güveneceğiz ve sadakatle bağlı kalacağız. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete sadakatle bağlı kalacağız. Türkiye’nin Birliği’ni milleti ve toprağı ile muhafaza edeceğiz. İnsan haklarından, demokrasiden ve uygar dünyadan kopmayacağız.”

Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyet Haftasında ve Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu günlerde Cumhuriyet tarihimizde adını bir efsane olarak tarihe yazdıran Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Doğum gününde, kendisini Rahmet ve şükranla anıyor, Aziz Hatırası önünde ihtiramla eğiliyorum.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap