BEYİN YÜZYILI
‘S.D.Ü. Nörolojik Bilimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÖROBAM) ve Tıp Fakültesi Biyolojik anabilim dalı tarafından düzenlenen ‘1. Uluslararası Beyin Araştırmalar Okulu’nun açılış töreni yapıldı’; haberini okuyunca sevindim. 21. Yüzyılın beyin yüzyılı olacağı söylenmektedir. Gerçekten beyin üzerine yapılan araştırmalar (genetik, epigenetik - çevrenin genetiğe etkisi); dünyaya yeniden yön verecek.
20. yüzyılın son çeyreği bilgisayar (elektronik beyin) üzerinedir. 1975 yılında bilgisayar bilimleri mühendisliğine başlamıştım. Mekanik’ten sonra elektronik devrine geçilmişti. Bilgisayar (elektronik beyin), daktilo olarak görülüyordu. Gelişmelerin insanları bu kadar etkileyeceğine inanılmıyordu. Bugün; imzanın bile bilgisayara atıldığı, bizim ise sadece akıllı cep telefonlarıyla meşgul olduğumuz zamanlar. Biyolojik beyin araştırmaları dünyayı yönlendirecek, bunun bilincinde olmamız gerekir. Gençlere yeni iş sahaları açılacak, insanların sorunlarına çare bulunacak. Her şeyden önce insan ve davranışlarını anlamaya çalışacağız. Gelişmiş toplumun temeli atılacak.
Bilim toplumu, bilim okuryazarı olmak, en azından entellektüel olmak, dünyayı anlamak önemli. Bunlar merak ile oluyor. Merak, araştırma beynin en son gelişen kısmının (karar alma ve plan yapmada etkili) alın lobunun bir özelliğidir. Limbik sistemden (duygu merkezi) gelen hormonlar (dopamin, serotonin, noradrenalin)’ın ön beyne aktivite kazandırması ile oluyor. Alın lobundaki dopamin alıcıları (reseptör) merakı uyandırır. Bunları bilmenin ne yararı olacak diye sorabilirsiniz. Biyolojik beyin ve elektronik beynin (bilgisayar) sinerjisinden faydalanmak 21. Yüzyılda ufkumuzu açar.
S.D.Ü. üniversitesinde böyle bir adımın atılması gelişmeleri takip açısından ve yeni araştırmalar açısından önemli. Türkiye’nin gündemi sürekli değişiyor. Umarız, bilim toplumu olmanın önemine de sıra gelir. Saygılarımla…