TARSU 14-
14-
ÖLÜMDEN SONRA TARSU
Ali
Erdoğan beklenmedik bir kaza sonucunda yaşamını yitirmişti ama işler durmak
bilmiyordu. Aile şirketi TARSU bütün canlılığı ile Eğirdir potansiyelini
korumayı sürdürüyordu. Dr. Kazım Bey, babasının ölümünden sonra görevi olduğu
gibi devraldı. Şirket bir aile şirketi olduğu için ortaklar arasında herhangi
bir olumsuzluk yaşanmadı ve TARSU’nun çalışma ilkeleri neyse aynen korundu.
Ancak
zaman içinde şirkette önemli değişiklikler devreye girdi. Diğer ortaklardan
ölümler veya yeni iş kurmalar nedeniyle ayrılmalar söz konusu oldu. İsteğe
bağlı olarak hisseler el değiştirdi. Satılan hisselerin büyük bir kısmını Dr.
Kazım Bey aldı. Şu anda TARSU’nun hisse çoğunluğu Dr. Kazım Bey’in elinde
bulunuyor. Ortaklardan bir kısmının
şirketten ayrılması sonucu el değiştiren hisse dağılımına rağmen şirket ilk
günkü çalışma kurallarını aynen sürdürüyor.
TARSU’nun Eğirdir’de ilk özel soğuk hava depo olması
bakımından önemi çok büyüktür. Çünkü şirket, Eğirdir üreticisine geniş bir
nefes aldırmıştır. Ayrıca üreticinin ucuza giden malını para eder hale
getirmiştir. Eğirdir Belediyesi’nin 2000 tonluk 1969’da hizmete giren deposu,
her yıl üreticinin gerisinde kalmıştır.
Eğirdir
üzüm bahçelerinden elma bahçelerine hızlı bir dönüşüm yaşıyordu. Elmanın
getirisi yadsınamayacak derecedeydi. Elma üreticisinin yaşam standartı birden
yükselmişti. Herkes bahçesine elma dikmişti ve dikiyordu. Bu yüzden aradan
geçen zaman içinde belediye soğuk hava deposu ihtiyacı karşılayamıyordu. Üretim
fazla olunca belediye deposuna girmeyen elma yine gözü açık tüccar tarafından
öldüm fiyatına bahçede toprak üzerinde veya sandık içindeyken alınıyordu.
TARSU
Eğirdir üreticisinin imdadına yetişmiş bir soğuk hava deposudur. 1976 yılında
hizmete girdiği anda üretici rahatlamış ve elmalar depoya konunca üreticinin
eli güçlenmiştir. Bu kez daha önce tüccarda olan söz hakkı üreticiye geçmiştir.
Bugünün fiyatlarıyla kilosu elli kuruşa giden elma, depoya konunca bir liradan
veya bir lira yirmi beş kuruştan işlem görmeye başladı. Böylece üretici,
malından para kazanır hale geldi.
Bütün bunlar değerlendirildiğinde TARSU,
Eğirdir ekonomisine giren parayı ikiye hatta üçe katlayarak üreticiye yüksek
kazançlar sağlaması bakımından çok büyük bir çınardır.
Şirket
elmayı daima bir canlı varlık olarak değerlendirmiş ve bütün çalışmalarını bu
anlayış çevresine oturtmuştur. Eğer elmaya gerekli biyolojik değeri vermezseniz
bir gün gelir elma bunun hesabını sizden sorar. Soğuk hava deponuz elmanın can
damarıdır. Elma bir canlı gibi hava almalıdır. Hava alamazsa kalitesinden
kaybeder ve fiyatını otomatikman düşürür. O zaman malınız yine öldüm fiyatına
gider veya elma depodayken bozulmaya başlar. İşte elmanın hesabı budur.
TARSU’yu
kuranlar bu özelliklere dikkat ederek soğutma sisteminin işlerlik görmesi için
odaları altı metre derinliğinde ve üç metre yüksekliğinde yaptılar. Çünkü soğuk
havayı püskürtme makinelerinin püskürtme boyu altı metreyedir. Dolayısıyla
deponun en ucundaki elma bile püskürtmeden nasibini alacaktır.
Bir
soğuk hava deposunun duvarları da çok önemlidir. Duvarlar da hava almalıdır.
Eğer duvarlardan hava alınamazsa elma içerde havasız kalır ve değerinden
yitirir. Bu nedenle TARSU, duvarlarını plastiğe dayalı maddeler yerine betondan
yaptı. Bir duvar ne kadar betondan yapılmış olursa olsun beton da hava alırdı.
1976’daki Eğirdirliye, Eğirdir üreticisine
hizmet anlayışı ile kurulmuş olması ve o günler için üreticiye dolayısıyla
Eğirdir’e ekonomik getirisiyle TARSU bu kitaba girme hakkı kazanmış bir
çınardır. devam edecek