18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
Haberin Tarihi: 17.3.2023 10:00:48 - Okunma Sayısı:653 defa okundu.

Çanakkale Zaferinin 108. yıl dönümü nedeniyle Eğirdir Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yönetim kurulu üyesi Ramazan Karadağ bir mesaj yayınladı.

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ve ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ

Çanakkale Zaferinin 108. yıl dönümü nedeniyle Eğirdir Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yönetim kurulu üyesi Ramazan Karadağ bir mesaj yayınladı.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunu sağlayan milli mücadele ruhu Çanakkale'de atıldığını belirten Karadağ, şunları ifade etti:

“Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşının  başlamasından iki asır önce gerileme sürecine girmiştir.1839 da hazırlanan Tanzimat Fermanı da, Osmanlı Devletinin dağılmasını hızlandırmıştır.

Emperyalist Devletlerin, Osmanlı Devletini paylaşma emellerinin en önemli askeri aşamasını, l.Dünya Savaşı esnasında Çanakkale Muharebelerinde gerçekleştirmek istemişlerdir. Bu düşüncenin baş mimari olan İngiltere Başbakanı Kitchener İstanbul'u işgal ederek Osmanlı Devletini saf dışı etmeyi planlamıştır. Boğazlardan geçerek Rusya ile birleşmeyi ve etki alanlarını daha da genişletmeyi hedeflemiştir. Kitchener'in düşüncesine Fransa Başkanı Clemenso, Paris Barış Konferansında, İngiliz hayranı olan Damat Ferit Paşaya ( Cihan Harbinin çıkarılmasının sebebinin, Osmanlı Devletini tasfiye olduğunu hala anlamadınız ) diyerek azarlaması da bunun açık deliliydi.

İtilaf Devletleri Türk Milletinin böyle bir esareti kabul etmeyeceğini ve eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık sergileyeceğini hesaba katmamışlardı.

İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı Devletini kendi bloklarına kabul etmemesi ve Enver Paşa'nın da Alman hayranı olması bloklardan sayısal ve askeri yönden  en zayıf olan Almanların da içinde bulunduğu bloka itmiştir. Böylece savaş öncesi  İtilaf ve İttifak güçleri olmak üzere dünya iki bloka ayrılmıştır. Bu durumdan memnun kalan Almanya Doğu cephesinde yükünün azalacağını, Halife'ninde Cihad çağrısı ile tüm müslümanların Almanya saflarında savaşacağını Berlin- Bağdat Demir yolunu da kullanarak Musul - Kerkük petrollerinden yararlanacağının hesabını yapıyordu.

Bundan daha da önemlisi Müttefikleri arasında hedef birliği, inanç birliği ve ülkü birliği yoktu. Bazılarının ifade ettiği gibi bu savaşta Protestan Almanlar, Katolik Avusturyalılar, Ortodoks Bulgarlar ve Müslüman Türk'lerin ittifak olduğuna inanmak kelimenin tam anlamıyla safdillik olur. Merhum Mehmet Akif Ersoy'un bir anısı bu düşünceyi doğrulamaktadır.

Mehmet Akif Ersoy aynı cephelerde savaştığını ve kader birliği yaptığımız Almanya ile çeşitli konularda görüşmek üzere resmi davetli olarak gittiği Berlin de karşılaştığı ibret verici olayı şöyle anlatır. ( Bir gün Berlin de gezerken birden bire kilise çanları gümbür gümbür çalmaya başlar. Berlin halkı bu çan seslerinin zafer müjdesi olduğunu anlamış ve sokaklara dökülmüştü. Biz de sevindik Almanlarla beraber düşmana karşı zafer kazandık diye. Ancak biraz sonra olayın mahiyetini anlayınca küçük dilimizi yutacak kadar hayret ve şaşkınlık içinde şok olmuştuk. Meğer kilise çanları Müslüman Türk'lere karşı  Hristiyan İngiliz'lerin Kanal Cephesinde kazandıkları zaferin müjdesini vermekteymiş...)

Tüm olumsuzluklara rağmen Türk milleti I.Dünya savasının en önemli cephesi olan Çanakkale Savaşlarında dünyada eşi benzeri görülmeyen bir başarı sergilemiştir. 19 Şubat 1915 de başlayan  deniz savaşları 18 Mart 1915 de Türk Birliklerinin üstün başarısıyla sonuçlanmıştır. Bu başarı Kurtuluş savaşının da fitilini ateşleyerek Türkiye Cumhuriyeti Devletine giden kapıyı aralamıştır. Deniz muharebelerinde sonuç alamayan İtilaf devletleri 25 Nisan 1915 de 261 gün sürecek olan kara savaşlarını başlatmıştır.

O savaş anını görenler ve yaşayanlar adeta kıyametin koptuğunu zannetmişlerdir. Çünkü dünya tarihi metre kareye 6000 merminin düştüğü böyle bir savaş ne görmüştür, nede yaşamıştır.

Ecdadımız, Çanakkale'de kandan deryaları geçerek, birbirinin cesedine basarak düşman üzerine cesaretle yürümüş, hem vatanını çiğnetmemiş hem de gelecek nesillere bağımsız bir ülke bırakmak için kan akıtmış ve şahadet mertebesine yükselmiştir.

Sir Konbet der ki (Çanakkale'de her şeyimiz kusursuzdu, fakat yenildik. Zira Türk'ler yuvalarına girilmiş Aslanların hiddet, cesaret ve kahramanlığı ile savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim.)

Çanakkale'de iman ve  azmin karşısında maddi güç ve teknik adeta dize gelmiştir

Çanakkale Savaşları tarihin kaderini değiştiren Türk'ün şan ve şerefini şahikaya eriştiren, vatana sevgi duygusunu geliştiren, iman gücünü bayraklaştıran ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran görkemli bir destandır.

Çanakkale Savaşları, insanı insan yapan toprağı vatanlaştıran, topluma millet şuuru veren 253000 vatan evladının şahadet şerbetini içerek Türk'ün şanına şan kattığı ve bir devrin battığı yerdir.

Kara savaşlarının en dehşetli anında kan gövdeyi götürecek derecede emsaline rastlanmayacak şekilde göğüs göğüse muharebeler olmuştur.  İşte bu muharebelerden en önemlisi Bomba sırtı muharebesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu muharebeyi şu şekilde anlatmaktadır.

( Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, ölüm muhakkak, birinci siperdekileri hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerini alıyor. Ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılıkla ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler Kuran'ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor, bilmeyenler kelime - i şahadet getirerek yürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebriğe değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazanan bu yüksek ruhtur. )

İtilaf Devletlerinin aldığı tüm tedbirler Türk'ler tarafından etkisiz hale getirilip, tüm çarelerin tükenmekte olduğu görülünce, insanlık adına utanç verici olan ve milletler arası hukuka aykırı olmasına rağmen gözünü kan bürümüş olan Çhurchil, zehirli gaz kullanılmasını teklif etmiş, ancak sağduyu sahibi bazı İngiliz yetkililer ( Bu bir insanlık suçu olur ) diye karşı çıkmışlardır.

Çhurchil'in verdiği cevap tüyler ürperticidir. Diyor ki (Ama Türk'ler insan değil ki) Asıl bu sapık düşünceye sahip olanların insan olup olmadığı  tarihin takdirine bırakılmıştır.

Merhum Necip Fazıl'ın dediği gibi (Alçak kelimesine hakaret etmemek için böylesine çukur demenin daha uygun olacağını) ifade etmekle yetinelim.

İngiliz'ler Türk'lerin gaz kullanacağını ileri sürerek askerlerine maske dağıtmışlardır. Ancak Anzaklar (Türk'ler gaz kullanmazlar, onlar temiz savaşçılardır) diyerek gaz maskesi takmayı şiddetle reddetmişlerdir.

Çanakkale Savaşlarına katılan sağ duyu sahibi bazı yabancı askerler ve subaylar Türk askerinin ender bulunan bir insan olduğunu, sevilmeden sevmesini bildiğini anılarında anlatmışlardır.

Bunlardan biriside Fransız General Guro'nun anlattıklarıdır. General Guro Çanakkale  Savaşlarında bacağının ve kolunun bir kısmını kaybetmiştir. Savaştan sonra Çanakkale Anıtının açılışına gelen Guro Türk askerinin anıtını ziyaret etmek isterim diyor.  Guro'yu  Arı burnu tepesine ( Mehmet Çavuş ) ismi ile dikilmiş 3. metrelik bir anıtın yanına götürüyorlar. Guro Türk askerinin anıtının önünde büyük bir saygı ile eğiliyor ve etrafındakilere dönerek şunları söylüyordu.

(Efendiler Türk askeri ender bulunan bir insandır. Size bu konuda hala içimde taptaze canlı duran bir hatıramı anlatmak isterim.

Bir gün, Türk'lerle gün boyu fasılalı şekilde geç vakte kadar süngü savaşı yapmıştık. Ortalık kararınca karşılıklı anlaşarak harp sahasında ölülerimizi toplamaya başladık. Bizim askerler harp sahasına çıktıkları zaman bende aralarına katılmıştım. Bir ara kucağında ki yaralıyı  gömleğinden yırttığı bez parçaları ile tedaviye çalışan bir Türk askerine rastladım. Türk askeri kendi yaralarını yerden avuçla aldığı toprakla bastırıyordu.

Bu sözlerden sonra Fransız Genarali etrafındakilere döndü ve adeta bağırarak dedi ki, efendiler kendi yarasına toprak bastırdığı halde kucağında ki yaralı için gömleğinden parçaları koparan bu asil askerin kucağında ki yaralı bir Fransız askeriydi )

Bu olayı nakleden Türk gemisinin kaptanı Şefik beyin ifadesine göre General Guro yere çöktü sağlam elini yüzüne kapattı hıçkıra hıçkıra ağladı.

Dünyada siyasi, ekonomik ve askeri güçle birlikte kültür ve medeniyet alanında da ileri gitmiş milletler, tarihlerinde yer alan önemli simge ve sembolleri yaşatarak gelecek nesillere aktarırlar. Böylece istikballerini teminat altına almış olurlar.

Biz de varlığımızın teminatı olan gençlerimize tarih boyunca 100 den fazla Devlet kuran milletimizin dünya kültür ve medeniyetine ışık tuttuğunu anlatmak mecburiyetindeyiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi (Türk gençliği  atasının yaptığı işleri öğrendikçe kendisinde güç ve kuvvet bulacaktır ) Daima geçmişimizle tanışık ve barışık yaşamalıyız. Çünkü geçmişine taş atanın geleceğine bomba atılacağını  unutmamalıyız.

Wolterin belirttiği gibi (Tarih kralların ve generallerin çiftliği değil milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekerse gelecekte onu biçer)

Mensubu bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunu sağlayan milli mücadele ruhu Çanakkale'de atılmıştır. Mehmetçiğe ve Türk Milletine bu inancı kazandıran ve vatanseverlerin yetişmesinde en büyük fonksiyonu icra eden [ Türk Ocağı ]  İngilizlerin dikkatinden kaçmamış ve İstanbul'u işgal ettiklerinde ilk iş olarak Türk Ocağını kapatıp üyelerini tutuklamışlardır. Dün İstanbul'da, Çanakkale'de vurgun yiyip kaçıp gidenlerin kem gözleri bugün hala üzerimizde dolaşıyor.  Dünkü  Bizans oyunları bugün yerini uyum oyunlarına bırakmış olup kültürel entegrasyonla bize hükmetmeye çalışıyorlar. Düşmanlıklar tarihte kaldı diyerek rehavete kapılmak sadece çakalları sevindirir.

Vatanımızın dirliği, milletimizin birliği ve ülkemizin bölünmez bütünlüğü için var gücümüzle çalışmayı kendimize rehber edinmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Şairin dediği gibi (Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber)”

Ramazan Karadağ

Eğirdir MHP Yönetim Kurulu Üyesi

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap