ISVAK’TA PANEL: “ISPARTA GÜLCÜLÜĞÜ NEREYE GİDİYOR?” (2)
GÜLBİRLİK GENEL MÜDÜRÜ HASAN ÇELİK’İN
SUNUMU :
- ÜRETİCİLERİMİZ, MEYVE AĞAÇLARINI SÖKÜP
GÜL DİKTİLER, GÜLÜ SÖKÜP MEYVE AĞAÇLARI DİKTİLER… YILLARCA BU KISIR DÖNGÜ
İÇERİSİNDE GİDİP GELDİLER…
- GÜL ÜRÜNLERİNİN İHRACAT FİYATLARINDA,
ORTAK BİR FİYAT POLİTİKASIYLA REKABET GÜCÜ OLUŞTURULMALI…
- TEORİDEN PRATİĞE; TARLAYA-BAHÇEYE
İNİLMELİ…
Üç
panelistten ilk konuşmayı, oturma düzenine göre Gülbirlik Genel Müdürü Hasan
ÇELİK yaptı. ÇELİK; Isparta ve Türkiye’de Gülün durumunu anlattıktan sonra,
Yurt dışında gülcülük ne durumda? Ona da kısaca değindi… Bulgaristan, Fas,
Hindistan, Çin, Afganistan, Suudi Arabistan, İran ve Diğer ülkelerdeki gül
üretimleri ile gülyağı pazarını tehdit edebilecek birtakım gelişmelere de
dikkat çekti…
Rekabetçi
bir fiyatın elde edilmesinde, kaliteyi ve verimliliği artırmanın şart olduğunu,
Dünyada sektörün aktörlerini iyi tanımak ve Pazar şartlarını iyi analiz etmek
gerektiğinin altını çizen ÇELİK, sektörün yıllık ihtiyaçlarının belirlenmesi,
rakip ülkelerin üretimleri, fiyat politikaları gibi unsurların yakından takip
edilip, ona göre politikaların belirlenmesinin kaçınılmaz olduğunu dile
getirdi…
***
Genel
Müdür ÇELİK, bir acı gerçeği, bakın nasıl dile getiriyordu:
“…Türkiye’de;
bırakın ülkemizi dünya çapında temsil etmek, Beldesinin sınırları dışına
çıkamayan bazı tarımsal ürünler, DEVLETÇE DESTEKLENİP, BİR KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK
KORUMAYA ALINIRKEN, sektöründe kendi kıt ve yetersiz imkânlarıyla, ülkemizi
LİDERLİĞE TAŞIYAN GÜLÜN VE GÜL ÜRETİCİSİNİN kaderine terk edilmesini anlamak
mümkün değil. Başka sektörlere gösterilen ilgi ve desteğin küçük bir miktarı,
ISPARTA YAĞ GÜLÜ’ne gösterilse, Türkiye’de Gülcülüğün ayakları daha sağlam
basacaktır.”
…Ve
Gülbirlik Genel Müdürü şu soruyu soruyordu: “Gül, neden Isparta’nın bir marka
yüzü olmasın?... Neden Isparta’da da rüştünü ispatlamış markalar oluşmasın?...”
***
Gülcülükte
Kooperatifçiliğin önemine vurgu yapıyor, günümüzden geleceğe GÜLCÜLÜĞÜ taşıyacak olan kurumların kooperatifler
olduğunu dile getiriyordu… Eğer bugün gülcülüğü, kârlı bir faaliyet olarak
bölgemizde varlığını sürdürebiliyorsak, bunu kooperatifleşmeye, güçlerini
birleştirmeye borçlu olduğumuzu dile getiren ÇELİK, Halıcılığımızın akıbetini
anımsatıyor, bireyselliğin ve bencilliğin faturasının da, işte böyle ağır
olabildiğini, ölen halıcılığımızın bugün yasını tuttuğumuzu söylüyordu…
***
100
yıldan beri aktif olarak yaşamımızda yer alan Gülcülüğümüzün envanteri ne yazık
ki sağlıklı bir görünüm arzetmiyordu. Gül Bahçelerinin miktarında kesin bir
rakama rastlamak mümkün değildi. Hep tahminler konuşuluyordu… Ve dünya
pazarlarında, bu tahminler üzerinden rekabet edilmeye çalışılıyordu…
Bir
kısır döngü yaşanıyordu… Peki ne yapmalıydık?... ÇELİK’e göre, şunlar
yapılmalıydı:
-
Isparta ve çevresinde, ne kadarlık bir alanda gül hasadı yapıldığı saptanmalı.
(18.000 - 20.000 dekar bir bahçeden söz ediliyor. Yıllık gül çiçeği rekoltesi
yıllar ortalaması 6.500 – 7.000 ton civarında)
-
Mevcut bahçelerin yaşlılık durumları tespit edilip, gerekirse bahçeler
gençleştirilmeli.
-
Gençleştirme; mevcut güllerden değil, verimi ve kalitesi yüksek yeni gül
fidelerinden olmalı. Dikim-bakım-ilaçlama konularında üretici bilgilendirilmeli
ve bilinçlendirilmeli.
-
Gül ürünlerinin dünya standartlarında üretilip üretilmediğinin kontrolleri ve
analizleri, Isparta’da kurulacak gelişmiş bir Laboratuardan izlenmeli ve önlem
alınmalı.
-
Organik üretime geçilmeli… Bölünmüş arazi yapısı çözümlenmeli.
-
İlaç ve gübrelemede titiz davranılmalı. Pestisit kalıntısına meydan
verilmemeli.
***
Bulgaristan’da
maliyet birim fiyatlarının oldukça düşük olduğu, üreticilerin hem AB
fonlarından, hem de Tarım Bakanlığı fonlarından desteklendiğini, Bahçelerin
hazine arazilerinden, sembolik bedellerle kiralanarak kurulduğunu, 100 yılı
aşkın bir süredir, sektörün sorunlarına yönelik çözümler üreten Gül
Enstitüsünün bulunmasından söz eden Gülbirlik Genel Müdürü ÇELİK, “ Bizde GÜLAR
n’apıyor? Diye soruyor ve GÜLAR için; “…Amacının dışında faaliyetlerle meşgul.”
diyordu…
Fas’da,
ağırlıklı olarak Fransız menşeli firmaların, icarlama veya mülkiyet yöntemi ile
sahip oldukları arazilerde gül yetiştirip, yine kendi fabrikalarında işleyerek,
ucuz maliyetle ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyleyen ÇELİK, Hindistan’nın
üretimlerini kendi içinde tükettiğini, ancak bunun dışarı açılmayacakları
anlamına gelmediğini, Çin’in de üretimini iç pazarda tükettiğini, son birkaç
yıldır Afganistan’ın gülcülükte alternatif bir ülke olarak karşımıza çıktığını,
Suudi Arabistan-İran’ın da iç pazarda üretimlerini değerlendirdiklerini
anlattı…
***
GELECEK
YAZI: Prof. Dr. Hasan ÖZÇELİK