-7-
Küçük yaşlarımdan beri adetim olan, bazı şeyleri biriktirme ve saklama huyum vardı. Benim ilkokulda, Nuriye Kaynak öğretmenimizin yaptırdığı resim ve elişi ödevlerim hala vardır. Bütün tahsilim boyunca aldığım karnelerim ve diplomalarım hala dosyalarımda saklıdır. Çocukluğumdan beri annemden, babamdan ve diğer büyüklerimden duyduğum, gördüğüm, okuduğum şeyleri yazıp, not edip saklamak adetimdir. Meğer ne güzel ve iyi bir adetmiş bu ki bana çok şeyler kazandırdı. Bizim ailemizin 250 yıllık soy ağacını kitap halinde yazıp çocuklarımıza, torunlarımıza armağan etmem bu sayede olmuştur. Akın gazetesinde yazdığım “Geçmiş Zamanlar” başlığı altındaki yazıların ana kaynağı bu mübarek adetim sayesinde gerçekleşti.
Süheyl Ünver Hocamızın: “Aklınız hamal değildir, her şeyi ona yüklemeye kalkmayın, not alın.” Sözü, benim bu adetimin teyidinden başka bir şey değildir.
Eğirdir benim sevdiğim konulardan biridir. Mehmet Savaş’a her uğrayışımda son resimlerini görür, Eğirdir’in yeni resimlerini alır, albümüme yerleştirirdim.
Tarih tekerrür etmiyor, kaçan fırsat bir daha ele geçmiyor. Her şeyi zamanında yakalamak lazım.
1980 yılında, Osman’la beraber yürüttüğümüz iş hayatından çekilerek kendimi okumaya, yazmaya ve resim yapmaya tamamen verip, vaktimi değerlendirmeye, elimde bulunan vesikaların, notlarımın, resimlerin değerlendirilmesini, zihnimdeki istikamet doğrultusunda işleyerek ve bunları hiç aklımdan çıkmayan, doğduğum yer olan Eğirdir pırlantasının etrafına döşeyerek kullanıp bir şeyler yaratmaya çalıştım.
Bu yıllarda, 25 Nisan 1993’te ağabeyim Rifat Şapçı’yı, 75 yaşında iken, amansız hastalıktan kaybettik. Annem Şerife Şapçı 88 yaşında bir pir-i fani iken 17 Şubat 1998’de vefat etti.
devam edecek