MARS’A MEKTUP-VI
Kardeşim Marselyus Avanekeus,
Marsdaşın Marsius Kuoyunuois, yazdığım mektupları birlikte okuduğunuzu yazmıştı. Bu mektubu size ayırmamın nedeni budur. Genel seçim telaşı içinde sizin ellere yazdığım mektuplarda süre bir aydan çok ötelendi. Diyeceksin ki: “Genel seçimi bahane edip kırma, kıvırma, kıvırtma!” Haklısın. Sen bizim buralarda olsan var ya, beni solda sıfırlarsın, biliyor musun?
Bizim tavla diye bir oyunumuz var. Bu oyunda “mars olmak” deyimi geçer. Oyuncu bir oyunu marsla kaybederse rakibine 2 puan birden vermiş olur. Normal kaybedilen oyunla rakibe 1 puan verilmiş olur. Tur 5 puanla tamamlandığından en kestirme yol “2 mars, 1 ders” ile kazanmaktır. 3 tur üzerinden 2 turu kazanan galip olur. Bir de “3 mars” vardır ki moradamlık payesi kaçınılmazdır. Terim olarak ise sizin gezegeni biliriz. “Mars”...
Yıllardır aynı kulvarda koşup mars üstüne mars, 2 mars 1 ders, 3 mars olanı mı ararsın. Adamlar mora kesti. Mora değil ha! Morluğu geçtim mosmor payesini kaptırmayanı mı ararsın. Zaten “İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.” Ağarmak için vere, vere, verecek hal; laza da bal kalmadı. İnsanların rengiyle sorunum yok ama bahtımız karardı, döndük zenciye.
Genel seçimin arkasından oluşan meclis tablomuza göre:
Hukuksuzluğa...
Yolsuzluğa...
H........a...
Usulsüzlüğe...
Tek adamlığa...
Bölünmeye...
“Dur!!!” demişmiş ulus halk.
Gel de inan.
İyi havadır: “O, o, ooo... Mastika, masdika...”
Başta demiştim ya, beni sollarsın diye. Kıratın huyundan ve suyundandır bu. Zerre kadar hilafım yok.
Mosmor adamlıktan “kırma, kıvırma, kıvırtma” payesine yolculuk yeniden başladı.
Ne “Otur yerine, sıfır!”lar, ne sıfırlamalar gördük biz.
Ne kırmalar, ne kıvırmalar, ne kıvırtmalar gördük biz.
Karakoyunumuzu, üç kilometre ötedeki kara sürü içinden seçebiliriz biz.
Söyle sizinkilere, duymayan kalmasın.
Esen kalasın, uzaydaşım Avanekeus.