TARSU -11-
-11-
TARSU’NUN DURUMU
Eğirdir,
doğa güzelliği ile herkesi büyülerken içten içe kaynayan bir volkan gibi
kendini daima canlı tutmasını bilmiştir. Fiziksel ve ruhen kazandığı enerji,
onu kendi devinimi içinde yeni roller üstlenmesini sağlamıştır. Ancak bu
rollerin kuşkusuz kendi dünyasında ustalık derecesinde görev üstlenmesi
gerekir. Hiçbir iş sağlam tabana oturmadığı sürece devamlılık gösteremez.
Denemeler göstermiştir ki Eğirdir’in en büyük sorunu da budur.
Yıllar
öncesinde Eğirdir, halı ve dokuma ürünleri ile kendine bir yol çizmişti. Her
evin pencerelerinden ve duvarlarından etrafa yayılan kirkit sesleri
dinleyenlere ninni gibi gelirdi. Sabahlara değin duyulan bu seslerden
kimse rahatsız olmazdı. Aksine bir evden
kirkit sesi gelmiyorsa o evde olumsuz bir durum var demekti. İlçede halı
üreticisini tüccarlara karşı koruma amacıyla birlik kurulmuş ve adına da YÜNPAK
denilmişti. Fakat 1950’lerde kurulan bu birlik çok yaşamamış ve dağılmıştı.
Aynı
amaçla elmacının yanında yer alan ve elma üreticisini korumak için kurulan
ELMAKO da bazı nedenlerden dolayı uzun bir yaşam çizgisi gösterememişti.
Üreticinin kooperatife kaliteli elma sunmaması; aksine kalite elmayı el
altından tüccarlara satması; elma sınıflamasının ve paketlemesinin o tarihte
sağlıklı bir şekilde, imkansızlıklar nedeniyle, yapılamaması ve ihraç
kapılarının bulunamaması kooperatifi çok zor durumlarda bıraktı. Saydığımız
olumsuzluklar yüzünden bu kooperatif de pek yaşamadı.
Yine
Eğirdir’in eski günlerine, ekmek ununun çoğunlukla Konya’dan ve bir miktar da
Isparta’dan geldiği günlere dönersek fırıncılar zor günler yaşamışlardı. O
tarihlerde kamyon sayısı az olduğundan un Eğirdir’e günlerce sonra ulaşıyordu.
Öyle zamanlar oluyordu ki un, bir hatta iki hafta bile gecikiyordu. Eğirdirli
koşulların yarattığı zorlama ile bir un fabrikası kurmayı amaçlamış ve
vatandaşların ortak olduğu ve adına UNPA denilen bir un fabrikası kurulmuştu.
Ne var ki bu fabrika da müdürlüğünü yapan İbrahim Gencay’ın, 1963 yılında
belediye başkanı seçilmesinden dolayı ayrılması sonucu zor günler geçirmeye
başladı . Sonuçta fabrika halkın malı olmaktan çıktı ve özel kişilere satıldı.
Daha sonraki yıllarda fabrikanın Eğirdirli Ahmet Çelik tarafından alındığını
biliyoruz. Konya yolu üzerinde hizmet veren fabrika hâlâ Ahmet Çelik Bey’in
üzerindedir.
Eğirdir’de
kurulan bir başka elma kooperatifi de ESTAŞ’tır. Bu şirket çok büyük bir
çalışmanın içine girdi. Üreticiden aldığını dış pazarlarda satmayı ön plana
çıkardı. Bu konuda da hayli başarı kazandı. Mustafa Nuri Findos ve Halil Üstün
gibi isimler özellikle Orta Doğu ülkeleri pazarını ele geçirmeye çalıştılar.
Bunda da iyi bir ivme kazandılar. ESTAŞ sayesinde Eğirdir’e büyük çapta
ekonomik girdiler oldu. Yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde elmanın tonu o
zamanların bazında 750 dolara alıcı buluyordu. O tarihlerde üreticinin
çıktıları olan yakıt, ilaç, gübre; buda ve elma toplama işçiliği masrafları az
tutuyordu. Bir diğer söyleyişle üreticinin eline ton başına 500 dolar gibi
yüksek bir rakam düşüyordu. Ne yazık ki bu şirket de uzun yaşamadı ve yok oldu.
Şimdi onun yerinde kurulan Eğirdirli Veli Gök’e ait GÖKBAŞER soğuk hava deposu,
çalışmalarıyla Eğirdir ekonomisine büyük katkılarda bulunuyor.
Bu
örnekleri niye verdik? Bu örnekleri, Eğirdir’de ne kadar şirket ve kooperatif
kurulmuşsa, üzülerek söylüyorum ki, birçoğu şu veya bu nedenle yaşamadığı için
verdik. Buna karşın yaşayanlar yok mu?
Var. Eğirdir, insanı karamsarlığa
sürükleyen bir kara tablo mu? Hayır!..
Bunlardan en eskisi yazımızın konusu olan TARSU var. TARSU ile beraber
YÜCETAŞ var. İşte işin en can alıcı noktası da burası. Bu şirketlerden en
eskisi 1976’da faaliyete geçen TARSU’dur. TARSU, hâlâ dimdik ayakta. Nasıl
oluyor da bu soğuk hava deposu ayakta kalabiliyor? Yanıtı çok basit!.. Aslında
yanıtı yukarıda açıkladık. Bu şirket bir aile şirketidir. Ayakta kalmanın tek
nedeni ailedeki sıkı ve içten ilişkilerdir.
Çünkü
her ne zorlukla karşılaşılmışsa sorun aile içinde eritilmiş ve çözüme
ulaştırılmıştır; hangi olumlu durumla karşılaşılmışsa bu durumun şirkete daha
iyi puan getirmesi çalışması aile işbirliği ile gerçekleşmiştir. “Kol kırılır,
yen içinde kalır!” atasözü temel ilke olmuş ve TARSU’nun bütün çalışmaları aile
içinde yönlendirilmiş ve şirketin devamı için yeni yol haritaları
çıkarılmıştır. Aile birliği, özverili ve uyumlu çalışma TARSU’yu günümüze değin
taşımıştır.
devam edecek