MUHTAÇLARA YARDIMI, KENDİ ELİNİZLE VERİN
"Yardımı
hak edenlere ulaştıracaklarını" söyleyerek toplayıp aracılık eden
kişilerin, en azından bir kısmı; kendine de pay ayırıyor. Belki topladıklarının
hepsini kendi zimmetine geçiriyor.
Tanıdığımız
bir emekli bayan geldi. Eşi de birinci dereceden emekli... "Yazlık
mahallesinin girişinde bir kişi gördüğünü; konuşunca adamın çok fakir ve aç
olduğunu anladığını" söyleyerek; bizden para istedi. Eşim, para ve yiyecek
ayırmaya giderken; "Yiyeceği götüremem; yalnız para verin!" dedi.
Söylediği yere doğru gidip yoksulu kendim görmeye kalkınca; "O başka bir
yere gitti; orayı yalnız ben biliyorum. Götürüp kendim vereceğim!" diyerek
engelledi. Bir tuhaf olduk. "Bizim de yardım edeceğimiz fakirler bulunduğunu"
söyleyerek özür diledik. Yardım toplayan komşunun neşesi tümden kaçtı; veda
bile etmeden asık suratla kalktı gitti. Anladığım kadarıyla kendisi için bu
yolla para topluyordu. Çok zengin olduğu halde kleptomani(Çalma) hastalığına
yakalananlar olduğu gibi...
Büyükbabam
Kuru oğlu Emin Hoca, Şeriye mahkemesi başkatibiymiş; ben bir yaşındayken ölmüş.
Rahmetli dedem Şehberlioğlu Mustafa ise, köy imamıydı. Müftü efendi imamları
Ramazanda namaz kıldırmaları için, köylere yollardı. Kendi iki kardeşine ise,
çarşıdaki iki caminin imamlığını vermişti. Köy imamları ve diğer hocalar fırsat
buldukça Ramazan namazlarından hiç olmazsa bir kısmını ilçede eda etmeye
uğraşırlardı. Öyle bir ikindi namazında; caminin eksiklerini tamamlamak üzere
namazdan çıkanların gönlünden koptuğu kadar para koyması için, dış kapısına
kilim veya post serilmiş. Her Müslüman işine veya evine gitmeden oraya para
bırakacak; o paralarla caminin eksikleri giderilecek! Dedem eve suratı asık
geldi: "İmam, (Bu benim hakkım!) diyerek; bir hapaz parayı cüppesinin cebine
attı!" diye açıkladı neşesizliğini. Hapaz diye, iki avucun birleştirilerek
meydana getirdiği hacme derdik.
Yardımları
yurt dışındaki Türklerden ve yurt içinden toplayan örgütler de var. "
Almanya'daki Türklerden toplanan parayı, bavullarla getiren kişinin; hepsini iç
ettiği ve büyük bir işletmede pay satın aldığını" iddia edip yazanlar
oldu. Bazı gazeteler "Aradan yıllar geçmesine karşın; o işi ve suçu araştıran savcıların başına
kötü işler getirildiğini... O yardım paralarını yiyenlerin ise korunduğunu" yazıyorlar. Kimse o
yazılanların aslını araştırmıyor ve açıklamıyor.
Belki
sizden yardım toplayanlar iyi niyetli olabilir. Gene de siz, fukaraya yardım
konusunda aracılara güvenmeyin. Muhtaçlara Kendi elinizle verin
yardımlarınızı! NE VERİRSEN ELİNLE; O GİDER SENİNLE atasözü de, yardımları kendi elinizle
yapmanız gerektiğini hatırlatıyor.