İlker Başbuğ: Oyuna Gelmeyin
Isparta'da üniversite öğrencilerine konferans veren Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, ulus devlet kavramından rahatsız olanların ülkeyi bölmeye çalıştığını söyledi. Başbuğ, "Milleti bölmeyeceksiniz. Üniter devletten federasyona giden bir devlet yoktur" dedi.
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Lütfi Çakmakcı Kültür Merkezi'nde düzenlediği '20'nci yüz yılın lideri Mustafa Kemal' isimli konferansa konuşmacı olarak katıldı. Cumhuriyet rejiminin önemini anlatarak konuşmasına başlayan İlker Başbuğ, "Cumhuriyeti bize canları pahasına fedakarlık yapan, hiçbir zaman ümitlerini kaybetmeyen başta Mustafa Kemal Atatürk ve onunla beraber olan silah arkadaşları kurdu. Bu Cumhuriyet o kadar faziletli, o kadar güzel bir rejimdir ki, bakın sizin hemşehriniz İslamköy'den çıkıyor ve Cumhurbaşkanı oluyor. Başka hangi rejimde böyle bir şey görebilirsiniz? Bu cumhuriyet sayesinde oluyor. Siz üzülmeyin. Elbette M. Kemal Atatürk ve arkadaşlarının cumhuriyeti ilan ettiği günlerde de muhalefet vardı. Çok acımasız muhalefet vardı. O günlerde vardı elbette bugünlerde de olacak. Bunlara üzülmeyin bunlar azınlıktalar. Ne söylerlerse söylesinler; Türk milletinin yüreğindeki Atatürk sevgisini hiçbir zaman azaltamazlar. Bilakis o yaptıkları, bu sevgiyi daha çok perçinleştiriyor. Atatürk ve arkadaşlarına yapılan saldırılara karşı tabi ki sesimizi çıkarmak zorundayız. 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönüm kutladık. Bir iki densizlik oldu. Bir film çevrilmiş, Atatürk hemen hemen filmde hiç geçmiyormuş. O gün İTÜ'deydim. Orada 'Çanakkale Savaşları'nın her karesinde M. Kemal Atatürk vardır' dedim. Sonra bir gazetede o filmi çekenin savunmasını okudum. Diyor ki 'ben deniz savaşını çektim. Deniz harekatı olduğu için Atatürk yoktu' diyor. Yalan söylüyor. Çanakkale'de ilk mermi atımı 19 Şubat 1915'tir. Atatürk orada Bolayır bölgesinde komutan. Müttefikler küçük bir birlikle karaya çıkarma yapmak ister. Atatürk bu duruma müdahale eder" diye konuştu.
"TÜRKİYE ULUS DEVLET KAVRAMINI
KORUMAK ZORUNDA"
1982 Anayasasının Türkiye'nin nasıl olması gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Başbuğ şunları söyledi: "Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Anayasa hükmüne göre bu temel niteliklerin değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek durumdadır. Biz nasıl bir Türkiye dediğimiz zaman cevabı burada. Ben Türkiye'yi demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak görmek isterim. Bu 4 temel niteliğe aslında 2 temel niteliği daha ilave etmemiz lazım. 82 Anayasasına bakarsanız içinde biraz sonra söyleyeceğim kavramları göremezsiniz açık olarak. Biri ulus devlet, biri de üniter devlet."
Milletin Ulus ve üniter devlete sıkı sıkıya sarılması gerektiğini belirten İlker Başbuğ şöyle konuştu: "Ulus devletten bazıları rahatsız. Ulus devlette devleti oluşturan kurum ve kuruluşlar güçlü. Onun için ulus devlete karşı olanlar devamlı devletin temel kuruluşlarını hedef alarak ulus devleti zayıflatmaya çalışıyor. Ulus devlet yapısına sahip bir yerde ortak değer ve idealleri zayıflatırsanız çözülmeye gidersiniz. Dolayısıyla ulus devlete sahip olmamız lazım. Bu nitelik Türkiye'nin var oluşuyla direk orantılıdır. Ulus devlet kavramını Türkiye'den kaldırırsanız sonumuz iyi olmaz. Örnek mi arıyorsunuz gidin balkanlara bakın. Anayasamızda 'Türkiye Cumhuriyeti devleti milletiyle bölünmez bir bütündür' diyor. Milleti bölmeyeceksiniz. Milleti bölerseniz bu tehlikeli bir oyundur. Bu oyuna kimsenin gelmemesi lazım. Esasında bal gibi bugünkü anayasanın 66'ncı maddesindeki 'Türk' kelimesinin isim olduğunu herkes biliyor. Üniter devletten federasyona giden bir devlet yoktur. Bir tek istisna var o da Belçika. Burada hedef alınan ulus devlettir. PKK terör örgütünün bir numaralı hedefi ulus devlet kavramıdır. Ulus devlete karşıdır. Ulus devleti kaybederseniz ülkenin bütünlüğünü kaybedersiniz, milleti bölmüş olursunuz. Milletin bölünmesi de bu ülkeyi uçuruma götürür. Bu çok tehlikeli."
GENERALLERE
DİNSİZ DİYORLARDI
Türkiye'nin üniter devlet yapısını korumak zorunda olduğunu ve herkesin gerekli hassasiyeti göstermesi gerektiğini savunan İlker Başbuğ konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet kurulurken 3 temel direğe dayandırılıyor. Ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet. Laik devlet kavramını biz halkımıza tam olarak aktaramadık. Anlatılmadığı için köydeki insanlarımız 'laiklik' denilince 'dinsizlik' diyor. Ben genelkurmay başkanı olduğum zaman yaptığım bir konuşmada bu konuların üzerinde kapsamlı olarak durdum. Türkiye gibi bir toplumda siz dini dışlayamazsınız. Din önemli bir kurum. Silahlı kuvvetlere yönelik yapılan propagandanın en temel noktalarından birisi de şudur. 'Var ya bu ordunun başındaki generaller onlar dinsiz.' 2009 da dedim ki, Türk Silahlı Kuvvetleri peygamber ocağı. Ben peygamber ocağı olması sıfatından da gurur duyarım. Peki karşı olduğumuz ne o zaman. Anayasanın 24'üncü maddesi var. Bizim istediğimiz ne biliyor musunuz? Herkesin anayasanın 24'ncü maddesine uyması. Peki ne diyor o madde? 'Kimse siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfus sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini, din duygularını, dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez kötüye kullanamaz.' İşte biz anayasanın bu maddesine uyulmasını istiyoruz."
"TÜRKİYE HUKUK
DEVLETİDİR DİYEN
YALAN SÖYLÜYOR"
Demokrasinin önemine dikkat çeken Başbuğ, "2009 yılında şunu söyledim. 'TSK'nın geçmiş yıllarda askeri müdahaleleri oldu. Bırakın onları tarih değerlendirsin. Artık Türkiye'de darbeler dönemi kapanmıştır. Demokrasilerde önemli olan seçimle gelen iktidarların seçimle gitmesidir. İşte vazgeçilmez temel kriter budur. Türkiye hukuk devleti falan değil. Kim söylüyorsa yalan söylüyor. Hukuk devletine tekrar dönüş yolunda bazı önemli adımlar atıldığını gördüğümü paylaşmak istiyorum. Ama bir iki yıl öncesine gittiğimizde hukuk devleti falan yok. Yapılanları görüyorsunuz. Türkiye'de kaç hukuk fakültesi var bilmiyorum. Ama çok sayıda hukuk fakültesinin dekanın çıkıp da Türkiye'de ne oluyor diye sesinin çıktığını da duymadım. Benim şimdi sivilden çok çevrem var. Bunların bir kısmı sanatkar bir kısmı akademisyen. Cezaevine girmeyen kimse kalmamış. Burada empati noksanlığımız var. Karşı taraf ne düşünüyor bakalım. Bunu bir kenara atmayalım. Sadece biz varız demeyelim. Türkiye'de bana göre aydın olmayan bazıları var. Biri 'Askeri vesayet bitti diyor. Askeri vesayetin bitmesi için hukuk dışı uygulamalara göz yumduk' deniyor.Bu terbiyesizlik ahlaksızlık" dedi.
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını cevaplayan Başbuğ, program sonunda da kitaplarını imzaladı.