Bu yörenin keçisi de insanı da başını eğmez!
Yusuf Yavuz
Burdur’da düzenlenen ‘I. Teke Yöresi Sempozyumu’, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde başladı. Teke Yöresi’nin özgün kültürel dokusunun yanı sıra tarihi, doğal ve mimari değerlerinin korunarak geleceğe aktarılmasının hedeflendiği sempozyumun açılışında konuşan MAKÜ Rektörü Mustafa Saatçı, yöreye adını veren keçiye has özelliklerin bölge insanında da görüldüğüne dikkat çekerek, “keçi başını eğip de yerdeki çiğnenmiş otu yemez. Kirli suyu kesinlikle içmez, kaynağın gözüne gidip en temiz yerden içer. Gerektiğinde inat eder, bir santim kıpırdamaz, gerektiğinde sürüye ve çobanın kavalına uyar.” dedi.
TEKE YÖRESİ SEMPOZYUMU’NUN İLKİ BURDUR’DA BAŞLADI
Burdur’da düzenlenen ‘I. Teke Yöresi Sempozyumu’, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Konferans ve Sergi Salonu’nda başladı. MAKÜ Teke Yöresi Halk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi (TAMER) tarafından organize edilen ve kültürden tarihe, tarımdan mimariye toplam 12 başlık altında 183 bildiri ve serginin yer alacağı sempozyumun açılışına, Burdur Valisi Hasan Kürklü, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatçı, akademisyenler ve protokol üyeleri katıldı. Açılışta MAKÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Akademik Oda Orkestrası ile TRT sanatçısı Ferhan Erdem’in birlikte verdiği Teke Yöresi ezgilerini içeren konser büyük ilgi gördü.
MAKÜ REKTÖRÜ SAATÇİ: ‘SİPSİ’Yİ, CURA’YI DUYUNCA KALBİM BAŞKA ATAR’
Sempozyumun açılışında konuşan MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatçı, Teke Yöresi Sempozyumu’nun kendisini oldukça heyecanlandırdığını vurgulayarak, “Sipsi’nin, curanın, kabak kemanenin sesini duyunca kalbim bir başka atar. Kıvrak halk oyunumuzun sonunda Efe dizini yere vurup, başını göğe kaldırınca yüreğim ferahlar. Cepken, üçetek, kolan, yağlık, dimi ve kilimlerimizi gördüğümde hayallerim beni Yörük göçlerine, oradan da ta Orta Asya’ya kadar götürür. Eminim ki her Teke yöreli benzer hissiyat içerisindedir” dedi.
‘KEÇİYE HAS ÖZELLİKLERİ YÖRE İNSANINDA DA GÖREBİLİRSİNİZ’
Teke Yöresi’ne adını veren keçinin ilginç bir hayvan olduğunu dile getiren Rektör Saatçı, “keçinin bir ürünü olan kıldan üretilmiş olan çadırın altında milletimiz imparatorluklar kurmuştur. Kılından, etinden, sütünden, hareketlerinden, oğlaklarından, dişisinden-erkeğinden bir kültür oluşmuştur. Bu kültür yöreyle öylesine iç içe girmiştir ki ayırmak mümkün değildir. Maki’nin en uzun dallarına keçi boyunu sonuna kadar uzatarak erişir ve en taze yerleri yer. Ama başını eğip de yerdeki çiğnenmiş otu yemez. Kirli suyu kesinlikle içmez, kaynağın gözüne gidip en temiz yerden içer. Gerektiğinde inat eder bir santim kıpırdamaz, gerektiğinde sürüye ve çobanın kavalına uyar. Tüm bu özellikleri Teke Yöresi insanlarında görebilirsiniz. Zaten halk oyunlarımızdaki figürler de anlattıklarımızın özeti mahiyetindedir” ifadelerini kullandı.
‘AMACIMIZ BİR GELENEK BAŞLATMAK’
Teke Yöresi’nin, türküleri, manileri ve dokumalarıyla bir kültür harmanı olduğunun altını çizen Saatçı, ayrıca hayvancılık ve turizm gibi değerlerin de bilimsel açıdan ve bütün olarak değerlendirmek gerektiğini belirterek, “Yörenin merkezi Burdur ve onunla bütünleşmiş olan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, yörenin her özelliğinin ve olup biten her faaliyetin fotoğrafını çekmek adına bu sempozyuma kalkıştı. Amacımız, Teke Yöresi’nin sınır koymadan geniş anlamda ele alınmasıdır. İlk defa yapılacak olan sempozyumun bir diğer amacı da gelenek başlatmaktır. Sempozyum bildirileri kitap halinde basılacak ve bilim dünyasına kazandırılacaktır” diye konuştu.
TARİHİ VE DOĞAL MİRAS İZLEYİCİYLE BULUŞACAK
Protokol konuşmalarının ardından katkıda bulunanlara plaket sunumu ve fotoğraf sergilerinin açılışı yapıldı. Yard. Doç. Dr. Ülkü Bayhan’ın ‘Fotoğraflarla Dünden Bugüne Burdur’, Yard. Doç. Dr. Yasemin Öztürk’ün ‘Göklerin Hakimi Kızıl Akbaba’nın Kaval’a Uzanan Öyküsü’ ve Folklor Araştırmacıları Vakfı’nca hazırlanan ‘Köy Seyirlik Oyunları’ başlıklı sergiler etkinlik boyunca izleyiciyle buluşacak. Sempozyum kapsamında ayrıca tarihten kültüre, doğadan mimariye uzanan başlıklar altında çeşitli sergiler yer alırken yüzlerce uzman ve akademisyenin katıldığı sempozyum boyunca Teke Yöresi’nin binlerce yıllık sosyo-kültürel birikimine ilişkin pek çok veri katılımcılarla paylaşılacak.