MART/2014’E DOĞRU, SİYASET SÖYLEŞİLERİ… (3)
KURT :
- “BAKA ve TKDK, YEREL
İMKÂNLARI VE DİNAMİKLERİ, MERKEZİ İDARENİN GÜCÜ İLE ENTEGRE OLMUŞ BİR ŞEKİLDE
HAREKETE GEÇİRMEK VE KALICI BİR İŞLEYİŞ KAZANDIRMAK İÇİN OLUŞTURULDU.”
- “ISPARTA’NIN TEŞVİK
SINIFLANDIRMASINDA İKİNCİ BÖLGEDE OLMASI, HEP ALEYHE VE KASITLI BİR MERKEZİ
İDARE YAKLAŞIMI OLARAK,TOPLUMA EMPOZE EDİLMEYE ÇALIŞILDI…”
- “BİZ ISPARTA OLARAK;
MERKEZÎ İDAREDEN NE KOPARABİLİRİZDEN ÖNCE,BİZ NE YAPABİLİRİZ, NE ÜRETEBİLİRİZ,
HANGİ GÜCÜ OLUŞTURABİLİRİZİ YEREL YÖNETİMLERİMİZ VE STK’LARIMIZLA ORTAYA
KOYMAMIZ LAZIM.”
- “ISPARTA’DAKİ MERMER
İŞLETMELERİNİN SAHİPLERİNİN KAÇI ISPARTA’LIDIR? BU ADAMLAR, MERMERİ TOPRAĞIN
ALTINDAN ÇIKARMAK İÇİN, ISPARTA’NIN KAÇINCI KALKINMA BÖLGESİNDE OLMASINI
BEKLEDİLER DE, FAALİYETLERİNE BAŞLADILAR?...”
-
“ISPARTA’NIN
ESKİ VE YENİ ATANMIŞLARI; HALKIN KENDİSİ İÇİN İHTİYAÇ GÖRDÜĞÜ
(ISPARTA-DEREBOĞAZI-ANTALYA DUBLE YOLU)’NUN, MERKEZİ İDARE TARAFINDAN
PLANLANMASINDA, HIZLI TRENİN GÜZERGAH BELİRLENMESİNDE KATKI VE ÇABALARI OLMUŞ
MUDUR?”
Isparta eski milletvekilimiz sayın KURT ile yaptığımız
”Siyaset Söyleşileri” yazı dizimizin son bölümü ile karşınızdayız sevgili
okuyucularım. Pazartesi günü yani, 15 Temmuz günü, Ana Muhalefet Partisinin
Isparta Belediye Başkan Adayı olarak, gerek İl Başkanı ve gerekse Ana Muhalefet
Partisinin Isparta Milletvekili tarafından kamuoyuna açıklanıp deklare edilen
SDÜ eski Rektörü Prof. Dr. Lütfü ÇAKMAKÇI ile ikinci “SİYASET SÖYLEŞİMİZİ”
gerçekleştireceğiz.
Görüldüğü gibi, kamuoyunda adaylık için adı geçen ve de
öne çıkan isimlerle,hiçbir siyasi parti ayırımı yapmaksızın, partiler üstü bir
anlayışla ve tamamen objektif davranarak, siyaset söyleşilerimizi yapıyoruz…
Yine yazı dizimize, bilimsel bir boyut kazandırmak için katkıda bulunan ve
bulunacak olan SDÜ öğretim üyelerimiz Hakan ve Nilüfer Hocalarımız da, aynı
şekilde partiler üstü bir anlayışla katkılarını yapıyor ve yapacaklar…
Okuyucularımızın bundan hiç endişeleri olmasın.
***
…Evet, biz sayın
KURT’la söyleşimize kaldığımız yerden devam edelim…
TARHAN- BAKA ve
TKDK’nın Isparta’ya sağladığı imkânlar ile, SANAYİ TEŞVİKİ olayını, Isparta’nın
ikinci Bölge konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
KURT- Yukarıda, Yerel Yönetimle Merkezi Yönetim
arasındaki işbirliğine ilişkin sorunuzla doğrudan ilintili bir konu sorunuz.
Merkezi Yönetim; yerelleşmenin bir gereği olarak ekonomik gelişmeyi, kalkınmayı
ve şehirleşmeyi, yerelin daha fazla katılımlarına imkan tanımak maksadıyla,
iktidarımız döneminde iki yeni kurum oluşturdu.Bunlar; Bölgesel Kalkınma
Ajansları ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu.
Bu iki Kurum; Yerel imkânları ve dinamikleri, Merkezi
İdarenin gücü ile, entegre olmuş bir şekilde harekete geçirmek ve kalıcı bir
işleyiş kazandırmak için oluşturuldu.
Özellikle, Bölgesel Kalkınma Ajansı BAKA, çok yakın bir
şekilde,ekonomik, sosyal ve kültürel bakımından etkileşim içinde bulunduğu
BURDUR-ANTALYA komşu vilayetlerimizle birlikte değerlendirilerek,aynı Ajansın
kapsamı alanında tanımlandılar.
Bu üç ilin (Isparta-Burdur-Antalya) öncelikleri, güçlü ve
zayıf olduğu yönler, biri diğerine eklemlenerek, sosyal ve ekonomik göstergeler
açısından, bulundukları yerden daha yukarılara taşınması amaçlandı.
Bugüne kadar her iki Kurum da Bence, yerel dinamiklerin
katılımı olarak karşılığını bulamamıştır. Isparta’nın TEŞVİK
sınıflandırmasında, İKİNCİ BÖLGEDE olması, hep aleyhe ve kasıtlı bir Merkezi
İdare yaklaşımı olarak topluma empoze edilmeye çalışıldı. Halbuki bu
sınıflandırma; birtakım verilere göre yapılan değerlendirmelerin sonucudur. Bu
değerlendirme ölçütleri yada parametreleri, 81 vilayete aynı şekilde
uygulanarak, KALKINMA BÖLGELERİ TASNİFİ
yapılmıştır. Eğer, bu parametrelerin verilerine bir itirazınız varsa, buna ya
da sosyal gelişmişlik parametreleri olarak adlandırdığımız her bir parametre
için, ”ölçüt olma değeri yoktur” diyorsak, sebebi ile birlikte bunu ortaya
koymamız lazım. Yoksa, dibimizdeki AFYON; “Benim nüfusum 700 bine dayanmış,
sizin 430 bin nüfusunuz var, Benim 30 bin Üniversite öğrencim, sizin nasıl 60
bin Üniversite öğrenciniz var?...” diye sorar adama!!!
***
BİZ NE YAPABİLİRİZ,
NE ÜRETEBİLİRİZ,
HANGİ GÜCÜ
OLUŞTURABİLİRİZ?!!!
Biz Isparta olarak, Merkezi İdareden ne koparabiliriz den
önce, biz ne yapabiliriz, ne üretebiliriz, hangi gücü oluşturabilirizi, Yerel
Yönetimlerimiz ve STK’larımız la ortaya koymamız lazım.
İşte burada, Belediye Teşkilatlarımız öne çıkıyor.
Örneğin; bir ULUBORLU BELEDİYEMİZ, vatandaşının en önemli gelir kaynağı KİRAZ
için, sayın Belediye Başkanımız Mehmet Uğur ÜNVERDİ’nin, yoğun gayret ve
fedakarlıkları ile tüm Uluborlu’yu, KAPALI SİSTEM DAMLAMA SULAMA’ya geçirdiler…
Bize böyle örnekler lazım. Lâf kalabalığı ve yüksek ses tonu, aydınlık bir
geleceği kurmak için, sermaye olarak yetmemekte.
Biz hiç kimseye; “Paranı şu işe yatır, istihdam oluştur.”
diyemeyiz. Merkezi İdare, BAKA ve TKDK ile; “Ben, yatırım yapmayı düşündüğün
alanlarda, istişare için, sermaye katkısı için hazırım ve buradayım” demiş.
Yapmamız gereken, bizim de İŞ MEYDANINA ÇIKMAMIZDIR!!!
***
ISPARTA, MERMERCİLİK
FAALİYETLERİNDE
TÜRKİYE’DE EN
İLERİ ÜRETİM
NOKTASINDADIR!!!
Bugün Isparta, MERMER’cilik faaliyetlerinde, Türkiye’de
en ileri üretim noktasındadır… Yerin altından ham taşı, dünyanın bir ucu ÇİN’e
satmakta olan kayıtlara göre Isparta dır. Acaba, bu Maden İşletmelerinin
sahiplerinin kaçı Ispartalıdır? Bu adamlar, bu MERMER’i toprağın altından
çıkarmak için, Isparta’nın kaçıncı Kalkınma Bölgesinde olmasını beklediler de,
faaliyetlerine başladılar?!!!
İran’ın HAMEDAN eyaletine, orada üretilen Otomobilin
Türkiye’de-Isparta’da üretilmesi için, defalarca gidip gelenler, niçin
burunlarının dibindeki MERMER yataklarını görmediler, akletmediler?!!! Şimdi bu
soruyu sorunca, ”KAVGA EDEN ADAM” oluyoruz.
***
GÜLPARK PROJESİ,
NASIL OLDU DA GÜL
VADİSİ PROJESİNE
DÖNÜŞTÜRÜLDÜ?!!!
Bizim, Kültür Bakanlığından TURİZM ALANI olarak tasvibini
alıp, Bakanlar Kurulundan onayını aldığımız GÜLPARK Projemiz, nasıl oldu da,
Eğitim Kurumu SDÜ’müzün elinde GÜL VADİSİ Projesine dönüştürüldü?...
Şimdi anketler
yayınlanıyor… ”En tanınmış siyasetçiler” denilerek. Ben bu anketlere bakıyorum;
sayın rektör, sayın eski rektör, sayın vali ,sayın eski valimiz-(=şimdiki
milletvekilimiz) hep öndeler. Ben de soruyorum buradan:
ISPARTA-DEREBOĞAZI-ANTALYA DUBLE YOLU için, toplumda ciddi bir talep var. Bu
atanmışların, halkın kendisi için ihtiyaç gördüğü bu yolun, MERKEZİ İDARE
tarafından planlanmasında, HIZLI TRENİN güzergah belirlemesinde katkı ve
çabaları olmuş mudur?!!! Bizim GÜLPARK Projemizle ilgili, kendilerinin bir
değerlendirmesi ve katkısı olmuş mudur?!!!
***
EĞİRDİR GÖLÜ
HAVZASI ÖZEL HÜKÜM BELİRLENMESİ…
Geçtiğimiz dönemde başlayıp, bu dönem tamamlanan “EĞİRDİR
GÖLÜ HAVZASI ÖZEL HÜKÜM BELİRLENMESİ” sürecinde yaptığımız çalışmaları ve
gayretleri, siz yakinen bir iştirakçi olarak biliyorsunuz.
Tüm Isparta’nın tarım ve sanayisini etkileyecek ve
geleceğine şekil verecek bu çalışmanın vatandaş menfaatine ve hakikate uygun
olarak, siyaset kurumu dışında, siz katkı veren, çaba gösteren bürokrasi
yapısından veya Üniversitemizden ve sivil toplum örgütlerimizden (STK), bir
gayret ve katkı tespit edebildiniz mi?!!!
Ben bu soruma, bürokrasi ve STK’lar protokol
formaliteleri dışına çıkmalı ki, Isparta, özlenen toplumsal dayanışma ve
işbirliğine dayalı sorunlarını tespit edip, çözümleri üreten ve gerçekleştiren
bir il olabilsin.
Tüm bu eleştirel sözlerimle, ne dün ve ne de bugün, bu
Kurumlarda bulunanları suçlamayı amaçlıyorum. Siz, ”ÇÖZÜM” diye sordunuz, Ben
de bildiğim cevabı sizlere söyledim.
***
“BUNDAN SONRA BEN NE
OLACAĞIM?”
DİYE BİR SORU,
KİŞİLİĞİNİZE DE SİYASİ
EDEBİMİZE DE UYMAZ”
Ben, isteseler de istemeseler de Ispartalıyım, sivil
birisiyim. Ancak ve ancak, hemşerilerime ve vatandaşlarıma fayda sağlayacak
fikir, düşünce ve taleplerin muhatabı, takipçisi ve davacısı olurum…Tıpkı,
benim gibi olan veya öyle hisseden, Partisi ne olursa olsun, diğer siyasetçi
kardeşlerim gibi.
Biz her zaman, vatandaşın içindeyiz… Sorunları ya bizzat,
ya da eşimiz-dostumuz vasıtasıyla yaşıyor ve acısını iliklerimize kadar
hissediyoruz…Tabii ki, kendi içimizde rekabetimiz, yarışımız oldu ve olacak ta…
Bakın ben, 2007 Genel Seçimlerinde milletvekili oldum. Önceki dönem
milletvekilimiz Recep Bey olamadılar ama, ne ben ne o, birbirimize olan
selamımızı hiçbir zaman kesmedik. Şimdi, ben milletvekili adayı gösterilmedim
ama, Recep bey, Isparta halkımızın da teveccühleri ile, şimdi hepimizin
milletvekili. Aynı şekilde, Süreyya Sadi BİLGİÇ bey, siyasetçi bir ailenin
deneyimlerini ve kendi meziyetlerini, Isparta mız için, ikinci dönemdir
vatandaşımızın hizmetine sunmak için, gece-gündüz demeden, kardeşlik duyguları
ile çalışmaktalar…
Bizim işimiz; bu noktadan sonra, bulunduğumuz konumu
aşmadan, milletimize hizmet noktasında, siyaset kurumunun kendilerine yüklediği
sorumlulukları yerine getirmeye yardımcı olmaktır. ”Bundan sonra, ben ne
olacağım?...” diye bir soru, kişiliğinize de, siyasi edebimize de uymaz.
Bu vesile ile sizlere, böyle bir söyleşi için teşekkür
eder, tüm halkımızın mübarek Ramazanlarını tebrik eder, bereket ve feyzi ile
donanmalarını yüce Yaradan’dan niyaz ederim…”
***
GELECEK YAZI:
PROF. DR. LÜTFÜ ÇAKMAKÇI İLE SİYASET
SÖYLEŞİSİ…