İnternette Kimliğinizi Ele Vermeyin
Koronavirüs süreciyle birlikte iş, okul hayatı evlere taşındı, dijital kullanım arttı. İnternette günde ortalama 7,5 saat vakit geçirirken, korona nedeniyle internet kullanım oranı da 2-3 kat arttı. Ancak internette zaman geçirirken dijital ayak izimizi de bırakarak kendimiz hakkında ipuçları da veriyoruz. MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, koronadan sonra dijitaldeki verilerimizin seyahatten iş alımına kadar hayatımızın her alanını etkileyeceğini belirtiyor.
Dünyayı kısa bir sürede etkisi altına alan koronavirüs pandemesi nedeniyle salgının kontrol altına alınması için evde kalınması çok önemli. Bu nedenle bir dizi önlemler alınmıştı. Okulların kapatılıp uzaktan eğitime geçilmesi, 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanların sokağa çıkmaması, çalışanların mecbur kalmadıkça işe gitmemeleri gibi… Evde kaldığımız bu süreçte hem çalışma hem okul hayatı hem de geriye kalan vakitte zaman geçirebilmek için internette çok fazla vakit geçiriyoruz. Kimimiz online eğitimlere katılıyor kimimiz film, dizi izliyor kimimiz ise sosyal medyada bolca vakit geçiriyor. İnternet ve sosyal medya kullanımı açısından ise Türkiye, en aktif ülkelerin başında geliyor. 83,8 milyonluk nüfusun yüzde 74’ü internet, yüzde 64’ü ise aktif sosyal medya kullanıcısı. Yani internette günde 7,5 saat, sosyal medyada ise 3 saat geçiriyoruz. Ancak “Evde Kal” süreciyle birlikte internet kullanım oranı, indirilen data oranı genel anlamda 3 kat artarken, kullanıcı sayıları aynı kalmakla birlikte internet başında geçirilen zamanın 2-3 kat arttığını öngörebiliriz. MEZO Dijital Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nabat Garakhanova, koronadan sonra artık her şeyin dijitalde devam edeceğine vurgu yaparak, her internet kullanıcısının dijital ayak izine dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Dijital dünya her geçen gün büyürken, internette geçirdiğimiz her bir vakit, dijital ayak izimizi bırakmamıza neden oluyor. “Dijital ayak izi ya da diğer bir adıyla “digital footprint”, dijital medyadaki faaliyetlerimizi, işlemlerimizi bir veri olarak izlenmesi anlamına geliyor. Kısacası internete bıraktığımız tüm kişisel verilerin toplamı, dijital ayak izi oluyor. Bugün internette her hareket izleniyor ve elde edilen bilgiler izlenerek dijital profil oluşturuluyor. Daha sonra bu dijital profil, işe alım süreçlerinden, vize alımına kadar hayatın her aşamasında karşınıza çıkıyor.” diyen Dr. Nabat Garakhanova, “Klavye ve mouse ile yaptığınız her girdi internet üzerinde bir yerlerde toplanıp analiz edilmekte. Attığınız her e-mail, arama motorlarında yaptığınız aramalar, üye olduğunuz her site, sosyal medyada yaptığınız tüm paylaşım ve beğenileri sizin dijital ayak izlerinizi oluşturur. Dijital ayak iziniz, bugün daha çok reklamcılar tarafından kullanılsa da yarın başka işler için kullanılmayacağı anlamına gelmektedir. Bilmeden oluşturduğunuz dijital profiliniz seyahat hakkınızın kısıtlanmasına yol açabilir ya da Çin hükümetinin başlatmaya hazırlandığı sosyal kredi notu uygulamasında olduğu gibi bazı temel hak ve özgürlüklerinizin kısıtlanmasına bile sebep olabilir.” İnsan kaynakları uzmanlarının adayların sosyal medya profillerini inceleyerek işe alımları gerçekleştirdiklerini belirten Garakhanova, internete giren herkesin paylaşımlarını iyice analiz edip, kendilerine zararlı olacak içerikleri üretmemeyi öğrenmesini tavsiye ederek şu önerilerde bulunuyor:
-Sosyal medya mecralarındaki gizlilik ayarlarınızı mutlaka gözden geçirin.
-Kullandığınız tüm uygulama ve cihazların gizlilik ayarlarını gözden geçirin emin olmadığınız hiçbir uygulamaya onay vermeyin.
-Arada bir kendi isminizi arama motorlarında aratıp geride bıraktığınız ayak izlerinizi gözlemleyip sizi rahatsız edenleri ortadan kaldırın.
-Ücretsiz olarak kullanımınıza sunulan birçok uygulamanın sizin bilgileriniz karşılığında bu hizmetleri verdiğini unutmayın.