“GÖZBEBEĞİMİZ EĞİRDİR GÖLÜ ÇALIŞTAYI”NDAN, “EĞİRDİR GÖLÇATI PLATFORMU”NA UZANAN YOL HİKAYESİ VE SONRASI…

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,“GÖZBEBEĞİMİZ EĞİRDİR GÖLÜ ÇALIŞTAYI”NDAN, “EĞİRDİR GÖLÇATI PLATFORMU”NA UZANAN YOL HİKAYESİ VE SONRASI…
Haberin Tarihi: 3.3.2020 16:09:26 - Okunma Sayısı:1464 defa okundu.

Zeki Tarhan Yazdı

“GÖZBEBEĞİMİZ EĞİRDİR GÖLÜ ÇALIŞTAYI”NDAN, “EĞİRDİR GÖLÇATI PLATFORMU”NA UZANAN YOL HİKAYESİ VE SONRASI…

                                      Zeki TARHAN – ANKARA

                                                      BÖLÜM  : 4

                    Yazı Dizimizin bu bölümünde; “EĞİRDİR GÖL ÇATI PLATFORMU” kurucu yöneticilerinden Dr. Önder YİĞİTBAŞI’nın İstanbul Toplantısında yaptığı konuşmaya ayırdık.

              Satırbaşları ile DR. ÖNDER YİĞİTBAŞI’nın konuşması:

              Hemşerilerim, sayın katılımcılar, sevgili dostlarım. Aranızda olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum… Çok önemli bir sorun nedeniyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bölgemiz / Isparta’mız / Eğirdir’imiz ve Coğrafyamızı tehdit eden “EKOLOJİK BİR KRİZ” ile karşı karşıyayız!!!

                                                            ***

             Bizler, 2.Dünya savaşı sonrasında oluşan düzende, bir barış toplumu içinde dünyaya geldik ve müreffeh bir hayat sürdürdük. Adeta bir “CENNET BAHÇESİ” n de yaşadık. 60’lı yıllarda sanayileşmenin başlaması ile kırsaldan kente, büyük bir akınla kontrolsüz büyüme ile; Tarım alanlarımızı / sularımızı / dağlarımızı / göllerimizi / denizlerimizi / kentlerimizi VAHŞİ BİR KULLANIMA AÇTIK!!! (=Vahşi Kapitalizm) Yaşadığımız CENNET tahrip olmakta, yaşanmaz hale gelmektedir!!! Coğrafyamızı; Atalarımızdan bizlere miras kalan CENNETİMİZİ KAYBETME DURUMUNDAYIZ.

                                                             ***

           Bu gidişatı durdurma, engelleme, rehabilite etme amacı ile bir araya geldik. Bireysel olarak, bir damla su ilave edemeyiz. Tenekelerle su taşıyamayız. Doğamızı koruyamayız. Bunu yapacak olan Devletimiz / Türkiye Cumhuriyetidir. Türkiye Cumhuriyeti; 82 milyon nüfusu, yılda yaklaşık (1) trilyon doları bulan gayri safi milli hasılası ile dünyada, 17. sırada büyük bir güçtür. Türkiye Cumhuriyeti gerekirse, Kürre-i arzı sarsıp değiştirebilir, yeni bir dünya kurabilir, büyük / organize / komplike / devasa bir cihazdır!!!

                                                            ***

            Devletimiz, bu işleri yapıyor fakat parça parça. Örneğin;  GÖLÜMÜZDE YETKİLİ (6) KURUM VAR!!! Bunlar, çok ciddi devlet kurumlarıdır. Ayrı ayrı bütçeleri var. Planlamalar, icraatlar yapıyorlar… Ama hepsi farklı telden çalıyor!!! Biri öbürüne müdahale ediyor, engelliyor!!! Ortaya “çok sesli bir kakafoni” çıkıyor!!!  Bunları organize edecek, eşgüdümü sağlayacak bir “KOORDİNASYON  MERKEZİ” ne ihtiyacımız var.

                                                         ***

            Bizler, su ve göl uzmanı değiliz. Sorun ve konu; “ MULTİFAKTÖRYEL BİR YUMAKTIR” Pek çok yönü vardır. Bu işleri, bu alanların uzmanları yönlendireceklerdir… Bizim buradaki görevimiz; SİVİL TOPLUMU OLUŞTURMAKTIR. Devletimizin güçlü ve komplike devasa cihazını uyarmak ve harekete geçirmektir.

             Sizleri bir araya getirmek, konuşur hale getirmek, KURUMSAL BİR PLATFORM BİR GENİŞ ÇATI SUNABİLMEKTİR. Çok yeniyiz. 16 Aralıkta bir araya geldik. Çoğalıyoruz… (243) kişi olduk… Giderek güçleniyoruz… Çok değerli dostlarımız var. Herkes çok değerlidir. Farklı sosyo ekonomik ve sosyo kültürel katmanlardan / kesimlerden geliyoruz. Homojen değiliz, heterojen bir yapımız var. Farklı düşünceler olabilir ama, amacımız / ortak paydamız aynıdır. Burası bizim memleketimiz, yurdumuz, vatanımızdır. Bunun için bir araya geldik… TAZE BİR UMUTLA ORTAYA ÇIKTIK… HERKESİN KATKISINA İHTİYACIMIZ VAR… KATKILARINIZI ESİRGEMEYİNİZ… GELİŞMELERE AÇIĞIZ… BU GELİŞMELER; BİZLERİ DAHA İLERİ AŞAMALARA GÖTÜRECEKTİR…

                                                         ***

               Dostlarımızdan çok faydalı katkılar var… Bunları arttırarak, bilimsel niteliğe kavuşturmalıyız… Dikkat edilmesi gereken bir husus; üslup meselesidir. Herkes çok kıymetli, hassas, zaman zaman alıngan ve duygusal olabiliyor. En ufak incitici bir sözcük agresif hale getirebiliyor. Söylemlerimize dikkat edelim. Alaycı, onur kırıcı, kişileri itibarsızlaştıran ifade ve söylemlerden lütfen sakınalım. Onları onurlandırıp güçlendirelim… Kimseyi üzmeyelim / kırmayalım. Kardeşliğimizi bozmayalım… Dostlarımıza sevgi ile sarılalım… Birliktelik içinde çalışmalarımızı sürdürelim… Gelişmelerimizi izleyelim…

                                                        ***

           Hiç kimseyi ret etmiyoruz. Burada; “BİR BEYİN FIRTINASI” yapıyoruz… Sanmayınız ki, kararları kendi başımıza alıp, DE FACTO yapıyoruz. Değil. Her gün yüzlerce dostumuzla konuşuyoruz… Fikir alıp, fikir veriyoruz… “ORTAK BİR AKLI” yaratmaya çalışıyoruz…

       Memleket bizimdir. Başka bir memleketimiz yoktur!!! Toprağımızı / Suyumuzu / Havamızı / Yurdumuzu korumalı, sahip çıkmalıyız!!!

       ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM EDECEĞİZ… Dostlarımızı saygı ile selamlıyor, teşekkür ediyorum…

                                             ------ 0 ------ 

 

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap