ITB Başkanı ADAR, TATSO Genel Kurulu’na Katıldı
Isparta Ticaret Borsası (ITB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Adar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu’nun davetlisi olarak Berlin’de gerçekleştirilen üyesi olduğumuz Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TATSO) 14. Genel Kurulu’na katıldı.
Genel Kurulda konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-Alman dostluğunun uzun bir tarihi geçmişi olduğunu ve bu dostluğun tarih boyunca çok ciddi meydan okumalara karşı koyduğunu söyledi.
"Dostluğumuzun temelleri çok sağlamdır. Bu sağlam temeller, iş dünyası olarak bize, gelecekte ikili düzeyde, Ortadoğu, Orta Asya, Avrupa ve genel anlamda dünyada geniş birlikte çalışma alanları sunmaktadır." diyen Hisarcıklıoğlu, "Günlük, güncel ve konjonktürel gelişmeler, ilişkilerimizin sağlamlığına zarar veremez.” yorumunu yaptı.
İki ülke arasındaki ilişkilerin iktisadi boyutunun sağlam temele oturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Almanya'nın, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağı konumunda bulunduğunu ve Türkiye’deki en önemli yatırımcı ülke olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli insanların iki ülke arasında köprü görevini yerine getirdiklerine işaret ederek, “Onların, Alman toplumuna ve Alman ekonomisine entegre olmasıyla da gurur duymaktayız. Almanya’da 80 bin Türk girişimci, yıllık 50 milyar avro ciro yapmakta ve 500 bin istihdam sağlamakta.” diye konuştu.
- “Kazan-Kazan noktasında en önemli projelerinden birisi olacak”
Türkiye’de 7 bin Alman firmasının faaliyet göstererek 120 bin kişiye istihdam sağladığını bildiren Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’de Almanya'nın yatırımı 10 milyar avro civarında. Almanya'nın dış yatırımının 700 milyar avro olduğunu düşünürsek bugün bize gelen bunun sadece yüzde 1’idir. Bundan da şikayetçiyiz. Demek ki alacağımız çok mesafe var.” değerlendirmesinde bulundu.
Bugün Türkiye’ye yatırım yapanların yarının kazananları olacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “Buradan Volkswagen’e bir çağrıda bulunmak istiyorum; bakınız Japonlar sıfır üretim hatasıyla araba üretme noktasında dünyada marka ülke. Toyota’nın Türkiye’de fabrikası var. Toyota’nın dünyadaki bütün fabrikalarında mukayese ettiğiniz zaman tek bir ülkedeki yaptığı üretim sıfır üretim hatasıyla. Oda Sakarya'daki, Türkiye’deki yapmış olduğu yatırım. Japonya’da bile hatalı araba üretiyorlar, Türkiye’deki üretilen ürün sıfır hata ile çıkıyor. Bu Türk işçisinin, Türk teknisyeninin de becerisini göstermektedir. Aynı zamanda dünyadaki bütün Ford fabrikaları içinde en verimli fabrika Kocaeli'ndeki Ford’un yatırımıdır. Volkswagen, Türkiye’ye yatırım kararı vermişti, politik nedenlerden dolayı herhalde askıda. Eğer Volkswagen Türkiye’ye yatırım yaparsa, hem Volkswagen, hem Almanya hem de Türkiye kazanacak. Kazan-kazan noktasında en önemli projelerinden birisi olacak. İnşallah bizler bu yılın sonunda nihai kararın olumlu çıkmasını bekliyoruz. Bu kapsamda buradan değerli dostlarımızın desteklerinizi de bekliyoruz.”
- “Türkiye, Avrupa’ya büyük bir mülteci dalgasını önledi”
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Barış Pınarı harekatının Suriye'nin kuzeyini terör örgütlerinden temizlemek üzere yapıldığının altını çizerek, "82 milyonu rahatsız eden terör örgütlerinin sınırlarımızdan öteye atılması önemliydi. Hem bölge halkının huzuru ve refahı hem Türkiye'nin güvenliği için şarttı. Aynı zamanda olası bir mülteci akınının önüne geçti. Yoksa hem Türkiye’ye hem de Avrupa’ya milyonlara ulaşacak yeni ve büyük bir mülteci dalgası başlayacaktı. Biz bunu da önledik, Dolayısıyla, Almanya ve dostlarımızın bunu görmelerini ve desteklerini bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) katılım süreci, AB ile Türkiye arasındaki Suriyeli sığınmacılar konusunda varılan mutabakat, Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin kaldırılması ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi temel konularda, Almanya'nın liderliği ve desteği belirleyici olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu alanlar, Türkiye'nin, Almanya'nın, hatta AB'nin ortak değerlerine dayalıdır, ortak menfaatlerine dayalıdır. Bu çerçevede, Almanya'nın bu alanlardaki liderliği ve desteği son derece önemli. Bizler Almanya ile iktisadi ilişkilerimizi artırmak istiyoruz. Türkiye’de çok geniş bir iş adamı heyetiyle ve ülkemizin önde gelen oda ve borsa başkanlarıyla buraya gelmemizin nedeni de budur. Hem bu ziyaretlerin, hem de ikili odalarımızın, aramızdaki ilişkileri daha ileri noktalara taşıyacağına inanıyoruz.”
-Diğer konuşmacılar
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın da Türkiye ve Almanya’nın tarihi dostluğunu hatırlatarak, iki ülkenin coğrafi konumları, tarihi bağları ve ekonomik gelişimleri nedeniyle çıkarlarının karşılıklı olarak her zaman ticaret ve yatırımlar alanında yakın iş birliğini gerektirdiğini anlattı.
Aydın, çok taraflılığa ve ticaret özgürlüğüne dayalı uluslararası sistemde her iki ülkenin ekonomilerini ve ihracatlarını büyüttüklerini anlatarak, şöyle devam etti: “Bugün kurallara dayalı çok taraflı sistemin karşı karşıya olduğu korunmacı sınamalar, Almanya ve Türkiye gibi refahları dış ticarete ve yatırımlara bağlı ekonomilerin geleceği üzerinde endişelere yol açmaktadır. Bu ortamda bir yandan uluslararası planda çok taraflılığı güçlü şekilde savunurken, diğer taraftan ikili düzeyde ve AB-Türkiye arasında kesintiye uğrayan entegrasyonun derinleştirilmesine yeniden ivme kazandırılması önem kazanmaktadır. Medyanın günlük başlıklarının ötesine bakabilmek, hamlelerimizi miyoplukla değil dürbünle bakarak yapmak yararlıdır. Bu noktada iki ülkenin ekonomi bürokrasisine ve ticaret kurumlarına önemli bir rol düştüğüne inanıyorum.”
Refahın korunması ve geliştirilmesinde kurumların ve kurumsallaşmanın öneminin büyük olduğunu anlatan Büyükelçi Aydın, TD-IHK’nın da her iki ülkenin de geleceği ve refahı için önem arz eden Türk-Alman ticaret ve yatırım ilişkilerinin gücünü korumasında ve kurumsallaşmasında önemli bir oyuncu olduğunu ifade etti.
Aydın, bir dizi görüş ayrılığına rağmen Türkiye ve Almanya ortaklığı ve iş birliği çerçevesinde büyük bir potansiyelin var olduğunu belirterek, “ Yeter ki birbirimizi daha iyi tanıyıp birbirimizi daha iyi anlayalım. Yeter ki birbirimizle aynı göz hizasında ilişki kurup ve geliştirmeyi becerelim. Ben yapılacak işlerin çok olduğunu düşünüyorum. İçinden geçmekte olduğumuz sıkıntı dönemini de geride bırakacağımıza inanıyorum. Bunun içinde her iki tarafın da iyi niyetli elinden geleni yaptığını bilmenizi istiyorum.” yorumunu yaptı.
Büyükelçi Aydın, iki ülke arasındaki sosyal bağlara değinerek, “Almanya ve Türkiye arasında 100’ye yakın kardeş şehir ilişkisi var. Bu konuda uygun fırsatlar mevcut. Hem büyükelçilik ve hem de 13 konsolosluğumuz sizlerle işbirliğine hazır.” diye konuştu.
- Üç aşamalı iş birliği
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rolf König de Türkiye’ye yatırım yapanın kazandığını belirterek, 1989’da Türkiye’de yaptıkları yatırımdan çok az ciro elde ederken bugün bu cironun 380 milyon avroya ulaştığını kaydetti.
König, “1989’da yatırım amaçlı Türkiye'ye gittiğimizde, Almanlar niye gittiniz, ucuz iş gücü için mi gittiniz diye sordular. Almanlar bizi anlamamışlardı o zamanlar. Biz üç aşamalı bir stratejik hedefle Türkiye'de yatırım yaptık. İlk 5 yıl sadece Türkiye pazarı için ürettik. İkinci aşama olarak ülkedeki işletmelerimiz başka ülkelere ihraç etmeye başladı. Üçüncü aşama olarak da Türkiye'deki işletmelerimiz başka ülkelerde şirketler kurmaya başladı. Biz Türkiye'deki bu potansiyeli biliyorduk. Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırıma devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye’nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız" yorumunu yaptı.
Türk Alman dostluğu için siyaseti konuşmadıklarının altını çizen König, “Bu iki ülkenin yararına siyaset değiş iş yaptık.” dedi.
König, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma’da çimento fabrikası kurduklarını bildirerek şöyle devam etti: “Dayanışma için Soma’ya gittik. Belediye başkanı bana çimento fabrikası projesi gösterdi. Fransızlar yapacaktı fakat yapmadı. Arkadaşlarımı 3 gün sonra Soma’ya gönderdim. Arsa aldık. Ve çimento fabrikasını kurduk. Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırımı devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye'nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız.” ifadesini kullandı.
- Türkiye olmazsa olmaz
Eski Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen ise 2004’te AB’nin genişleme süreci sonuç raporunda, Türkiye'nin üyelik süreci görüşmelerinin devam ettirilmesini tavsiye ettiğini hatırlatarak, “15 yıl sonra bugün eğer Türk- Alman ilişkilerini düşündüğümüzde, Türkiye hiç şüphesiz ekonomik ve kültürel olarak Avrupa'nın vazgeçilmez bir parçasıdır. Hiç şüphesiz Batı ittifakının bir parçasıdır. Türkiye olmadan birliğin geleceği yok.” dedi.
Verheugen, Türkiye ne yaparsa yapsın her zaman haksız olarak görüldüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin güvenlik konusundaki endişeleri yeterince anlaşılmadığını kaydetti.
Türkiye’nin AB’ye üyelik yolunun kesilmesinin sorumlusunun Türkiye olmadığını vurgulayan Verheugen, “Buna neden olanlar hangi tarihi sorumluluğu üstlenmiş olduğunu iyi düşünmeliler. Zorluklarla karşı karşıyayız bunları ancak birlikte aşabiliriz. Türkiye AB’ye mutlaka üye olmalıdır çünkü Türkiye’ye ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.
Eski AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, Almanya- Türkiye arasındaki ilişkilerde büyük bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de nereye giderseniz gidin Almanya'yı seven ve tanıyan insanlarla tanışırsınız. Bunu görmek çok güzel.”diye konuştu.
- "Canlanma sürecinin tamamlanması gerekir"
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın eski Türkiye sorumlusu müsteşarı Wittke de etkinlikte söz alarak, Almanya ve Türkiye arasında geçen yıl ilişkilerin daha iyiye gitmesi için başlatılan sürecin devam etmesi gerektiğini söyledi.
Wittke, “Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı ile geçen yıl Ankara ziyaretimizde başlattığımız süreç halen tamamlanmadı. Almanya ve Türkiye arasındaki bu sürecin tamamlanması gerekir. İki ülke arasında yeni bir canlanma ihtiyacı vardı. Bu süreç kesinlikle kesintiye uğramaması gerekir.” diye konuştu.
Almanya’da 3,5 milyon Türkiye kökenli insanın yaşadığını hatırlatan Wittke, “Bunlar iki ülke arasında köprü kurmaktadır. Buna bütün gücümüzle burada katkıda bulunmak istiyoruz. Hükümetler gelir geçer kalıcı olan ve köprüleri kuran insanlardır. İlişkileri siyasetçilere bırakmayın. Ön yargılarınız yıkılması için köprüleri kuran insanlara ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.