Gazi Torunu İbrahim Sarıdaş:
“Varlığımız Türk varlığına, Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne feda olsun.”
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama programında bir konuşma yapan emekli Tarih öğretmeni milli hatip, hemşehrimiz İbrahim Sarıdaş, bir bayram klasiği haline gelen konuşmasına şu dizelerle başladı:
"Bayrak ayyıldızın inmesi yere
Bayrak yükselmesi yerin göklere
Bayrak insanların imanlaşması
Bayrak toprakların vatanlaşması.
***
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
***
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim.
Yeryüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen söyle seni oraya dikeyim."
Kendisinin de Gazi torunu olduğu ve dedesinin madalyasını gururla göğsünde taşıdığını belirten Sarıdaş, şunları söyledi:
"Sayın Kaymakamım, Sayın Paşam, Sayın Belediye Başkanım, Kahraman Komandolar, Saygıdeğer Eğirdirliler;
Türk Milletinin bağımsızlık onuru olan 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın 97'nci yıldönümünde hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu büyük millet bayramı aziz milletimize kutlu olsun.
20'nci yüzyıl başlarında Türk Milleti tarihinin en karanlık dönemini yaşıyordu. Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında kaybettiği toprakları geri alabilmek için Birinci Dünya Savaşına giren Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla itilaf devletlerine kayıtsız şartsız teslim oldu. Bu antlaşmanın yedinci maddesi gereğince aziz vatanımız İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar tarafından işgal edildi. Türk Milleti Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde bağımsızlık mücadelesine girişti. Ve bu mücadele zaferle neticelendi.
Saygıdeğer hemşehrilerim;
Milli Mücadelede Eğirdir'li, Kuvay-ı Milliyenin yanında, Mustafa Kemal Paşa'nın emrinde yerini almış ve 150 evladını Şehit vermiştir. Kurtuluş Savaşına katılıp da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kırmızı şeritli İstiklal Madalyasıyla onurlandırılan Eğirdir'li Mehmetçiklerimizin sayısı 180'dir.
Saygıdeğer Eğirdirliler;
30 Ağustos, anası Millet, çocuğu Ordu olan bir ulusun kahramanlık savaşıdır. 1914'de başlayıp 1922'de biten Türk'e ölüm seferi içerisinde 30 Ağustos abideleşen bir mana taşır ve niçin yaşadığımızın sırlarını saklar. 18 Mart 1915'te Çanakkale'de müdafaa eden ses, 30 Ağustos 1922'de Afyon'da taarruz halindedir. "YA İSTİKLAL YA ÖLÜM. ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ'DİR. İLERİ..."
30 Ağustos, Malazgirt'ten Sakarya'ya kadar uzanan tarih sürecinde "Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür" diyenlerin ve Kuvay-ı Milliye ruhunu duyanların gerçekleştirdiği Devlet kuran meydan savaşıdır.
Bu savaşta Tür ordusu dört beş ayda düşürülemez denilen Yunan mevzilerini altı günde çökertmiş ve Afyon İzmir arası 400 km’lik takip harekatını o günün şartlarında on günde gerçekleştirmiş ve 9 Eylül 1922’de şanlı Türk sancağı bir daha indirilmemek üzere İzmir’e dikilmiştir.
İşte saydığım bu sebeplerden dolayı 30 Ağustos Anadolu’da yaşayan 82 milyon T.C. vatandaşının ortak milli değeridir. Ve hepimizi ilgilendirir.
Su zaferi aziz milletimize armağan eden ve Türk Birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk severliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan kahraman Türk ordusuna selam olsun. Türk ordusu Türk milletinin bağrından doğmuştur. Türk ordusu Türklüğün öz cevheridir. Türk ordusu Türk milletinin onurudur. Kumpasta kursalar, iftirada etseler, Türk ordusu Türk milletinin göz bebeğidir.
Ordumuzun ebedi baş komutanı devletimizin kurucusu gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, bütün şehit ve gazilerimizi saygıyla Fatihalarla anıyoruz. Ruhları şad olsun. mekanları cennet olsun.
Saygıdeğer Eğirdirliler;
Yurdumuz 1984 yılından bu yana otuzdört yıldır PKK terör örgütünün kanlı saldırılarına maruz kaldı. Asker, polis, öğretmen, korucu, doktor, çocuk, kadın, yaşlı genç olmaz üzere 40 binden fazla vatandaşımızı teröre kurban verdik. Yüreğimiz yanıyor ama millet olarak metanetimizi muhafaza ediyoruz. Eli kanlı terör örgütü PKK Türkiye’yi bölmek ve güney doğuda bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak istiyor. Sözüm ona bazı batılı dost devletler tabi bu nasıl dostluksa bu cani örgüte destek veriyor. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü parçalamak isteyen iç ve dış bütün terör örgütleri ve onların destekçileri şunu iyi bilsinler ki; Türkiye Kuzeyinden Güneyine, Doğusundan Batısına bölünme kabul etmeyen mukaddes bir bütündür. Anadolu’da yaşayan 82 milyon vatan evladı hep aynı cevherin damarları ve T.C.’nin her bakımından eşit ve onurlu vatandaşlarıdır. Allahımız bir, kitabımız bir, kıblemiz bir. Taa 1071’den bu yana 948 yıldır aynı vatanda biriz ve beraberiz. Ve biz BÜYÜK TÜRK MİLLETİYİZ. Çabanız boşuna. Türk milletini bölemeyeceksiniz. Türk devletini parçalamaya gücünüz yetmeyecek. Akıttığınız kanda boğulacaksınız. Anadolu’da bu aziz milletin vatan hainlerine vereceği bırakınız toprak parçası tek bir çakıl taşı bile yoktur. Askerimize, polisimize kahpece sıktığınız her kurşunun, kalleşçe patlattığınız her bombanın, canice döktüğünüz her damla kanın hesabı devletimiz tarafından soruluyor ve son vatan haini etkisiz hale getirilinceye, tabiri caizse gebertilinceye kadar bu mücadele devam edecek. Afrin’de olduğu gibi ay yıldızlı al bayrak terörün merkezi kandile mutlaka dikilecektir.
Bu aziz vatanda kıyamete kadar tek bir devlet egemenliğini sürdürecektir. O devlet TÜRKİYE CUMHURİYETİ'dir. Varlığımız Türk varlığına, Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne feda olsun.
Sözlerimi Harp Okulu Marşının bazı mısralarıyla bitirmek istiyorum.
Kahramanlar, bu mısralar size armağan olsun:
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.
....
Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize “Ölmez Türk” derler.
NE MUTLU, NE MUTLU, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..."