Konu EĞİRDİR GÖLÜ olunca; “Bin ölçüp, bir
biçmeli”
Eğirdir Gölü’nün doğal türlerinin yok
olması gölün doğal yapısının da yok edilmesinin başlıca nedenlerindendir.
Yıllardır Eğirdir Gölüne balıklandırma
amacıyla milyonlarca balık bırakılmakta, balıkların geri geleceği konusunda
açıklamalar, haberler yer almaktaydı, yıllar geçti balıklar geri getirilemedi.
Zaman geçti, sudak sorun iken, ona takoz, gümüş gibi istilacılar eklendi. Zaman
geçti bu balıklandırmalar hep hataydı denildi. Bunlardan nasıl kurtulurun
çareleri aranıyor. Göl akvaryum veya havuz olsaydı kurtulmak mümkündü.
Gen
Bankası;
Eğirdir
Gölü Gen bankası günün teknolojik gelişimlerine göre düzenlendiğinde çok önemli
bir çalışma olacaktır. Fakat “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak” ve
gerçeklerini göz ardı ederek, olayları birbirine karıştırmamak ve popülist
yaklaşımlarla, araştırmadan gölün geleceği için zaman geçirmemek gerekir.
Gölün doğal balıklarının nesli
tükendiği için, balıkların yumurta ve spermleri ortada yok, gen bankası oluşturulamayacağına
göre, söz konusu olan gen bankasıyla gölün kavinne, çapak, sıraz vd. doğal
türlerin geri gelmesi, çare ve müjde olmayacaktır. Diyelim ki bu balıkların
sperm ve yumurtalarını bulduk!? Laboratuvar koşullarında birleştirdik çok
sayıda birey elde ettik, balıkları hangi göle bırakacağız… Eğirdir Gölü’nde
etçil balıklar “tilkiler” var!!!!
Konu
Eğirdir Gölü olunca; “Bin ölçüp, bir biçmeli”dir/biçilmeliydi. Göl denince akla
balık gelmemeli, balık diye diye gölü ne hale getirdiler, kaç balıkçı kaldı?
Balıkçılar da gerçekleri görmeli, bir şeyler beklememeli, yapmalı, günü değil
geleceği de hesaplamalı. Göl ile ilgili düşünceler, göle verilen stratejik önem
olan içme suyu kaynağı olarak öne çıkmalı. Göl kişilerin, kurumların rant ve oy
kaynağı olmamalı, bu güne kadar bu olmadı mı? Göl meta olmamalı… Göl kişi veya
kişilerin değildir… Gölü görünce para akıllarına gelmemeli… Göl kiralanmamalı.
Göl ile ilgili yasalar uygulanmalı. Göl herkese, her canlıya haktır…
Tüm
bunlar için; gölü sahiplenmek, korumak için, Türkiye’nin İç Sularını yöneten ve
bağımsız bir kurum olan ‘Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü”nün Antalya'ya bağlı istasyona
dönüştürülmemesi için ve Eğirdir Gölü’nün
kenarındaki SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nin Isparta’ya taşınmaması için,
Eğirdir Gölü için; Eğirdir için, doğa için, “Eğirdir’in Çılgın
Projeleri(Gen-Kanal) için!!!,.. “Bin
ölçüp, bir biçmek” gerekmez miydi?
Söz
konusu para olunca, göl için bir ölçülüp, bin biçilmekte. Gölden hep alınmakta,
göle ne verilmekte?
Gölü artık; laf değil yasa, akıl ve bilim korumalı. “Bir bütün bir
yarımdan iyidir.” … oysa
yarım bile kalmadı Eğirdir’de denilmekte!?. “Dimyata pirince giderken
evdeki bulgurdan olunmakta”… bilgi sahibi olmayıp ta fikir yürütenlere
inanılmakta, oyalanmakta, sonra… Beyanatlar… ‘Sinekler Barla’dan geliyor’,
sinek için çözüm de ‘ışıkları söndürün’ deniliyor? Gölün suyu da balığı da iyi
mi? İyi olduğundan mı Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü ve Eğirdir Su
Ürünleri Fakültesi Eğirdir’den gitti? Göle ne faydaları oldu?
Hangi
Üniversite geliyor Eğirdir’e? Fakülte ne? Yüksek Okul ne? Üniversite ne?
Enstitü ne? İstasyon ne? Daha iyisi-daha fazlası gelecek deniyor… Garanti mi?
Gölümüz iyi mi?? Çılgın projeler!!??.... Niçin göl için değil?
Gölün
lehine, gölden para kazanmayı düşünmeden bir “çılgın projeniz” var mı?
devam edecek….