EĞİRDİR FOTOĞRAFLARI -1-
ÖNSÖZ
Eğirdir’in yeryüzü görüntüsü coğrafi bir tabiat fantezisidir.
Ne demek bu? Tabiat burada bir coğrafya atlasında gösterilen bütün engebelerin tamamını bir arada yaratmıştır. Böylesini başka yerlerde görmek pek mümkün değildir.
Şehrin gölü, dağı, adaları, yarımadaları, koyları, koyakları, küçüklü büyüklü, sıra sıra çağlayanları, şevleri, yamaçları, masa denilen düzlükleri, yokuşları, belleri, bayırları, düdenleri, kaynakları, sakahane denilen tabiat harikası olayı, kumluk ve çakıllık plajları, çayları, ırmakları ve saymakla bitmez özellikleri bu aklanın içinde adeta her an gözler önündedir.
Sivri Tepesi’ne çıkarsanız başka bir görüntü vardır, haritaya benzer, Oluklacı’dan bakarsanız başka bir görüntü, Adalardan bakarsanız başka, Akpınar’dan bakarsanız başka, tren rampasından başka görüntüler hayretle gözlerinizin önüne serilir. Atatürk Eğirdir’e geldiğinde trenin penceresinden bu manzarayı seyretmiştir.
Kale’nin “Akropolü’ne çıkıp da etrafınıza baktığınız zaman bu saydığımız özelliklerin hepsini oradan görmeniz mümkündür. Eğirdir’e ad olan Akropolis şehrin en yüksek, en yüce ve ilahlara özgü bir yeridir. Kalesi, dini yapıları ve diğer özellikli yerleşimleri buradadır. Krezüs bu bölgeyi kale surlarıyla çevirip emniyet altına almıştır.
Gölün içindeki acayip isimli, çeşit çeşit balıkları, yüzünde süzülen beyaz yelkenli siyah kayıkları, evlerin içine kadar giren, çocuklarla oynaşan yılanları, ayaklarını ısıran yengeçleri, bıcırganları, kasabanın her iki yönü çılgınca döven lodos ve poyraz rüzgarlarının yarattığı dalgaları ve rengarenk durumlar gösteren, aynalar misali yedi renkli gölün doyulmaz manzarası bu özelliklere ayrıca katkı olmaktadır. Her yerde görülmeyen ihtişamlı katran ağaçları da vaktiyle burayı değerlendiren bir orman halinde idi.
Bu yaratılışın insanlarda uyandırdığı hoş duyguları yabancı yazarlar da kalemleriyle anlatmışlardır. 1895’de Eğirdir’e gelen Friedrich Sarre şöyle yazıyor: “-Bu harikulade manzarayı ve Avrupa adetleriyle Avrupa kültürünün henüz dokunmadığı halkını şimdi oldukları gibi gören az sayıdaki insanlardan olduğumuz için kendimizi şanslı buluyoruz.”
Daha saymakla bitmez özellikler, güzellikler ve değerler şehirleşme adına, insan eliyle bir bir yok edilmiş, nice yüz milyonlarca senelerden beri tabiatın yarattığı dengeli hali, kör grayderin icadından sonra, nobran ellerin de marifetiyle bugünkü haline dönüşmüştür.
Kainat bir denge düzenidir. Dengesizlik insanı rahatsız eder, denge huzur verir. Yeryüzünün eski hali de yaratılış sürecindeki dengeleşme mücadelesi sonucu meydana gelmiştir.
Biz bu albüme Eğirdir’in en evvelki tabii halini gösterenlerden başlayıp olumsuz yaklaşımların son bulmuş gibi göründüğü zamana kadar olan fotoğraflardan seçtik. O bakımdan güncelliği değil tarihi özelliği öndedir.
SALİH ŞAPÇI
Ekim 2014