TİCARET -1-
Bu yazı dizimizde Yöremizin, ülkemizin kalkınmasında ticaretin önemini, ticaretteki zorlukları aşmak için karşılaşılabilecek zorlukları kısaca ticarette ‘beyin gerekir mi?’ sorusunun yanıtı aranacaktır.
GİRİŞ
Yöremizin, ülkemizin kalkınmasında ticaretin önemini, ticaretteki zorlukları aşmak için karşılaşılabilecek zorlukları kısaca ticarette ‘beyin gerekir mi?’ sorusunun yanıtı aranacaktır.
TİCARET AKIL İŞİ MİDİR?
İlk insanlar gereksinimlerini çeşitli şekillerde temin ederken topluluk halinde yaşamaya başlayınca mal ve hizmet paylaşımı ortaya çıkmıştır. Bu karşılıklı alışveriştir. Alışveriş paranın bulunuşu ile başlamıyor. Bundan önce de ürün takası yoluyla yapılıyor. Paranın ilk Sümerlerde (5000 yıl önce) kullanıldığı söyleniyor. Ama tarihte Lidyalıların ilk parayı bulduğu bilinir. Bastıkları paralar altın sikkelerdir, mal alışverişlerinde kullanılmıştır. (Sikkelerin Osmanlı’da da kullanıldığını hatırlayalım). 19. Ve 20. Yüzyıllarda kağıt para egemen olmuştur. Günümüzde (modern alışverişlerde) ise kart (sanal para) kullanılıyor. Para bir ölçü birimidir. Malın değeri para ile ölçülür. Peki ne için alışveriş yapıyoruz? Bir ihtiyacı gidermek için. Tüm ihtiyacı gidermek para işleri (sermaye) ile alakalı. İhtiyaçlar sıraya konduğunda acil olanlar önceliği alır. Ürünlerin çeşidi ve karmaşıklığı arttıkça, seçim kolay olmamaktadır. Ticarette titiz bir akıl seçiciliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Alışverişte duygusal durumlar devreye girer mi? sorusunun yanıtı ‘evet’’tir. Ticarette beyin kullanılır ama hangi beyin? Satıcı ve alıcı için çeşitli incelikler ortaya çıkar. Bunun için alış veriş kolay olmaz.
TİCARETİN (TARİHÇESİ) GELİŞİMİ
Ticaret ülkeleri birbirine bağlar. Kaynaklar paylaşılır. Önceleri kaynak takası (mal takası) olarak yapılan işlemler, kaynak transferi olarak bilinir. Ticaret küresel haline geldikçe, insanları köle hale getirmiştir. Mal ve hizmetler tek bir sermayenin eline toplanırsa, üretimi olmayan ülkeleri bağımlı hale getirmektedir. Ülkeleri birleştiren ticarete en güzel örnek, ipek yolu olarak bildiğimiz ticaret yoludur. Kervanlar halinde yapılan ticaret zorlu ve risklidir. Bugün her türlü mal gözümüzün önünde ama ürünleri, aslında görmeden alıyoruz. İnternet (uzaktan erişim) denen olay, insanları bakar kör haline getirmektedir. Üretmeden tüketmeye yatkın hale getirmiştir. İnsan beyninin boşluklarından istifade edilmiştir. Bunlardan bahsedeceğiz. İnsanın biyolojik, fiziksel, ve zihinsel olarak bazı yatkınlıkları vardır. Günümüz bilgisayar dünyasına alışık değiliz. Bunun gerekçeleri; gelişen beyindeki kısıtlamalardır.
DAVRANIŞIN ANATOMİSİ
İnsan davranışı; psikoloji, sosyoloji, medya, pazarlama, reklam sektörünün ilgi odağı olmuştur. Davranışın doğasını anlamak her zaman kolay olmamaktadır. Bire bir ilişkide insanların nasıl davranacağını kestirmek kolay değildir. Özellikle sık karşılaşmadığımız insanlar söz konusuysa ve toplum dinamikleri de devreye girerse; davranışın yapısını (anatomisini) anlamak kolay değildir. Plajda kum tanesini değersiz görürüz. Ama kum tanesi kuvars olup bilgisayarın zaman saatine girerse değerli olur. Kum tanesini, ufalanmış taş parçası olarak görmek başka bir şeydir. Kum tanesinin atom yapısını görmek, elektron salınımını bilmek başka bir şeydir. İnsanları dış görünüşünden ön yargı sahibi olmak, her insanın aynı olacağını düşünmek bizi aldatır. Onun, insanın kumanda merkezi beyin yapısını bilmek, ona göre davranış analizi yapmak günümüz sektörlerinin ilgi alanıdır. Birçok pazarlama stratejisi bundan doğmuştur.
devam edecek