Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi açıldı
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hayatını anlatan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi açıldı. Demirel, "Türkiyeyi imar etmeye kalkındırmaya ve demokrasi içinde bunları yapmaya devam. Demokrasiyi halkın elinden alarak bunu yapıyorsanız bunun değeri yok" dedi.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hayatını anlatan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi 'nin açılışı 26 Ekim 2014 Pazar günü gerçekleştirildi. Açılış için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Hüsamettin Cindoruk, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Sanatçı Fikret Otyam ve eşi Filiz Otyam, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, TBMM Eski Başkanı Köksal Toptan, Ürdün Prensi El Hasan Bin Tallal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, eski bakanlar Cavit Çağlar, Hüsnü Doğan, işadamı İnan Kıraç, Gaziantep eski Belediye Başkanı Celal Doğan, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Kosova eski Devlet Başkanı Fatmir Sejdiu ile Romanya eski Devlet Başkanı Emil Constantinescu, Arnavutluk eski Cumhurbaşkanı Bamir Topi, Bangladeş Başkonsolosu Salahuddin Kasem Khan, Gagavuzya Özerk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mihail Formuzal, Azerbaycan Cumhurbaşkanı temsilcisi ve çok sayıda davetli açılışın yapılacağı İslamköy'de biraraya geldi.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hayatının anlatıldığı Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nin açılışının yapılacağı alana geldi. Açılış programı Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başladı. Ardından Demirel'in hayatından kesitler anlatıldı. Ege'nin sevilen sesi Tolga Çandar tarafından mini konser verildi. 1 Kasım 1924 doğumlu olan Demirel'in doğumgünü kutlandı. Konserin ardından Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi hakkında sinevizyon gösterisi sunuldu. Program Canan Anderson'un müzik dinletisiyle devam etti.
DEMİREL'E AĞAM DİYE HİTAP ETTİ
Müzeyi yaptıran Demirel Vakfı Başkanı İşadamı Şevket Demirel açılış konuşmasına, 9. Cumhurbaşkanı Demirel'e ağam diye hitap ederek başladı. Konukları tek tek selamladı. Siyasi parti başkanlarının elinde bugün dostluk kılıcı olduğunu belirten Demirel "Burada bir parti mitingi kongresi yapmıyoruz. Süleyman Demirel Kalkınma Müzesi'ni açıyoruz. Politik amaçtan uzak bir toplantı. O nedenle çok ilgi görüyor. Bugün demokrasiyle kalkınmamızı görmeye geldiniz. Bu açılış ülke tarihinde belki de bir ilk. Bu topluluğu buraya çeken felsefe budur. O nedenle buradasınız. Türkiye Cumhuriyeti devletinde Çankaya'ya kadar uzanan yolda belgeleri muhafaza etmiş ve müze kurmuş, müzeyi de milletine bağışlayan bir başka isimle karşılaşmayacakcınız. Süleyman Demirel'i İTÜ'den mezun olduktan sonra Çankaya'ya kadar yükselten unsur demokrasidir. Buradan tarihçiler doğru bilgiler edinebilecektir. Şimdiki ve gelecekteki nesiller Türkiye'nin 1923'ten itiaren nereden nereye geldiğini ögrenecektir. Bu tablo Türkiye Cumnhuriyeti tarihidir. Bugün bir tarih dinliyorsunuz ve tarihin çizgileri üzerine basıyorsunuz. Ayrıca müze halkımızın Cumhuriyet döneminde neler kazandığını göstermektedir. Demokrasi kalkınmanın anayasasıdır. Kalkınmasız demokrasiye demokrasi denemez. Bu nedenle müzenin adını Demokrasi ve Kalkınma Müzesi koyduk. Müze milletin malıdır. Tek sahibi millettir" dedi.
BU SORUMLULUĞU ÜSTLENDİM
Demirel'in küçük kardeşi olduğu, aynı ailenin terbiyesiyle yetiştiklerini belirten Şevket Demirel "Süleyman Demirel'in başarılarını ve acılarını beraber yaşadık. O nedenle normal kardeşlikten fazla kendisiyle fikir ve işbirilğimiz vardır. Süleyman Demirel uzun devlet hizmetlerinde yaşamının her anının evraklarını saklıyordu. Sonuçta Güniz Sokak doldu. Saklayacak yer kalmadı. Bunu tespit etiğim için sorumluluğu üstlenmeyi düşündüm. Ağabeyim fani olunca bu birikenler ne olacaktı. Tabiki bir çok yerlerde olduğu gibi çürüyüp gidecekti. Halbuki bu belgeler Türkiye Cumhuriyeti'nin bir asrına hitap edecek belgeleri ihtiva ediyordu. Bu noktadan hareketle bir külliye taslağı hazırlayıp 1993'te Çankaya'ya götürdüm. Ağam kabul etti ve destek oldu. Maddi ve manevi yükünü yüklenmiş oldum. Omuzlarıma bu yükü verdim. Tatbik ederk bu duruma getirdim. Müzeyi ziyaret sonucunda hepinizin yürekleri dolu beyinleri tazelenmiş yarına güvenle bakan insanlar olarak ayrılacağınız kanaatindeyim. Müze 20 yılda yapıldı. 6 bin metrekare kapalı 17 bin metrekare alana oturtuldu. Çalçatepe de 20 senede ağaçlandırılarak orman haline getirildi. Bura da bir anıt mezar arazisi de işlendi. Hiç bir köy evi yıkılmadı. Restore edilerek muhafaza edeldi. İslamköy'ün tamamını ileride bir tarihi köy oluşturmak köyün hepsini bu müzeye dahil etmek istiyorum" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞINI ZORLA
BİRİSİNİN ELİNDEN ALMADIM
Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, adını taşıyan müzenin açılışında yaptığı konuşmaya, Cumhuriyetin 91'inci yıl dönümünü kutlayarak başladı. Demirel, "Bu topluluğun bana gösterdiği muhabbeti bana Cumhuriyet Bayramı armağanı olarak sayıyorum. Son konuşmacıyım Son konuşmacının durumu zordur. Çünkü söylenecek her şey söylenir son konuşmacıya bir şey kalmaz. Ancak burada öyle değilim. Söylemekle bitmeyecek kadar söz var ortada. Dünkü kazada hayatını kaybeden öğrencilerin ruhuna Fatiha okuyorum. Allah Rahmet eylesin. Cumhuriyetimizin 91. yıl dönümünü halkımızın Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Cumhuriyetin kurucusu Büyük Gazi Mustafa Kemal'i şükranla ve minnetle anıyorum. Onu hergün ansak azdır. Her şeyi ona borçluyuz. Gaziyi unuttuğumuz zaman her şeyi kaybederiz. O bizim herşeyimizdir. Biz 50 sene bu millete şükran borcumuzun peşinden gittik. Bu borcu nasıl öderiz, Cumhuriyetin bu ülkeye getirdiği nimetleri nasıl karşılarız. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı yapmış biriyim. Cumhurbaşkanlığını zorla birisinin elinden almış değilim. 12 seneyi aşan Başbakan olarak karşınızda bulunuyorum. Başbakanlığı da kimsenin elinden almış değilim. 22 sene parti başkanlığı 5 sene muhafelet liderliği 10 sene yüksek memuriyet yaptım. 50 seneyi aşan hizmetimiz var bu ülkeye. Bu 50 senede nereden başlanıp nereye gelinmiştir. Bu hususu millete arzetmek istedik. Bu müzeyle bunu dikkatinize sunuyoruz. 1950 Türkiyesinin nesi var 2000 Türkiyesinin nesi var? Bunları görüyoruz. 1923'te 10 milyon nüfuslu Türkiye'nin bugün 76 milyon nüfusu var. Ekonomik kalkınmada 192 ülke içinde 19-20 arasındayız. 91 sene önce kurulan Ülkemiz Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmış ve dünyaca tanınır hele gelmiştir" diye konuştu.
CUMHURİYETİN FAZİLETİNDEN
YARARLANDIM
1950'de Türkiye'nin 21 milyon nüfusu oluğunu 40 bin köyü sadece 13'ünde elektrik olduğunu belirten Demirel, "Okulları noksan sağlık tesisleri noksandı. Türkiye'nin 3 üniversitesi vardı. Halk yoksulluk ve fukaralık içinde. Atatürk ülkenin zengilşemesi için gayret sarfetmiştir. Dert o kadar çok ki bu dertleri karşılayacak kadar imkan yok. 1950'lerde köylü bir toplum var. Biz de köylüyüz. Bu köyde doğduk. Cumhuriyetin faziletinden yararlandım. İlkokulu okudum okul olmasa okuyamazdım. Devlet okutmazsa okuyamazdım. Mühendis Mektebi olmasaydı okuyamazdım. Hizmetlerimizin karşılığında borcumuzu ödedik. Tümüyle ödenmiş midir derseniz o muhasebeyi millet yapar ama bizim vicdanımız rahattır. Faydalı ömrümüzün tümünü milletin ve devletin hizmetine verdik. Bu ülkeyi karanlıkatn kurtaralım dedik en ücra köşelerine ışık götürdük. Gaz lambası yerine elektrik lambası götürdük. Traktörün kara kağnı ve kara öküzle mücadelesini kazandık. 1950 Türkiyesinde 3 bin bugün 1.5 milyon traktör var" dedi.
TÜRKİYE ŞEKİL DEĞİŞTİRDİ
1950-2000 yılları arasında Türkiye'nin şekil değiştirdiğini ifade eden Demirel, "Bugün yeni bir Türkiye vardır. Bu yeni Türkiye daha ileri gitmelidir. Bugün bir uçutan bir uca gidilen asfalt yolları vardır. 3 üniversitesi olan Türkiye'nin bugün 200'e yakın üniversitesi var. Türkiye 1950-2000 arasındaki hükümetlerden çok şey kazanmıştır. Eğer 1950'deki demokrasi harekete sekteye uğramasaydı bu kazanç çok daha fazla olurdu. Bu kesintilerden çok dikkatlice çıkmayı başardık. Bu müzenin kapısında bir sandık görürsünüz. Bu müzenin adı Demokrasi ve Uygarlık Müzesidir. Demokrasiden neyi kastediyor derseniz, Bu ülkenin yönetimini yapacak iktidarlar seçimle gelip seçimle gitmelidir. Milletin iradesini halkın oyuyla gelen heyetler yapmalıdır. Halkın oyu, milletin egemenliğidir. Milletin egemenliğinin üstün olmasını istiyorsak buna müdahele edilmemeli. Birinci derecede önemsedğimiz halkın hakimiyetine saygıdır. Bunun korunmasıdır. Başkanlığının benim yaptığım 7 hükümet vardır. Biz kuvveti halktan aldık halka gittik. Halka icraat götürdük. Biz iktidara geldiğimiz zaman İstanbul'un iki yakasının birleşmesi lazımdı. Bu köprü yapılmalıydı. Köprüyü yapan biz olduk . Fırat ve Dicle nehirleri boşuna akıyordu. Bunları alıp çatlamış topraklara götürdük. 30 milyar metreküp suyun 10 milyar metreküpü aşağı ovaları zengin edecekti. Bunun adına GAP dedik ve geliştik. Tüneli deldik. Fırat nehrinin sularını Harran ovasına akıttık. O zaman dağı deldik dedim. O zaman bir vatandaş gelip siz dağı delmediniz çağı deldiniz dedi. Bütün Türkiye televizyona telefona kavuştu. Bugün herkesin cebinde telefon herkesin evinde telefon medeniyetin kullandığı ne varsa benim halkım da kullanmaktadır.
BU DÖNÜŞÜM İLERİYE
GÖTÜRÜLMELİ
Bugün Türkiye'de bir dönüşüm olmuştur. Bu dönüşüm yaşatılmalı daha ileri gidilmelidir. Türkiye'de okuma yazma en yüksek dereceye çıkarılmıştır. Bir çiftçi toplumu olan Türkiye, bir sanayi toplumu hizmetler toplumu haline gelmiştir. Bir çiftçi toplumu olan Türkiye'den kalkınan Türkiye haline geldik. 1950'de 13 bin otomobili olan Türkiye'nin bugün 10 milyon otomobili var. Bu değişim sayesinde 1950 Türkiyesi'nden yüzde 5'e yakın kalkınma hızıyla bugünlere gelindi. Devam etmemmiz lazım daha çok ileri gitmemiz lazım. Herşeyin daha iyi olması için herekese fırsat var.
CUMHURİYETİN TANIDIĞI
BU FIRSATI KULLANIN
Bizim yaptığımız en büyük hizmet İslamköy'den bir çocuk çıkıp okuyabiliyor. Senin çocuğun da çıkar okur mühendis olur bakan olur Başbakan olur, Cumhurbaşkanı olur. Sana bunu gösteriyorum. Bizim burada sergilediğimiz misal bu cumhuriyet öyle bir cumhuriyettir ki herekese eşit fırsatlar tanır. İşte Demirel'e tanımış. Demirel İslamköy'den gelen bir çiftçi çocuğu o zaman herkese bu fırsat tanınıyor. Bu fırsatı kullanın diyoruz. Bana açık olan herşey sizlerin çocuklarını da açık. Çocuklarınız ülke hizmetinde rol alsın. Önleri açık olsun bunun misali de benim" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİNİ GELECEĞİ PARLAKTIR
Adın taşıyan müzede asıl hizmetin kardeşi Şevket Demirel'e ait olduğunu kaydeden Demirel, "Kendisine hepiniz adına teşekkür ediyorum. Türkiye'de Keban Barajının temelini ben attım. Türkiye'nin 1950'de üç barajı vardı. Bugün 300 barajı var. 300'ün içinde çoğunda bizim imzamız var. Bize güvenenelere söylüyorum. Biz Türkiye'yi yüzde 5 civarında kalkındırdık. Eğitim hizmetlerini yüksek seviyelere getirdik. Mühendislik hizmetlerini yukarı seviyelere getirdik. Sanayi yaptık. Tüm bunlardan dolayı halkımızın önünde yüzümüz açıktır. Turkiye'nin kalkınmasının ilhamı burada. Fukaralık yoksulluk cahillik köyde akşam olunca karanlığa bürünmek burada. Biz bundan nasibimizi aldık. Burada bir örnek var. Bunu alıp kullanın. Demokrasi için neler yapılmıştır burada bunu göreceksiniz. Bugünün ve yarının iktidarlarına şunu söylemek istiyorum. Yola devam. Türkiye'yi imar etmeye kalkındırmaya ve demokrasi içinde bunları yapmaya devam. Demokrasiyi halkın elinden alarak bunu yapıyorsanız bunun değeri yok. Demokrasi sayesinde bunu yapacaksanız. Demokrasi sayesinde eksik kalan hizmetler tamamlanır. Bu hizmetler yapılırken dikkat edeceğiniz şey demokrasinin zedelenmemesidir. Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin zedelenmemesidir. Hep beraber geleceğin iyi günlerine katkıda bulunalım. Türkiye'nin önünde elbet sıkıntılar vardır. Ama Türkiye'nin önü parlaktır. Hiç bir şekilde kötümserliğe kapılmayalım. Türkiyemizin parlak geleceği için aydınlık yollarda yürümeye devam edelim" diye konuştu. Demirel'in konuşmasının ardından Müzenin açılış kurdelası kesildi. Ardından konuklar müzeyi gezdi.