ACİL BAKIŞ AÇISI:
KARACAÖREN BARAJ GÖLLERİNE, “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA”
YA DA “DENGELİ KALKINMA” ANLAYIŞI İLE BAKILMALIDIR…
- HALKIMIZ PANİĞE KAPILMADAN, OLGUN BİR ŞEKİLDE, ÖZEL
HÜKÜMLERİN REVİZYONU İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞMALI…
- ÖZEL HÜKÜMLE YATIP, ÖZEL HÜKÜMLE KALKMALIYIZ…
- RASYONEL DÜŞÜNCE HAKİM OLANA DEK, RESİSTANS
GÖSTERİLMELİ, ORTAK AKIL DEVREYE SOKULMALI…
Beyşehir Gölü Özel Hüküm belirleme çalışmaları henüz tamamlanmıştı. Karacaören Baraj Göllerinin Özel Hüküm Belirleme çalışmaları ise, kamuoyu ile paylaşılmadan, kamuoyunu bilgilendirmeden, adeta “yangından mal kaçırırcasına” (=teşbihte hata olmaz) yürürlüğe konmaya çalışılıyordu.
***
Halbuki, kamuoyu çok iyi biliyordu ki, Merkezi Otorite; istişareye, kamuoyu araştırmalarına, kamuoyunun atan nabzına çok önem veriyordu ve de başarısını da buna borçluydu… Ama ne hikmetse, neredeyse İç Batı Akdeniz’i kapsamı içine alan coğrafyayı ilgilendiren bir eylem ve işlemi, bu coğrafyada yaşayan insan topluluğunu ıskalayan bir yaklaşım sergilediğini görmekteyiz…
Bu coğrafyanın insanına; sabırlı olun, aman ha, sakın ha bir taşkınlık falan yapmayın, Merkezi Otorite ile müzakere sürecine akıllıca hazırlanın demenin tam zamanı. Eğirdir Gölü Özel Hükümleri hazırlık sürecinden sanırım yeterli dersleri almışızdır… Kaç kez revizyona uğradı biliyorsunuz… Eğirdir Gölü kıyısındaki kaç kırsal yerleşim biriminin ortadan kaldırılacağını da bir anımsayın lütfen. GÖKTAŞ; “EKOLOJİK KÖY” odlumu?!!! Evet, evet odlu mu?... Soruyorum sizlere.
***
Sayın DEMİREL’in deyişiyle; “…Türkiye’de bahçeciliği en iyi bilen “BOĞAZOVA” çiftçisidir.” O BOĞAZOVA ki; Türkiye elmacılığının kalbidir. O kalbe giden damarları kimse kesemez!!! Şimdi, başımızı iki elimizin arasına koyup bir düşünelim: Çevre mevzuatımızda; “Kirleten öder” prensibi var. Hangi gerçek yada tüzel kişi kirlettiği sulak alandan dolayı bedel ödemiştir? Herhangi bir yerleşimin en büyük mülki amiri, ister vali ister kaymakam bir sulak alanı kirlettiği için o kişiye cezai müeyyide uygulayabilmiştir?!!!
Antalya’ya temiz içme suyu!!! Hayhay… Antalya Ovasını; Eğirdir Gölü’nün DÜDEN’ler den kaçan suyu suluyor. Antalya’nın içme suyu da Karacaören Baraj Gölünden. Peki, iyi güzel de taşın altına kim yada kimler elini koyacak?!!! Özel Hükümlere göre Antalya koymayacak. Yaa?!!! Arka Bahçe koysun. Antalya; Dünyanın turizm başkenti idi. Isparta ve çevresi ise Antalya’nın Arka Bahçesi!!! Bu arka bahçe, Antalya ile entegre olmayacak mıydı?... Türkiye’nin 2023 Turizm Strateji Belgesi, bir süs biberi miydi?!!!
***
Allah’tan bir “BAKA”mız (=Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı) var. Sürdürülebilir Kalkınma anlayışını (=DENGELİ KALKINMA ) içine sindirmiş, Genel Sekreteri ve donanımlı uzmanlarıyla Antalya-Isparta ve Burdur illeri arasındaki dengeyi kurabilecek pozisyonda… TÜBİTAK’ın hazırladığı özel hükümleri, o hükümlere yapılan itiraz, öneri ve gerekçeleri içeren raporları, tekrar tekrar okudum. İlgili paydaşlarla telefon konuşmaları yaptım ve yapıyorum…Siyasilerimizle de bu özel hükümleri irdeleyeceğiz…
İç Batı Akdeniz, Göller Yöresi insanına buradan şu mesajı iletmek istiyorum: Sakın ola ki karamsarlığa kapılma. “Hele hele; “…Öldüm, bittim, mahf oldum” gibi sanal tükenmişlik halet-i ruhiyesine de kapılma. DEMİREL’in dediği gibi; “Demokrasilerde çare tükenmez.” Ortak akıl galip gelecektir… Rasyonel düşünce galip gelecektir… MARİM’in, SARİM’in ıskalanamayacağı bir anlayış, MERKEZİ OTORİTE ye hakim olacaktır. Çünkü; aklın yolu birdir.
Ey İÇ BATI AKDENİZ insanı, ANTALYA ile etle tırnak olduğunu unutma!!! Ne ANTALYA sensiz, ne Sen ANTALYA’sız yapamazsın!!! Bu da böylece biline…
SON SÖZ: Su hayattır… Açlıktan ölmezsin ama, susuzluktan ölürsün.