BATI DÜNYASIYLA KÖTÜYE GİDEN İLİŞKİLERİMİZ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,BATI DÜNYASIYLA KÖTÜYE GİDEN İLİŞKİLERİMİZ
Haberin Tarihi: 27.6.2013 09:53:00 - Okunma Sayısı:1399 defa okundu.

BATI DÜNYASIYLA KÖTÜYE GİDEN İLİŞKİLERİMİZ

 

            Avrupa ülkeleri ve diğer batı dünyası bize hep düşmanca demesek bile küçümseyerek bakmıştı. NATO ittifakına girmiş olmamız bir dönüm noktası olsa da; bizi kendilerinden saymadılar. Avrupa Birliğine girme başvurusu ve aksak topal da olsa ilerleyen fasıl açmalar, ilişkilerimizi biraz canlandırmıştı. Nedense dünyanın bir ekonomik krize doğru gitmekte olduğu bu günlerde; hiç gereği yokken Avrupa ve tüm Batı Dünyası ile aramızda birdenbire soğuma ve kopma havası esmeye başladı. Bu çok tehlikeli ve zararlı bir gelişmedir.

            Gelmek istediğim konu şu: GEZİ OLAYLARINDAN SONRA AVRUPA ÜLKELERİ, YÖNETİMİMİZİN BAŞINDAKİLERE OLAN AYIPLAMA VE DIŞLAMA tavrını, bütün ülkemize ve ulusumuza teşmil ve tatbik etme eğiliminde görünüyorlar. Almanya'daki büyükelçimiz, oranın dışişleri bakanlığına çağrıldı. Bu deyim, "Biraz ayıplanarak ihtar aldık!" anlamına gelir. Bizim Dışişleri Bakanımız da, ülkemizdeki Alman büyükelçisini çağırarak; mukabele-i bil misil uyguladı. Aramızdaki kopuş büyüdü. Batı demokrasisinde, vatandaşların hatta mülteci sayılmayan kaçak yabancıların bile; toplanma ve gösteri yapma hürriyetlerine saygı gösterilir. Onların kafa yapısı böyle! Alman büyükelçisine ihtar yapılmasının ertesi günü; önce Almanya, sonra Avrupa Birliği yeni fasıl açmama kararını belli etti. Eskiden yeni fasıl açılmasını, yalnızca Güney Kıbrıs Rum yönetimi engellerdi. Şimdi tüm Avrupa liderleri o istikamette görünüyor. Ne yazık ki, bu şanssızlık bir ekonomik bunalımın gelmekte olduğu zamana rastladı: Amerika tüm dünyaya karşı başlattığı dolar takviyesini durdurma işlemine yeni geçmişti. Böyle bir ortamda Avrupa'dan da kopmak, bizde ekonomik krizler yaratabilir. Üstelik başımızda başka bir bela daha var. Yöneticilerimiz bazı Avrupa liderlerinin ve Amerika'nın yönlendirmesi yüzünden; hiç gerekmediği halde; ülkemizi Suriye iç savaşında taraf haline getirdiler. Yüzlerce vatandaşımız öldü; yüz binlerce belki de yarım milyondan fazla mülteciyi beslemek ve barındırmak zorunda kaldık. Üstelik o misafirler, kendi vatandaşlarımızdan daha çok himaye gördükleri ve iyi beslendikleri halde; karışıklıklar ve isyanlar çıkartmaktan da geri durmadılar.

            Dünyada yeni bir ekonomik kriz olacağını öngören ve yazan birçok uzman var. Bu karanlık ve bulanık ortamda; iç barışın kurulabilmesi dayanma gücümüzü artıracaktır. Hepimiz aynı gemideyiz; aynı yurdun vatandaşlarıyız. Öfke, kin ve aşırılıklarda dolu politik hava devam ederse; hepimiz çok zarar göreceğiz.

            1- Avrupa ile ve Batı dünyasıyla ilişkilerimizi, zıtlaşma ve hakaretleşme noktasına getirmemizin hiçbir yararı ve gereği yoktu. İhracatımızda en büyük müşterimiz Avrupa'dır. Onlarla ilişkilerimizi kavga noktasına getirmek, yurdumuza ve insanlarımıza zarar verir.

            2- Her şeyden önce iç barışın yeniden kurulması şarttır. Partiler ve liderler birbirine centilmence davranmalılar. Öfkeyi ve kışkırtmayı artık bırakmalıyız. Birbirimize kin beslemek, hepimize zarar verir. "Benim polisim" sözü, ancak dil sürçmesi olabilir. Polis  birisinin değil, halkımızın ve devletimizin polisidir. Bir aşırılık varsa, kusur poliste değil; en tepedekinden vali beye kadar; ona emir verenlerindir.

            TOMALARI VE  ZEHİRLİ GAZLARI, POLİSLER KENDİ ARALARINDA PARA TOPLAYARAK SATIN ALMADI! EN TEPEDEKİLER DEVLETİN PARASIYLA İTHAL EDİP; "BUNLARI KULLAN!" DİYE EMİR VERDİLER.

            3- Avrupa, ihracatımızın en büyük payını satın alıyor. Dünyanın ekonomik krize gittiği bu süreçte; onlarla ilişkilerimizi koparmamalıyız! Hatta zayıflatmamalıyız! Avrupalıların toleranslı kafa yapısına, bizim yöneticilerimizin de zamanla hatta hemen ulaşacağını umut etmek istiyorum.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap