ÇOBANA NE OLDU?
Neymiş efendim, bundan böyle “çoban”a, “Sürü Yönetimi Elamanı” diyecekmişiz!..
Neden?
Açıklaması yok.
Çoban,Türkçe mi? Değil, Farsça… Ama Türkçeleşmiş, belki bin yıldır çobanı kullanıyoruz; artık Türkçe.
“Çoban” kaba mı kaçıyor da “Sürü yönetimi elemanı” diyerek kibarlaştırıyoruz?..
Bence bu da sebep değil.
Peki ne?
Bal gibi masa başında oturanların işgüzarlığı… Başka izah tarzı yok. Güya bilimsel bir ifade kullanılıyor!.. Batsın böyle bilimsellik!.. Sözcüklerle oynayarak bilimsellik olmaz!..
Çobanların eğitilmesi için açılan kurslara bu ad veriliyor: “Sürü Yönetimi Elemanı Yetiştirme Kursu”
Ne var yani doğrudan, “Çoban Eğitimi” desen?.. Çoban deyince işin suyu mu çıkıyor, yoksa dilini eşek arısı mı sokuyor?
Türkçe ile niye bu kadar oynanır bir türlü aklım ermez!..
Peki çobanlara eğitim gerekli mi? Gerekli… Çünkü yaptıkları işin dağda ve ahırda kazandıkları bilgi birikimlerini bilimsel bir zemine oturtmaları yaptıkları iş açısından önemlidir.
Süt sağımında temizlik; doğum zamanında hayvanlara nasıl davranılmalı; buzağının bakımı nasıl olmalı? Hayvan hastalıkları nelerdir, ilk tedbirler gibi konular konusunda çobanlar eğitilmeli. Çünkü hayvanlar da insanlar gibidir ve onların da bir psikolojisi vardır. Müzik dinleyen ineklerin huzur bulup süt verimlerini artırdığını biliyoruz.
Böylesi bir yaklaşımdan sonra “çoban salatası”na, “çoban böreği”ne, “çoban kebabı”na, “çoban armudu”na, “çoban köpeği”ne, “çoban merhemi”ne, çoban aldatan(kuş)”a ne diyeceğiz?
“Sürü yönetimi elemanı salatası”, “sürü yönetimi elemanı köpeği”, “”sürü yönetimi elemanı kebabı”… Bu bilim adamları da insanı bazen çok güldürüyorlar, bravo doğrusu!…
Fakat bin yıllık “çoban” sözcüğüyle oynayıp Türkçeyi bozmaya kimsenin hakkı yok.