Haberin Tarihi:
5.8.2014 10:35:00
- Okunma Sayısı:3828
defa okundu.
Digitürk'ün belgesel kanalı İZ TV, Eylül ayı içerisinde yayınlanacak olan "SUALTI KAŞİFLERİ" Belgesel Programı için Göller yöresine geldi. Belgesel Programında, görüntü yönetmeni Oğuz ÖZDEMİR, yapım sorumlusu Banu ACAR, Sualtı kameramanı Engin Aygun, Sualtı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin ve İTÜ den Öğretim görevlisi Arkeolog-Dalgıç Çiğdem AYGUN ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fak. Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ bilim danışmanı olarak yer aldılar.
“SUALTI KAŞİFLERİ” GÖLLER YÖRESİNDE
Digitürk’ün belgesel kanalı İZ TV, Eylül ayı içerisinde yayınlanacak olan “SUALTI KAŞİFLERİ” Belgesel Programı için Göller yöresine geldi. Belgesel Programında, görüntü yönetmeni Oğuz ÖZDEMİR, yapım sorumlusu Banu ACAR, Sualtı kameramanı Engin Aygun, Sualtı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin ve İTÜ den Öğretim görevlisi Arkeolog-Dalgıç Çiğdem AYGUN ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fak. Yrd. Doç. Dr . Erol KESİCİ bilim danışmanı olarak yer aldılar.
Erol Kesici belgeselle ilgili olarak yapmış olduğu açıklamalarda “Sualtı Kaşifleri Programı hem göllerin dünü ve bu gününü, ekolojik özeliklerini hem de bilinmeyen sualtı güzelliklerini ekrana taşımayı amaçlamaktadır. Sualtı kaşifleri Programının ilk bölümünde EĞİRDİR, SALDA ve YARIŞLI Gölleri işlenecektir.” dedi.
Kesici, yüzbinlerce yıllık geçmişe sahip olan Eğirdir Gölü’nün başta tarımsal kökenli atıklar olmak üzere evsel- sanayi atıkların etkisiyle aşırı oranda kirlilik yükü taşıdığını, suyu stratejik öneme sahip 1. sınıf içme suyu kaynağı olmasına rağmen korunamadığını, gölün bazı doğal balık ve canlılarının yıllardır sürdürülen bilim dışı balıklandırma çalışmaları nedeniyle nesillerinin tükendiğini, göldeki su ürünleri konusunda çok önemli sorunların yaşandığını belirtti. Kesici, Gölün sorunlarının ve çözüm yollarının bilinmesine rağmen bu tür çalışmalara başlanmayıp, gölden daha çok nasıl gelir elde edebiliriz de ısrarcı olunmasının üzücü olduğunu söyledi.
Doğal göllerin başına gelen öykünün hep aynı olduğunu belirten Kesici; “çok önemli bir kuş yaşam alanı olan acı su özelliğindeki Burdur YARIŞLI gölü yok olmaktadır. Burdur Salda Gölü Van Gölü’nden sonra Türkiye’nin en derin ikinci gölü(184m.) olup, DÜNYADA NESLİ TÜKENME TEKLİKESİNDE OLAN Dik Kuyruk kuşları başta olmak üzere ve çok çeşitli canlılara yaşama alanıdır. Acı olan suyunun alkinitesi yüksek olması nedeniyle bir çok cilt hastalıklarını tedavi edici özelikleri olduğu belirtilen SALDA GÖLÜ de diğer doğal göllerimiz gibi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya , aşırı su kullanımı, gölü besleyen dere ve çaylar üzerine plansız –popülist yaklaşımla kurulan gölet ve barajlar gölde su seviyesinin azalmasına ve kirliliğe neden olurken. Burdur havzasındaki çok sayıdaki açılan maden ocaklarıyla göllerin başı dertte… “ diye konuştu.
Kesici “Tüm bu doğal yaşam alanı güzelliklerin ve zenginliklerin yok olmaması için kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin işbirliği yaparak, sulak alanlarımızı ağaçlarımızı, yeşillikleri adeta çöle çeviren tahribatlara, taş ocakları, kıyıların işgaline, kirliliğe dur demesi ve yöre ekonomisine büyük katkı sağlayacak ekoturizm projelerini hayata geçirmesi gerekir. Göllerimizin doğal yapılarına geçmişte yapılan ve geri dönüşümü oldukça zor olan yanlışlıklardan ders alınarak acele olarak iyileştirilmesi yoluna gidilmesi, kirletilmemesi ve korumadan kullanılmaması gerekir.” diyerek “Başka yaşam ortamımızın olmadığı bu doğa, bizim değil, bize emanet ve bizden başka canlılarında doğada yaşama hakları var.” ifadeleriyle sözlerine son verdi.