Eğirdir Gölü’nün Kağıttan Kayıkları
Gavinneden önceki ve Gavinneden sonraki
Eğirdir
Eğirdir’de
Kavinneler dönemini yaşayanların anlattıkları,
o kadar çok anı ve sesleniş var, bazılarını paylaşmak isterim…
Eğirdir
Gölü’nün doğal balıklarının yaşadığı dönemleri bilenlere, o zamanki balıkları ve yaşamı sorduğumda, büyüklerim söze hep; “… derin bir ahla başlamakta… o kuzu gibi
çapaklar, gurmalık sırazlar ve atıve çeki ve gavinnelerin özlemiyle, hüznüyle
göle baktıklarını, adeta
yaralarının-duygularının depreştiğini - içlerinin sızladığı” ahhhhhlar
dile getirmektedirler. O zamanları yaşamanın kendileri için büyük bir şans ve
mutluluk olduğu yüzlerine yansımaktaydı. Gerçekten ben de o dönemleri az da
olsa yaşayan şanslı insanlardandım. O nedenle Eğirdir Gölü’nün
doğasını-yaşamını anlatırken; çapaktan, kavinneden, sırazdan önceki ve
sonraki Eğirdir Gölü olarak ikiye
ayırmak gerekir. Çünkü yok edilen sadece ot balıkları değil bir kültür, bir
yaşam biçimi, bir göl… Neden? Niçin mi?
-“Daha
çabuk ve daha çok para kazanmak için …” demekteler. Bizim de hatamız oldu,
bilemedik böyle olacağını, o balıklarla birlikte yaşar dediler… damak tadımız
değişti…”
Gölü
balıklandırarak “adeta tavuk kümesine tilki sokarak” sudak balığından
belki 10-15 yıl gelir elde edilmiştir
ama, “altın yumurtlayan tavuktan- gölden
olunmuştu” gölü biz ta o zaman kaybetmeye başladık. Son 30 yılda
yaşananlar ortadadır. Göle balık, sineğe ilaç atma…
Kavinneler
en önemli görevi gölün üzerinden sinek
larvalarını yemekti. O dönemi yaşayanlar kavinnelerin su üzerine çıkışlarını, beslenme
hareketlerini – doğal seyri -şöleni-
görmüşlerdir/gördüm. O dönemi yaşayan insanlarla yaptığımız sohbetlerde
anlatımlar hep ahlar devam etmekte..
Doğal balıklarının yaşadığı dönemdeki amatör balıkçılık, kanalda kucakla
yakalanan, dalgayla kıyıya-evlerin bahçelerine
vuran balıklar, holta, balık eylemek, garnavit (kerevit) …. Suyun temizliği –su içmek için göle giriş ve
göle gelişen kültürler, göle sarılışları, göle saygıları, göle bakışları, o
günleri yaşayıp da gölün bu günkü halini görmenin ve yapılan hatalar ve ne
yapmalılar…
O
insanlarımızın göle bakışları doğrultusunda, bende en çok iz bırakan sözleri, “
..hocam gölü kurtaralım, ben gölün bu hale gelmesinin karşısında utancımdan bir
şey yapamamaktan göle bakamıyorum, başımı çeviriyorum ….”
“Göl
kenarındaki evimizde kardeşimle, nenemin kağıttan yaptığı kayıkları gölde
yüzdürmek ve nenemin anlattıklarıyla zaman geçirmek o
zamanlar bizlerin en çok sevdiği
şeylerdendi… Nenem bir süre sonra ;
-Hasan–Hatice sakın kayığı suda
bırakmayın-unutmayın… biliyorsunuz ben o
suyla abdest alıyorum- ikazları.. .
Yıllar sonra büyüklerimizin gölü nasıl koruduklarını ve bizi eğitmeye
çalıştıklarını daha iyi anladım. Çünkü göl gerçekten bizim her şeyimizdi.”
“B…
Derviş amcalar tarafından evlerin lağımları,
genellikle bağlara göç zamanında inek denizinde (dağda) açılan büyük
çukurlara bırakılırdı… ” O zamanki
olanaklarla göle bakış … Bir konudan diğerine geçişler ve nefes nefese
anlatışlar….
Söze
aralıksız devam etmekteydiler, “Hocam para için, parsel parsel sattılar (avlak kiralama) gölü. Kiralayan,
göl benim deyip istediğini yaptı, hiç bitmeyecekmiş gibi balıklar avlandı,
balıklar atıldı… Gölü yok edildi, kaç kişi zengin oldu bu gölden acaba?! Gölü kiralayanlar daha çabuk-daha çok balık
avlamak için işin ustası dedikleri Kazakları (Kazakistan) getirdiler, gölde
yerli balıkçılarla Kazaklar arasında başladı avlama yarışı…”
“Gölün
dibini kazıyan ağlarla gölün dibini kocaman ağlarla taradılar… “(Trol ağından
bahsedilmekte – Trolle avcılık;
denizin dibini tarayan ve bu arada önüne
çıkan tüm balıkları -yavru balıklar da dahil
dipte ne varsa içine alır).
“Gölün
sırazını, gavinnesini, çapağını bitirdiler. Bize, torunlarımıza kokular,
sinekler ve hatıralar kaldı… Gölün eski balıkları geri gelecekmiş… Gavinneler,
sırazlar geri gelir mi?
devam edecek…