2. BÖLÜM
OKUL YILLARI
İnsan davranışlarını anlama çabaları üniversite yıllarında doruğa çıktı. Aldığım antropoloji ve psikoloji dersleri, insanı anlamama bir nebze yardımcı oldu. Kütüphanede okumaya çalıştığım Freud, Willhem Reich aklımı iyice karıştırdı. Bilinçaltında insanın zamanla biriktirdiği olumsuz duygular, sonradan ortaya çıkabiliyordu. İnsanın bir de egosu vardı, kendini ön plana çıkarıyordu. Bastırılmış duyguları zamanla ortaya çıkabiliyor, işin içine bir de cinsellik giriyordu. Wilhem Reich’ın ‘Dinle Küçük Adam’’ını anlamış görünüyordum. Rus bilim insanı Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı; zil çalınca et verme deneyi ilginç’ti. Köpeğe zil çalarak et veriyor, köpeğin salyaları akıyordu. Sadece zil çaldığında da köpeğin salyaları akmaya devam ediyordu. Şartlı koşullanma deneyi, insanlara da uygulanıyor benzer tepkileri veriyordu. Bu bir ölçüde davranışları açıklayabiliyordu. Zaman içerisinde çeşitli davranışçı okullar olduğunu gördüm. Her biri insanı psikolojik yönden açıklamaya çalışıyordu. Yaratıcı insan zekasını bilgisayar derslerinde de görüyordum. Bilgisayar derslerinde bilinçli düşünce ve zeka var, duygusallığa yer yoktu. Bilgisayarın her şeyi yapabileceği düşünülüyordu.
SİBERNETİK
İnsan beynindeki sinir ağlarının, düşünmenin temelini oluşturduğu düşünülerek, çeşitli disiplinlerin bir arada kullanılmasıyla insan gibi bir makinenin yapılması öngörülmüştür. Hebb teorisi, sinirsel ağların elektriksel işleyişini temel almıştır. Sibernetik ile ilgili çalışmalar eksik de olsa devam etmiş, bazı sahalarda uzman robotların yapımına temel olmuştur. Otomotiv gibi imalat sanayilerinde robotik kollarla araç imalatı yapılmıştır. Yürüyen bir bant üzerinde robot kollar, parçaları bir araya getirerek araç monte işini üstlenmişlerdir. Sanayide maliyeti düşürerek, kalite getirilmiştir. Bugün kullanıcısı olmadan hareket eden taşıtlar yapılmaktadır. Bilgisayar; insan gibi düşünerek, yapay zeka ile zor problemleri çözebilir durumdadır. Burada eksik olan sezgiler, duygulardır.
devam edecek