1. BÖLÜM
ELEKTRONİK BEYİN
1960 yılı ortalarında lambalı radyolardan haber ve müzik dinlemek bir ayrıcalıktı. Dünyadan haberimiz oluyordu. Elektrik enerjisinden faydalanarak düşük akımın lambalı transistörlerle denetim altına alınması ve bir düzenekle radyo dalgalarının alınması büyük bir olaydı. Lambalı rölelerin büyük hacimli, pahalı ve kullanışsız olması, bu alanda ilerlemeye engel teşkil ediyordu. Transistörlerin bulunuşu, hacim küçültüyor ve modüler tasarımlara kapı aralıyordu.
. Transistör’ün büyüklüğü 45 nm
. İlk transistör kullanımı (1925-1934)
npn veya pnp
n: iletici (sinyal düşük) p: baz (fosfor) n: alıcı (sinyal yüksek)
. iletken metal, yarı iletken germanyum-silisyum, yalıtkan çam sakızı
1970 yılı ortalarına gelince; modüler tasarımla bir entegre devreye 40 milyon transistör sığdırılır hale geldi. 70’li yıllar mikroçip (2000-3000 transistör), 2011’de 2.2270.000 transistör, günümüzde 5.000.000.000 civarında. Entegre devreler silikon tabanlı kart üzerinde elektriksel akımın ‘1’ ya da ‘0’ lar şeklinde kullanılmasına olanak sağladı. ‘evet’, ‘hayır’ ya da ‘değil’ şeklinde mantık devreleri oluşturuldu. Bilişsel tasarımlarla; bellek, yan (çevre) birimleri ve denetim birimlerinden oluşan elektronik beyinler ya da bilgisayarlar yapıldı. Bu donanımı çalıştıracak programlar ya da yazılımlar tasarlandı. İşletim sistemleri öncelikle makine dilinde (‘1’, ‘0’’lar şeklinde) yazılıyor sonra programlama dilinde yazılır hale geldi. Bu sayede insanların gereksinim duyduğu bir takım işler bilgisayara yaptırılabiliyordu. 1980’ler ortasına gelindiğinde ilk kişisel bilgisayarlar, insanların kullanımına sunuldu. 1990 yılının ortalarına gelindiğinde bilgisayarlar diz üstü haline gelmişti. Yirmi birinci yüzyıl başlarında ise tablet bilgisayarlar kullanılmaya başlandı. Bugün ise bilgisayarı cepte taşıyoruz. Elektronik beyindeki bu gelişme, insan beyninin eseridir. Aynı zamanda; bu bilişsel bilim insan beyninin derinliklerini ve sırlarını ortaya çıkarmıştır.
devam edecek