BİTMEYEN KARMAŞANIN İLACI ERKEN SEÇİMDİR
Efelenmeler
ve sertliklerle bozulan iç barış ve sükunetin geri gelmesi şarttır. Barış ve
kardeşlik gelmeli. Böyle güzel bir ortam ve iç barış; sokak, cadde ve
meydanları biber gazıyla ve çivili sopalarla yaşanamaz hale getirip güç
gösterisi yapmakla sağlanamaz. Belki yönetenlerin yapılan baskılardan dolayı
özür dilemesi ve halkın soluklandığı ağaçlık alanları, olduğu gibi bırakmasıyla
huzur sağlanabilirdi. Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan yardımcısı; konuşmalarındaki
ılımlılık ile, böyle bir umudu yeşertecek gibi oldular. Fakat Sayın Başbakan'ın
yurt dışındayken ve gelince söyledikleri; öyle bir yumuşamaya ve sertliğin son
bulması umuduna olanak bırakmadı.
Her
sertliğin, direnişi artırdığı artık görülmeli. Ülkemiz ancak yeni bir seçimle
sükunete kavuşabilir. Eski seçim, o günkü şartlarla halkımızın iradesini
gösterdi. Bu kadar inatlaşma ve karmaşayı çözmek için; Türk Milletininden fikri
sorulmalı ve çıkacak yeni ve taze iradeyi herkes kabul etmeli. On günü çoktan
geçen karmaşa, bir o kadar daha sürerse; ekonomimiz büyük ve onarılamaz şekilde
zarar görür. Yeni bir seçimi gerektiren başka nedenler de var!
1-
Ülkemizin demokrasi tarihine baktığımızda; "Bazı bunalımlarda erken seçime
gidilseydi; buhranlardan daha kolay ve arızasız çıkılacaktı" dedirten
örnekler görürüz.
2- Son seçimden önce ulusal
kurumların; alıcının yerli veya yabancı olduğuna bakılmaksızın satılacağı
söylenmemişti. Böyle bir program açıklansa; en çok oy alanlar belki o yüzdelere
ulaşamayacaktı. 3-Yeni seçim, özelleştirme adı altında kurumlarımızın yabancı
ellere teslim edilmesi yönündeki tatbikatı; halkın tasvip edip etmediğini de
ortaya koyacaktır.
KURUMLARIMIZ
SATILMAMALIYDI!
*Satış
bedelleri yeni yatırımlara mı harcandı? *İç ve dış borçlarımız kapatılarak faiz
ödemekten ve borçlu olmanın baskısından kurtulabildik mi? Bence ve birçok
yazara göre de, böyle bir şey olmadı. *"Paraların politik heveslere;
halkımıza hiç yararı olmayan seçim yatırımlarına ve oy alabilmek için dağıtılan
yardımlara mı gittiğini" ileri sürenler var. *Ekonomist Ege Cansen, "Son on yılda dış
borçlarımızın üç kat arttığını" yazdı. *Cari açıkların kapanmadığı da bir
gerçek. Satılan bu kadar çok ve önemli ulusal kurumu, yeniden kurmak ve
faaliyete geçirmek; uzun yılları ve daha çok kaynağı gerektirecek. Keşke hiçbir
kurum satılmasaydı. En azından yabancılara satılmamalıydı. Satılarak elimizden
çıkan kurumları yeniden kurmak; ele geçen paranın on katıyla bile mümkün değil!
Üstelik böyle işlere teşebbüs edilse bile; kaynak bulmak zor!
GIDA
İTHAL EDER DURUMA DÜŞTÜK
Eskiden
pamuk, tütün, buğday ve diğer ürünleri çokça yetiştirip ihraç ediyorduk. Şimdi
samanı bile, ithal ediyormuşuz. İnsanlarımızın ülkemize yararlı olabilmesi
için; öncelikle ucuza beslenmesi ve barınması gerekir. Eskiden tükettiğimiz her
ürünü; kendimiz üretiyorduk. İthalatımız çok azdı. Şimdi gıda üreten büyük
kurumlar satıldığı için; tüketimlerimizin neredeyse hepsine yakınını, döviz
ödeyerek başka ülkelerden ithal ediyoruz. O malların da, zararlı ve hormonlu
olduğu söyleniyor.
Bize
mal satan zengin ve sömürücü ülkeler; kendi üreticilerine ve ihracatçılarına
korkunç büyüklükte teşvik ödüyorlar. On dolarlık gıda üreten yabancı,
devletinden dokuz dolar pirim alıyor. Bin dolarlık ihracat yapan o ülke
tüccarları; devletlerinden sekiz-dokuz yüz dolarlık teşvik alabiliyor. Bizde
ise devlet kaynakları büyük oranda partizanlığa ve büyük adamlarının konforuna
harcanıyor. Son model altı resmi uçağı olan bir yetkili; yeni model çıktıysa;
en pahalı olanından yemek ve toplantı salonları bulunan çok-çok pahalı yedinci
uçağı, ülke dövizleriyle aldırıp saltanatını taçlandırabiliyor. Alman, İngiliz
ve Fransız devlet adamlarından çoğunun, işine yürüyerek veya bisikletle gittiği
görülebiliyor. Bizimkiler ise, onlarca arabalık konvoylarla yüzlerce korumayla
dolaşıyor ve seyahat ediyorlar. Yeni bir seçim, yeni ve sağlam bir huzuru
getirecektir. Millet sözünü söyleyince; tartışmalar ve sürtüşmeler de biter!
Huzurla ve güvenle geleceğe yürürüz. Bugünkü huzursuzluğun ilacı, hemen seçime
gitmektir.