"DOĞRU" BAKMAK

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,"DOĞRU" BAKMAK
Haberin Tarihi: 7.5.2014 09:59:00 - Okunma Sayısı:2382 defa okundu.

GÖLE “DOĞRU” BAKMAK

 

EĞİRDİR GÖLÜ… SARİM… KEREVİT… BARİDA

 

            “Kerevit dip hayvanıdır, çakıllı diplerde, yassı taşların altında veya sığ çukurların içinde barınırlar, beslenme, büyüme-çoğalma ortamlarının dip yapısı temiz olmalıdır. Lit.” Üretimde ilke  bu değil midir?

            * Eğer Kerevit Eğirdir Gölü’nde üretilecekse! Önce gölün temiz olması gerekmez mi?

            * Eğirdir Gölü artık önceki yıllarda olduğu gibi “neden doğurgan değil?”

            * “Çalıştay neden Eğirdir’de yapılmadı?” demek  ESARİM’e sahiplenmek değil midir?

                    

            Eğirdir Su Ürünleri Araştırma İstasyonu (ESARİ)’nun ISPARTA’da düzenlediği EĞİRDİR GÖLÜ KEREVİT ÇALIŞTAYI; konusunda  uzman olan çok sayıdaki bilim insanlarının ve katılımcıların yer aldığı önemli bir değerlendirme toplantısıydı. Çalıştaya daha önceden belirlenen il dışındaki araştırmalarımızın olması nedeniyle; katılıp bilgi edinememem ve görüşlerimi belirtmemem, benim için bir kayıptı.  

            Kerevit: Bulaşıcı veba- bilinçsiz avcılık-kirlilik… yedi yıl sonra yok oldu….                  

            Türkiye'deki tatlı su göllerine uyum sağlayan böcek, tatlı su ıstakozu adlarıyla bilinen tek kerevit türü (Astacus leptodactylus) Doğu Avrupa kerevitidir. Türkiye’deki kerevit üretimi; 1985-yılında 7-8 bin ton, Eğirdir’deki üretim 1978-80 de yaklaşık 3 bin ton,  1981 sonrası 2 bin ton ve 1986-1987 de 50 -100 kg. Gölde; kerevit  vebası, aşırı avcılık, gölün ekolojik yapısındaki önemli değişimler nedeniyle kerevit  miktarı azalmıştır. Hastalığın yayılmaması için 1987den-1999 yılına kadar Eğirdir Gölü’nde gölde kerevit avcılığı yasaklanmıştır. Daha sonraki yıllarda dalgalanmalar…ve istenilen verim alınamamış ve göl kerevit üremez hale gelmiştir… Göl  kirlilik ve biyolojik kayıplar nedeniyle adata önceki yıllardaki “doğurganlığını”  kaybetmiştir… Göl kerevit vermemektedir..!

            2007 yılında ESARİM’in başlattığı; KÜLTÜR ortamlarından yetiştirilen kerevit yavrularının belli bir boya kadar büyütülerek göle bırakılması ve pazarlanabilir boya gelinceye kadar büyütülmesi vb. çok önemli çalışmalarıyla;  kerevit üretimi son yıllarda 75 tona ulaşmıştır. Ayrıca Eğirdir’de Türkiye’nin ilk ve tek kerevit kuluçkahanesini kurulması ve geliştirilmesi projesinin işlerlik kazanması ve yürürlüğe girmesi çok önemli ve başarılı bir adım olacaktır.  

“KEREVİT; GELİŞMEK İÇİN

TEMİZ SU –DİP YAPILI ORTAM İSTER”

            Kerevit konusunda uzun yıllardır çalışmalar yapan bilim insanlarının yetiştiricilik konusunda; en önemli uyarı ve önerileri göz ardı edilmemelidir. Uzmanlar;  Eğirdir Gölü‘nde ve azda olsa çıkan bazı kerevitlerde veba hastalığına rastlanmaktadır. Kerevitin gelişme süresinin uzun olması nedeniyle de kerevit üretiminin,  hastalıktan korunaklı ve suyu temiz ortamlarda yapılmasının zorunlu olduğunu bildirmektedirler.   Yani önce gölün suyu temiz su olmalıdır… sonra üretim…

            Kültür ortamları özel ortamlardır. Bu hassas ortamlarda yetiştirilen kerevitleri Eğirdir Gölü gibi ötröfikasyon düzeyinde(kirlilik) artış olan  ortamlara bırakmak uygun mudur?

            Gölün suyunun temiz olması gerekmez mi? Göl temiz olmadan kerevit ürer mi?

            Kültür ortamları, kuluçkahaneler önemli maliyet gerektiren düzenlemelerdir. Bekleyelim görelimden  ve önceden yapmamız gerekenleri sonra yapma alışkanlığından vazgeçmeliyiz.

            Eğer  kültür ortamındaki kerevitler, Eğirdir Gölü’ne  bırakılacaksa ve her ne kadar çalıştay  kerevit özelinde ise de, çalıştayda gölün kirlilik düzeyi – çözümü söz arasında bahsedilmenin dışında ele alınması gereken ana konulardan biri olması gerekmez miydi?          

    “Tarlan temiz ise, ürünün bol ve sağlıklı olur“ ilkesinden  hareketle; göllerin “kerevitlendirilmesinde” “balıklandırılmasında” başarılı olabilmek için,  gölün su kalitesi iyileştirilmeli ve verimliliği sağlanmalı- öne çıkmalıdır. Çünkü; kerevit dip hayvanıdır, çakıllı diplerde, yassı taşların altında veya sığ çukurların içinde barınırlar, beslenme, büyüme-çoğalma ortamlarının dip yapısı temiz olmalıdır.

            Eğirdir Gölü’nün bu günkü dip yapısı buna uygun mudur? 

            Eğirdir Gölü’nün dip yapısı  bir çok alanda alg örtüsüyle kaplı…Bu ortamda kerevit üretilir mi?

SARİM mi?

ESARİM mi?…

Eğirdir’deki

salonlar

Barida

Bakış!

            Bu çalıştayın Eğirdir’de yapılması ve balıkçılarımızın ve göl çevresinde yaşayanların aktif olarak katılmasının çok iyi olacağını düşünenlerdenim. Bu konudaki eleştirilerin; Eğirdir‘in Araştırma Enstitüsünden, Araştırma İstasyonuna dönüştürülen ESARİM’i sahiplenmesi olarak değerlendirilmesinin yanı sıra,  Eğirdir‘deki salonlar bu tür düzenlemeler için yeterli görülmemiş ise,  otellerimizin Isparta Barida Hotels örneğindeki salonlara sahip olması olarak da değerlendirilmesi gerekmektedir... Eğirdir den ESÜF gitti… ESÜAE’sü  ESARİ’na dönüştü!!!!

            Eğirdir Gölü’nden üretilecek kerevitlerin veriminin artması, su ürünlerinin balıkçılarımız tarafından değerlendirilmesi dileklerimle, Eğirdir SARİM tarafından yapılan EĞİRDİR GÖLÜ KEREVİT ÇALIŞTAYI için başta “SARİM” müdürü sayın Şakir ÇINAR ve personeline, katılımcılara teşekkür ederim…

            Saygılarımla…

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap