GÜLFATMANIN YAPRAĞINDAKİ CANAVAR

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,GÜLFATMANIN YAPRAĞINDAKİ CANAVAR
Haberin Tarihi: 7.5.2014 09:56:00 - Okunma Sayısı:1596 defa okundu.

GÜLFATMANIN YAPRAĞINDAKİ CANAVAR

 

            Eylül’ün bir Pazar günü 08.00 sularıydı. Köşedeki büfenin önündeydim. 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğu büfeye girdi. Elinde iki cips, bir kutu kolayla çıktı. Karşı durağa gitti. Oturup sabah kahvaltısını yapmaya başladı. Büfenin sol yönünde bulunan fırından bakkala gelen 17-18 yaşlarındaki fırın işçisi ise iki buçuk litrelik “kola” şişesi ile fırına döndü.

     Çocukluğumuzun yoksulluk içinde geçtiği 1950’li,1960’lı yıllarda cips, kola türünden kıvır zıvır gıda müsveddelerini bulmak mümkün değildi. Bulgur, bulamaç… Beslenerek büyüdük. Bugün yaz-kış pazar tezgâhlarında görmeye alışık olduğumuz meyvelerden, sebzelerden göremezdik ama kuzukulağı, tekesakalı, yemlik, karavlık, gelincik yemişi, karamık üzümü, yaban armudu, alıç, elmacık gibi doğanın sunduklarını değerli bilirdik. Ayranımız ekşiydi. Süt değerliydi. Kanarak içemezdik. Tereyağını bol süremezdik ekmeğe. Ayran, yoğurt, peynir, yağ, yumurta, et hayvanlarımızın ağzıyla kırlardan derlediği minerallerle-vitaminlerle doluydu şüphesiz. 

     Oradan kalkıp organiğe geldik. Marketten istediğimizi alabiliriz. Ancak GDO (genetiği değiştirilmiş organizma), üstten çengelli nokta (?) olarak zihnimizde yer aldı. Çocuklarınızın beslenme alışkanlıklarını etkileyen ambalajı cicili, “ye beni, iç beni”  diye çağıran sözde gıda maddeleri, kazanmak adına her türlü üretimin mubah sayıldığı boşluktan geçiyor. Pastörize süt örneğinde olduğu gibi, gıda maddesinin bakterisinin kırılmış olması besleyici olduğu anlamını taşımıyor. Bir bilinmez de gıda maddesine karıştırılan bozulmayı önleyici maddeler değil mi?

     Gülfatma çiçeği vardır. Eğirdir Güney Sahil Yolu-kıyıda yaz süresince görmek olasıdır. Pembe, kırmızı ve huniye benzer çiçekler açar. İTÖ (İthal Tohumdan Önce) böcek, yaprağını yemezdi. İTS (İthal Tohumdan Sonra) yer olmuş. İTÖ domatesin baş belası beyaz kelebek yok idi. İTS görür olduk. Ot, saman, fide, tohum ithal ederken ülkemizin bilmediği canavar böcekleri de ithal etmiş olabilir miyiz? Zirai mücadele politikasının yanlışları var mıdır? Ziraat mühendisleri işsiz olan bir ülkede tarımın kalkınmışlığından ne oranda söz edebiliriz?

     Bir menderestir bu yol. Kıvrıla, kıvrıla… Uzadıkça uzar. Son yarım asırda değiştik, geliştik. Asıl olan; böceklerin beslenme alışkanlığı ile insanımızın beslenme alışkanlığını değiştirmeyi başarmış olmamızdır. Bir de algılama anlayışımızı… Derim ki, aklımız varsa göle koşmalıyız.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap