1849 MEN'İ RÜŞVET VE İRTİKAP NİZAMNAMESİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,1849 MEN'İ RÜŞVET VE İRTİKAP NİZAMNAMESİ
Haberin Tarihi: 3.5.2014 09:53:00 - Okunma Sayısı:1856 defa okundu.

1849 MEN'İ RÜŞVET VE İRTİKAP NİZAMNAMESİ

 

            SADR'I AZAM Mustafa Reşit Paşa, devlet mal ve paralarının görevliler tarafından yenmemesi ve iç edilmemesi ve ayrıca iş sahiplerinden ve hiç kimseden rüşvet alınmaması için bir nizamname hazırladı.

            Önce Padişah, Kur'anı Kerime el basmak suretiyle yemin etti. Yemin metni şöyleydi:  DEVLET-İ ALİYE'YE (Yüce Devlete) SADAKATTEN AYRILMAYACAĞIMA Ve HER NE NAM İLE OLURSA OLSUN RÜŞVET ALMAYACAĞIMA... HEDİYE KABUL ETMEYECEĞİME... DEVLET MALLAINI İRTKAP VE TELEF ETMEYECEĞİME VE KİMSETE ETTİRMEYECEĞİME. ZARURET OLMADIKÇA DEVLET HAZİNESİNE MASRAF YÜKLEMEYECEĞİME VE YÜKLENMESİNE ENGEL OLACAĞIMA VALLAHİ..... diye yemin etti. SADRAZAM BUNU TEKRAR EYLEDİ. SONRA TÜM DEVLET ERKANI BU YEMİNİ TEKRARLADI. Taşrada ise, önce vali paşalar ve sonra en küçüğüne kadar tüm görevliler bu yemini ettiler.

            *Bu yeminin kastettiği hedef istikametinde; bugün böyle bir amaç güdülüyor mu? yoksa tam aksi mi yapılıyor.                                                                                                                                                                                         *Devletin birçok uçağı varken; en üst düzeydekilerin dış ülkelere saltanatla gidebilmesi için; en pahalı uçaklar yabancılardan astronomik fiyatlarla devlet parasına kıyılarak satın alınıyor mu?                                                                                                                                    

            *Üst düzey görevlileri kendi ülkemizde korumak için, iki veya üç polis yeterli iken; gittikleri her yerde onlarca bazen de yüzlerce polis bu işle görevlendiriliyor mu? Görevlendirilmiyor mu?

            *Havuz teşkil etmek suretiyle toplanan paralar rüşvet mi sayılır?

            Haraç mı?                                                                                                                                                       

            *Devletten ballı kaymaklı ihale kapmak isteyen zengin işadamlarının; Kodaman çocuklarının vakıf adı altında kurdukları teşekküllere bağışladıkları milyon ve milyar dolarlar, haşa bahşiş mi sayılır?  Yoksa daha sert başka bir isim konulabilir mi?

            *Ne iş çevirdiği tam bilinemeyen bir yabancı uyruklunun özel uçağı ile umreye gitmek rüşvet midir? Hediye mi?  Yoksa bedavadan gidildiği için sevabı daha da kat be kat artar mı?             *Bugünkü padişahın da yukarıdaki gibi bir yemine özendirilmesi mümkün mü? Başarılırsa yararlı olu mu?

            Yetkililer böyle yeminleri ederken ve başka yalanları uydurarak bağırırken; kimseye belli etmeden tek ayaklarını yerden kaldırsalar; veya ellerini arkalarına saklayıp parmaklarını üstüste bindirerek; "boz!" işareti yaparlarsa; yemin etmemiş veya söz vermiş sayılmazlar mı? Öyle yapınca, günah işler onlar için sevap halinee gelir mi?

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap