GÖLDEN KAÇAN BALIKLAR…
BALIK KAÇAKLARI; HAVA BARİYERİ YADA
ELEKTRİK BARİYERİ İLE ÖNLENECEK…
- EĞİRDİR GÖLÜNDEN; SULAMA SEZONUNDA
POMPALARDAN TOPLAM 2.632.290 ADET BALIK KAÇIYOR…
- BU KAÇAN BALIKLARIN %96’SI KÜÇÜK KAYA
BALIĞI.SULAMA KANALLARINDAN SAZAN VE SUDAK KAÇAĞI YOK.
- KAYA BALIKLARI İSE; SUDAK BALIĞININ BESİN
KAYNAĞI OLDUĞU İÇİN, EKONOMİK BİR KAYIP!!!
Eğirdir
Gölünden kaçan balıklar, yıllarca sorun olmuştur… Ve sorun olmaya da devam
ediyor… DSİ’nin Eğirdir Gölündeki Sulama Pompalarından kaçan balık türlerine
bakıldığında; çekilen su debisinin en fazla olduğu Bedre 1 (Atabey)’de en fazla
olduğu, bu kayıpların en yüksek oranda, boyları 1-1.5 cm olan küçük kaya
balıklarının teşkil ettiği tespit edilmiş bulunuyor…
Pompalardan
kaçan bu küçük KAYA BALIKLARI’nı, halkımız SUDAK (=Dişli Balık) yavruları
sanıyor. DSİ’nin bu sulama pompalarından kaçan balıklar, ekonomik ve ticari
değeri olan sazan ve sudak balıkları değil. Tamam, değil ama; işte bu kaçan
balık yavruları, Eğirdir Gölündeki tatlı su levreği’nin (Sudak=Dişli
Balık=Canavar Balık) yemini teşkil ediyor… Sudak; bu değersiz denilen, ticari
ve ekonomik değeri yok denilen küçük kaya balıkları ile beslendiği için, biz bu
kayıba EKONOMİK KAYIP diyoruz…
***
İşte
bu EKONOMİK KAYIP’ın önüne nasıl geçebiliriz’e kafa yoruyoruz… Bugüne dek, bu
konuda araştırmalar yapılmış, projeler üretilmiş ama netice henüz yok. Tabii,
karamsar olmaya da gerek yok. Çare var. Avrupa’da uygulamaları da var. Güzel
sonuçlar da alınmış. İki metot var. Bu metotlara BALIK KOVUCULAR deniyor.
Birincisi HAVA BARİYERİ. Diğeri ise, ELEKTRİK BARİYERİ.
Eğirdir
Su Ürünleri Araştırma Enstitümüz, her iki metodu da denedi. Olumlu sonuçlar
elde etti… Hava Bariyeri denemesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesinin Araştırma
Havuzunda yapılmıştı. 4 metre genişlik-15 metre uzunluktaki bu havuzda yapılan
denemede; pompaların çektiği balık miktarının %87 oranında azalacağı
görülüyordu… Kaçan balıkların %95’i küçük kaya balıkları, %5 oranında da diğer
küçük ticari ve ekonomik değeri olmayan balıklardı.
Birçok
Avrupa ülkesinde uygulanmakta olan bir diğer BALIK KOVUCU ise, ELEKTRİK
BARİYERİ idi. Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitümüzün bünyesindeki HAÇERİ
ünitesinde Tank’lar bulunuyor.HAÇERİ; Balık yavrularının üretildiği,
zooplankton ve planktonların üretildiği, denemelerin yapıldığı ortamdı ve bu
ortam genelde TANK’dı.
Elektrik
Bariyerlerle yapılan denemelerin sonucuna göre; Doğal ortama da benzer
bariyerler kurulması durumunda, DSİ’nin EĞİRDİR GÖLÜ’nden Sulama Pompalarının
çektiği balık miktarının %96 oranında azalacağı görülüyordu…
***
Sulama
sezonu; Mayıs ayında başlıyor, Haziran-Temmuz-Ağustos ve Eylül ayına dek
sürüyordu…İşte bu ( 5 ) aylık sulama sezonunda, EĞİRDİR GÖLÜNDEKİ DSİ’nin
sulama pompalarından kaçan yada çekilen balık toplam 2.632.290 adet’ti.
KOVADA
KANALI’na, ANAÇ BALIK kaçışı da vardı hani. Bu kaçışın da önüne geçilmeliydi.
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü-DSİ ve Su Ürünleri Kooperatifleri,
işbirliği ve eşgüdüm içerisinde bunu da önlemini alacaklardı… Ve DSİ; bu konuda
bir proje yapıp,kısa zamanda sahaya aktaracaktı…
***
Kavinne balığı, Eğirdir’in hayvansal protein
ihtiyacını yıllarca karşıladı. “Atıve-çekive gavinne” özdeyişi, Eğirdir’linin
şivesi ile, yine yıllarca dillere pelesenk olmuştur. Bugün Kavinnemiz yok!!!
Ama bir şey var: Eğirdir Gölünde 2010 yılında, Gelendost Bölgesinde, Sudak
popülasyonunun en az olduğu dönemlerde, nesli tükenmekte olan SIRAZ ve
KAVİNNE’ye çok benzeyen OT SAZANI’NA rastlanıyor… KAVİNNE; bir de Aksu Çayı’nda
görülüyor… Eh, Eğirdir Gölü’nün, o geçmişte kalan nostaljik balıklarına özlem
duyanlar için, bu satırlar, belki onlara çok az da olsa bir umut aşılayabilir
diye düşünüyorum…
***
Gelelim
HOBANOĞLU’na. Bu yazı dizimizde, HOBANOĞLU’ndan söz etmeyeceğiz de kimden söz
edeceğiz Allah aşkına?... Yıllarca BALIK KAÇAKLARI konusunda herkesi uyaran tek
HOBANOĞLU vardı. Dilinde tüy bitti adamın. Hantal Devlet yapısını bir türlü
harekete geçiremiyor, bürokratik oligarşiyi aşamıyordu…
Hatta,
DSİ camiasını kızdıracak, keskin lâflar etmekten de çekinmiyordu HOBANOĞLU. Çok
ileri gittiği de oluyordu hani. Örneğin; “Bu Gölün katili DSİ’dir.” diyecek
kadar da sivri söylemlerde bulunuyordu… Dediği şuydu HOBANOĞLU’nun: “…DSİ’nin Sulama Pompalarından milyonlarca
balık yavrusu kaçıyor ve bahçelere-tarlalara gübre oluyor!!!” Ve haykırıyor
HOBANOĞLU: “…Devletimiz nerede?!!!” diye…
…Evet,
yıllar geçse de, HOBANOĞLU yaşlansa da, gözü arkada olmayacak artık.
Ve
Eğirdir Gölü’nün yavru balıkları, bundan böyle bahçelere-tarlalara gübre
olmayacaktı… Dişli balığımız Sudak ise, afiyetle yiyecekti küçük kaya
balıklarını.
GELECEK YAZI:
EĞİRDİR’İN ÇILGIN
PROJESİ
GEN BANKASI!!!