22 MART DÜNYA SU GÜNÜ…
SUYUMUZ ÇÜRÜMEKTE - KURUMAKTA
SU ÇÜRÜMEKTE - SU KURUMAKTA…
DÜNYA SU
GÜNÜNDE SU, KUTLANMALI MI? ANILMALI MI?
Erol KESİCİ
Su;
canlılıktır, hayattır, yaşamın kaynağı ve canlıların var oluş nedenlerindendir.
Canlıların yaşamın her alanında yer alan suyun yerine başka bir şeyin
konulamadığı ve suyun vazgeçilmezimizdir… İnsan vücudunun %70’i, ineğin,
koyunun, balığın %65-75’i, elmanın
%85’i, domatesin %95’i, ıspanağın %91’i, sütün % 80-90’nı su... Suyun ne kadar
temizse, yediklerin içtiklerin o kadar temiz, yaşamında o kadar sağlıklı
olacağı ilkesi unutulmamalı.
SU FABRİKALARDA ÜRETELEMİYEN
DOĞAL KAYNAKTIR…
Havayı,
toprağı ve suyu kötü kullanmaktayız, çünkü insanlar bunları kendilerine ait bir
mal olarak görmektedir. Dünyaya 200 milyon yıl hakim olan dinozorların içtiği
suları içmekte olduğumuzu unutulmamalı… Su; yerkürede her zaman tasarruflu
kullanılması gereken, fabrikalarda üretilemeyen, temel doğal kaynaktır. Göller
dereler çaylar vb. doğal alanların suyu üreten; para gerektirmeyen doğal bir
fabrika olduğunu unutulmamalıdır…
SU “AZİZ” DİR-
SU “HAKTIR”… DERİZ…
NE ANLARIZ? NE
YAPARIZ…
“Su
azizdir” suyu temiz tutmak israf etmemek-korumak; yasa ve yasal zorunluluklarla
değil; insanların sevgi, saygı ve doğru bakışlarıyla olmalıdır. Su “doğru
bakış” isim olarak kalmamalıdır..
Su
hakkı, hukuki metin ve yorumlarda, öncelikle “temel bir insan hakkı” olan
“yaşam hakkı” kapsamında ele alınmaktadır. Şüphesiz bu yaklaşım doğrudur, çünkü
yaşam için her durumda gereksinim duyulan kaynakların başında su gelmektedir.
SUYUN %
70’i TARIMDA KULLANILMAKTA - SUYU KİRLETMEDEN KULLANMAK ÇOK ZOR DEĞİLDİR… KİRLİ SUYLA YAPILAN TARIM
VERİM KAYBIDIR…
Geleneksel tarımla hem su daha çok tüketilmekte ve tarımsal atıklarla da
(azot-fosfor-kimyasal larla) sularda mavi-yeşil alg artışıyla- bio-kimyasl
kirlenmeyle su giderek “çürümekte”. Sulama suyundaki ağır metal kirliliğine
bağlı olarak kirli su ile sulanan tarım arazilerinde verim kaybı olabileceği
göz ardı edilmemelidir…
Dünyada
her 10 kişiden biri temiz suya ulaşmamaktadır, hastalıkların çoğunun kirli
sudan ve onlardan üretilen gıdalardan kaynaklandığı çok iyi bilinmektedir.
Çünkü canlılar doğanın ürünüdür. Sağlıksız besinlerin -suyun, geri dönüşümü
hastalıklardır…
Günümüz
petrol, elektronik değil, su ve gıda çağıdır. Dünyanın su gerilimi içerisinde
olduğu ve önümüzdeki yılların elektronik değil, TEMİZ SU ve GIDA
yılları-savaşları olacağı
unutulmamalıdır…
Bazıları
para kazanırken, bazıları da bu güvencesiz gıdalara para ödeyerek sağlığını
kaybetmekte… Sanayideki su kullanımı diğerlerine göre az olmasına rağmen
sanayideki atıkların suyu kirletme- çürütme” oranı çok daha fazladır… Neden
atıklar göllere, derelere, çaylara,
denizlere verilir...
ŞİŞELENMİŞ SU
DEĞİL, MUSLUKTAN AKAN SU
GÜVENİLİR
OLMALIDIR
Diğer önemli bir su kaybı da şehir şebekesinin alt yapıdaki yetersizlik sonucu %20 oranına
yakın bir su kaybı söz konusudur… İnsanlar için en güvenilir su çeşmelerden
akan sular olmalıdır… Bu sistemin de kurulması çok zor değildir… Şişelenmiş
suya ödenen parayla alt yapısıyla-arıtma ünitesiyle çeşmeden akan sular daha
güvenilir ve temiz hale getirilebilir…
SUYUN;
HAYAT ve ZENGİNLİĞİN KAYNAĞI OLDUĞU ve BU KAYNAĞIN, GİTGİDE BİLİNÇSİZ SU
KULLANIMLA - KİRLİLİKLE YOK OLMAKTA OLDUĞUNU ve GELECEĞİMİZİN DE SUYUMUZ KADAR
OLACAĞI UNUTULMAMALIDIR…
Ülkemiz
su zengini bir ülke olmayıp, bu konuda zengin kabul edilen ülkelerin ancak
1/3’ü kadar su kaynağına sahiptir. Sorun suyun az olmasından çok, suyun yanlış
yönetilmesindedir
Dünyanın
en büyük göllerinden olan ARAL GÖLÜ
bilinçsiz kullanımla, elli yıl içerisinde %90 oranında küçüldüğü bugün
ARAL ÇÖLÜ’ne dönüştüğü ve Türkiye’nin 5.
büyük doğal gölü olan AKŞEHİR Gölü
bilinçsiz kullanımla kuruduğu, su birikintisine dönüştüğünü VE SON KIRK
YILDA KIRKDAN FAZLA GÖLÜN KURUDUĞUNU… VAN GÖLÜ’nün 3 KATI SULAK ALANIN YOK OLDUĞU UNUTULMAMALI…
SUÇLU ARAMAK
YERİNE
BİLİNEN ÇÖZÜM
YOLLARI UYGULANMALIDIR
Çözümde;
Çevre sorunlarında yanlış bir algıda, bazı yöneticilerin her şeyin kendi
zamanında olmuş gibi algılamalarıdır… Savunmaya geçmektedirler… Güç –zaman ve
enerjileri bununla geçmekte… Sorunlar ve çözüm de bellidir. Koruma yasaları
çıkarılmış fakat uygulanmamış –uygulanamamış… Su üzerinden siyaset de hala devam etmektedir…
Dünyadaki
nüfus artışı, su azlığı, kaynak kullanımındaki hırs, teknoloji, çevresel
bozunma… Ya bilimsel akla uygun şekilde kullanacağız, ya azaltacağız,
kirletmeyeceğiz, yeniden kullanacağız, geri dönüştüreceğiz ve restore edeceğiz,
ya da yok olacağız. Suyu toprağı, havayı “çürütmediğimizde”-israf etmediğimizde;
doğal mirasımızı gelecek nesillere temiz taşıyabildiğimizde çevre - su
günlerini kutlamaları yapmak hakkımız
olmalıdır..
22
Mart Dünya Su Günü’nde insanlar gelecek nesilleri ve diğer canlıları düşünerek,
suyu dikkatli kullandığında bolluğun bereketin, suyu iyi kullanmadığında;
kıtlığın felaketin geleceği unutulmamalı.
Hava, toprak ve suyu bizim de ait olduğumuz bir bütün olarak
gördüğümüzde, sanırım onu sevgi ve saygıyla koruma-kullanmaya başlayabiliriz.
TEKRAR
son söz Eşme kayalı Mehmet amca da: “Bir memleketin suyu olmazsa o memleket
olmaz… Buraya baraj yapacağız diye ellemeselerdi suyumuz duracaktı. Şimdi su
bitti bu gidişte hayatta biter. Orta Asya’dan susuzluktan gelmişiz diye
okutuldu. Şimdi gene susuz kaldık. Nereye gideceğiz bilmiyorum…”