5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
Haberin Tarihi: 5.6.2013 10:30:00 - Okunma Sayısı:1447 defa okundu.

5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ

 

            Bu gün doğada yok olan türlerin, dünyaya her şey hazır olduktan sonra gelen insanlar için yaşanabilir bir ortam hazırladıkları ve bitkilerinden, yılanlardan, balıklardan,  börtü-böcekten insanların sağlıklı yaşamaları için ilaçların elde edildiği ve doğanın ürünü olan insanların, yaşamı için doğanın canlılarının ürettiği besinlere bağımlı olduğu unutulmamalıdır.   

            Çevre sorunlarının çok önemli bir bölümünü;  doğayı korumadan kullanarak, doğadan daha çok para kazanma hırsı oluşturmaktadır.  Oysa doğa; sabırlı olduğumuzda ve bilimsel kullanımla, ekonomik taleplerimizi çok uzun yıllar karşılayacaktır. Ama son elli yıldır doğaya bakışımız, “bindiğimiz dalı… altın yumurtlayan tavuğu kesmek”  gibi değil midir?   

      Dünya nüfusunun yarıya yakının çok ciddi açlık ve susuzluk tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yaşam alanlarındaki hava, toprak ve su kirliliğinin, organik gıda için talep ve çalışmaları, Amazonlarda kesilen ormanlar, dünyanın en büyük gölü olan Aral Gölü’nün bu günkü durumu (sulu tarımla %80 kurudu) vb. daha çok sayıdaki olumsuz örnekler, çevre sorunlarının ne kadar ciddi boyutlara ulaştığının göstergesidir. Bu gün insanlar; doğanın düzenini sağlayan ormanların, dağların, denizlerin, derelerin ve göllerin nesli tükenen doğal bitki ve hayvan türlerinin resimlerini sadece ekranlarda, kitaplarda, panolarda vb. görmekte.

            Çözüm önerileri;

            *Çevrenin ve yaşamın sorunlarının bir bölümü olan; küresel ısınma, ozon tabakası sorunu, suyun, toprağın, havanın kirlenmesi, sağlıklı su ve gıdaya ulaşamama ve bunların göstergesi olan hastalıkların nedeninin, insanların doğayı korumak için önlemleri almamasından kaynaklandığı bilinmektedir/bilinmelidir. Tüm bunlar doğal değil, insanların ürünüdür. 

            * Günümüzde gelişen bilimsel çalışmalar sonucunda doğayı kirleten tarımsal mücadele ilaçları ve atıkların, fabrikaların, taşıtların egzoz gazlarının çevreye saçtıkları atıkları; yok denecek kadar azaltacak, atıklarla kirletilen sularımızı arıtarak tekrar kullanılmasını sağlayacak teknolojik bilgi ve güç vardır. Fakat doğayı kirleterek kazanılan “daha çok para” alışkanlıkları olan yapay gübrelerden, kimyasallardan, hormonlardan vazgeçe bilenecek mi? 

            * Doğanın kullanılmasının da bir bedelinin olacağını bilerek, doğayı sadece bilimsel ve akılcı yöntemlerle kullanmanın teknolojisine bilgisine uyulacak mı?

            * Şimdiye kadar alışıla gelmiş kolaylık ve rahatlıklardan vazgeçme fedakarlığında olabilecek miyiz? Bunun için de, para harcamak ve “vererek almak” gerekir.

 * Çevre sorunlarının abartılmış olup olmadığı değil, sorunun nasıl çözüleceği ne bakılmalıdır.

            * Çevre eğitimi- bilimi; sorunlara yardımcı olabilecek en önemli unsurdur. Çevre konusundaki bilgi ve duyarlılıklarımızı ne kadar erken gündeme alırsak, gelecekteki ödeyeceğimiz faturanın bedeli o kadar az olacağı iyi bilinmelidir.

            * Çevre sorunu denilince aklımıza sadece sağlık ve ekonomi ile ilgili faktörler gelmemelidir. Çevreye sorunlarının çözümünde; etik ve estetik faktörler de önem verilmelidir.

            Çevreye  “bakışlarından”  ve dediklerinden ders çıkarabildi mi?

            Günümüzden 2500 yıl önce yaşayan Mensiyüs ile 300 yıl önce yaşayan Seatlh’ın önerileri,  insanlar tarafından ne kadarı ne zaman anlaşılmıştır? Önemsenmiş midir? Bilinen; son 50-60 yıldır yaşadığımız gezeğen çok ciddi su –besin ve çevre sorunlarla karşı karşıyadır.

            Mensiyüs ; “Eğer tarladaki düzeni bozmazsan o zaman ihtiyacınızdan daha çok ürün elde edersin; eğer attığın ağın gözleri çok küçük olmazsa o zaman yeterinden daha fazla balık ve kaplumbağan olur; eğer ormana baltayı ancak belirli ve uygun zamanlarda vurursan o zaman yeterinden daha fazla keresten olur.  Aç gözlü olmayalım” der.

            Amerika’nın gerçek sahibi oldukları belirtilen Kızılderililerin, Suquamish Kabilesinin Şefi olan SEATLH (Seattle- 1786-1866) Amerikan Cumhurbaşkanı Franklin Pierce’ye çevre konusundaki uyarıları; bu gün hep gündemdedir. Doğayı ihtiyacımızdan fazla, para ve zevk için yarını düşünmeden kullanılmasının görüşüdür ve bu günlerin yaşanacağını, o gün açıklamaktadır Şef SEATLH ; “Beyaz adam Annesi toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar.

            Onun bu ihtirasıdır ki, toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın (şefe göre Beyaz Avrupalı; uygar adam) kurduğu kentlerde huzur ve barış yoktur.

            Bu kentlerde bir çiçeğin taç yapraklarını açarken çıkardığı tatlı sesler ve bir kelebeğin kanat çırpınışları duyulamaz.

            Beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde anlayacak... “ uyarısında bulunmaktaydı ve önemsenmekte.

 

PARANIN DEĞİL;

DOĞANIN HER ŞEY

OLDUĞU

UNUTULMAMALIDIR

    DOĞA; bizlere yaşamın üç temel kaynağını sunmaktadır. Soluyacak HAVA; İçecek SU ve Karnımızı doyuran TOPRAK. Yaşamın bu üç temel kaynağı doğanın içinde saklıdır. Bizlere emanet edilen bu üç doğal kaynağı; aşırı ve bilinçsiz korumadan kullanımla, gözden çıkarmak hem yurdumuzu, hem de gelecek kuşakların yaşamını tehlikeye sokmaktır. Arabasız, cep telefonsuz, politikasız ve hatta hiç para kullanılmayan bir dünyada yaşayabiliriz. Ancak soluduğumuz havadan, içtiğimiz sudan ve karnımızı doyuran topraktan vaz geçemeyiz.

            Saygılarımla...

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap