EĞİRDİR VE
JEO-TURİZM
15
şubat 2014 cumartesi günü ISVAK’ ta düzenlenen “Eğirdir Gölü çevresindeki
taşların gizemi ile EĞİRDİR GÖLÜ” konulu PANEL, Isparta’lı hemşerilerimizce
büyük bir beğeni ile izlendi… Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Muhittin GÖRMÜŞ ile, MTA
Koordinatörü Dr. Özden İLERİ’nin panelist olarak katıldığı panelin
moderatörlüğünü, ekonomist-yazar Zeki TARHAN yaptı. Üç saat aralıksız süren
Panelin ardından, konuklara ISVAK ikramı sunuldu.
***
ISVAK
Başkanı Bekir ÇELİK’in kısa bir açış konuşmasıyla birlikte, panelistlerin kısa
özgeçmişlerini okumasından sonra, Paneli yönetmek üzere, Zeki TARHAN’ı
moderatör kürsüsüne davet etmesiyle başlayan kültürel etkinlikte
ilk sunum, Prof. GÖRMÜŞ tarafından yapıldı… Prof. GÖRMÜŞ, Eğirdir Gölü çevresinin FAY SİSTEMİ’ni anlatırken; Eğirdir Gölü ve
Göller Yöresindeki Göllerin, birer çöküntü alanları içerisine yerleşmiş su
birikintileri olduğunu söylerken, bu sistemlerin “DİRİ FAY” denilen “FAY” sistemleriyle kontrol edildiğini de dile
getiriyordu… Prof. GÖRMÜŞ’ü dinliyoruz:
“…Eğirdir
kenarı, Kemik Hastanesi yakınındaki “FAY”, Senirkent – Barla Yolu
kenarlarındaki faylar, yükselen kesimleri kontrol eden faylardır. İki önemli
fay sistemi (Burdur – Fethiye Hattı, Sultandağ
Fay Hattı) “ISPARTA BÜKLÜMÜ” nü
oluşturmuştur. Bu iki büyük fay hattındaki depremler, daha büyük şiddette
gelişmektedir.” Muhittin Hoca; Eğirdir yerleşiminde, evlerin sağlam zeminlere
yapılması gerekliliği üzerinde de önemle duruyor ve bunu örneklerle
vurguluyordu…
***
Milyon
yıllar öncesine ait fosiller (insanlık tarihi öncesinde yaşamış organizma
kalıntılarının) Sarıidris, Aksu, Sütçüler, Dinar, Senirkent ve Dereboğazı
alanlarında makro olarak gözlenmekte olduğunu anlatan Prof. GÖRMÜŞ,
mikro fosillerin de çoğu yerde bulunduğunu ve bu fosil kayıtların milyon
yılları, okyanusları ve farklı okyanus derinliklerini işaret ettiklerini de
dile getiriyordu…
“ Eğirdir Gölü, son birkaç milyon yıl
öncesinde Gelendost, Yalvaç’a kadar uzanan bir Göldür.Eski Göl fosillerini
Gelendost – Yalvaç Yolu, Barla Yolu üzerindeki kayalarda bulabilmek mümkündür.
Senirce Ovasındaki eski Göl ise, Burdur Gölü uzantısıdır. Eski Okyanus ve Göle
ait bu bilgiler ile, insanlık tarihinin jeolojik zamanlar açısından çok kısa
olduğu, taşların içerisindeki bu kayıtların, geçmişe ışık tuttuğu
anlaşılmaktadır…”
…Evet,
Muhittin Hoca böyle diyordu ve fosil alanların “JEO-SİT” olarak
değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde de önemle duruyordu… Ve sıkı durun,
Isparta GÖLCÜK için de bakın ne diyordu: “Birkaç milyon yıl süresince, farklı
dönemlerde GÖLCÜK Volkan patlaması ile
LAVLAR ve KÜLLER, Eğirdir ve Gelendost
kesimlerine kadar yayılmıştır.”
EĞİRDİR VE ISPARTA’ DAKİ TARİHİ YAPILARDAKİ
YAPI TAŞLARI, EĞİRDİR VE DEREBOĞAZI ÇEVRESİNDEN…
- EĞİRDİR GÖLÜNDEKİ ÇÖKME VE SU GİRDİLERİ,
GÖLÜN YAKIN BİR ZAMANDA YOK OLMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜRÜYOR…
- EĞİRDİR GÖL HAVZASINDAKİ MERMER
İŞLETMECİLİĞİNDE, DOĞAL DENGENİN BOZULMAMASI İÇİN, GEREKLİ TÜM ÖNLEMLER
ALINMALIDIR…
-
EĞİRDİR GÖLÜ ÇEVRESİNDEKİ FOSİL
DEĞERLER VE KAREKTERİSTİK JEOLOJİK YAPILAR, JEO-TURİZM AÇISINDAN, “BELGESEL”
OLARAK ELE ALINMALIDIR…
Su kaynaklarının beslenme ve gider
alanları, genellikle karstikti… Eğirdir Göl
Havzasında ise, bu karakteristik gözle görülür, elle tutulur bir
olguydu…Kalkerli arazi yapısı, Gölün su seviyesinin fazla yükselmesine de el
vermiyordu. Karstik yapı; Gölün su bilançosunu da doğal bir sistematiğe
bağlamıştı adeta…Göl kıyısındaki çökelme, bazı yerlerde fazla
gelişmekteydi…Bununla beraber, GÖLDEKİ ÇÖKME VE SU GİRDİLERİ, Su kütlesinin
yani; EĞİRDİR GÖLÜ’ nün yakın bir tarihte yok olmayacağını düşündürüyordu…
***
Eğirdir’ de zaman zaman,
yada belli aralıklarla “KAYA
DÜŞMESİ” ne tanık olunuyordu… Heyelan riski;
ayna teşkil eden düz kayalıkların varlığı, FAY HATLARI’ na evlerin
yapılmamasını bizlere anımsatsa da, ne yazık ki EĞİRDİR yerleşiminde bütün
bunlar göz ardı edilmişti. Gerek devlet ve gerekse de şahısların umurunda bile
değildi bu tehlike!!! Hatta, Eğirdir’ deki Dere yataklarına konutların
yapılması ve buna yerel yönetimlerin izin vermesi de affedilmez bir sorumsuzluk
örneğiydi…İşte Prof. Muhittin Hocamız, bütün bunları yani; FAY HATLARI’ na evlerin yapılmamasını
örneklerle anlatıyordu EĞİRDİR özelinde…
***
Eğirdir ve Isparta’ daki tarihi yapılarda
yapı taşı olarak, genellikle taşların kullanıldığı ( Isparta’ da kilerin
DEREBOĞAZI çevresinden, Eğirdir’ deki tarihi yapıların da, Eğirdir çevresindeki
kayalardan tercih edildiği), bunların
“dayanık” lıklarının daha fazla
olduğu örneklerle anlatıldı ISVAK Panelinde.
***
Mermer işletmeciliğinin, ekonomik bir
gereklilik olduğu, ama bunun yanında dağ eko-sistemini bozan, doğal dengeyi
altüst eden faaliyetlerin de, sürdürülebilir
ve “ÇEVRE” boyutunu da gözeten bir anlayışla yapılması gerektiği
üzerinde önemle durulan panelde; işletme öncesinde, işletme sırasında ve
işletme sonrasında gerekli tüm çalışmaların yapılması gerekliliği dile
getirildi…
***
Eğirdir Gölü çevresinde belirtilen FOSİL
DEĞERLER, karakteristik jeolojik
yapıların, “ JEO-TURİZM” açısından BELGESEL olarak ele alınması da Prof. Dr.
Muhittin GÖRMÜŞ hocamız tarafından öneriliyordu…
YARIN : DR. ÖZDEN İLERİ’ NİN SUNUMU ... BEKLEYİNİZ…