GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ
Haberin Tarihi: 10.2.2014 09:48:00 - Okunma Sayısı:1900 defa okundu.

GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ

Eskiden Eğirdir'e giden köylülerimiz "bugün şehre gittim geldim..." gibi bir söylemle Eğirdir'in şehir olduğunu kabul ederlerdi.  Ancak yıllar geçtikçe bu söylemler kaybolup gitti. İnsanlarımız sadece Eğirdir'i görmek ve ihtiyaçlarını Eğirdir'den karşılamak gibi sınırlı bir dünyanın ötesindeki bir yargı değildi bu.  Çünkü bunu söyleyenlerin arasında İstanbul, İzmir, Ankara gibi yerlerde en azından askerlik yapmış insanlar vardı.

 İşte can alıcı soru :" Eğirdir'i insanlarımızın gözünde şehir olma markasından uzaklaştıran neydi?"

Takvim yapraklarındaki 1960-1970 yıllarında gördüğüm Eğirdir'in iki adalı hali yanında "eşek garajı ve kalaycılar, eski sanayi gibi..." görüntüler miydi Eğirdir'i şehir yapan?

Yoksa basit ev ve mimari miydi?

Sadece Eğirdir Kalesi miydi?

Pınar Pazarı mıydı?

Eğirdir'in görece daha kalabalık nüfusu muydu onu şehir yapan?

Birçok soru sorabilirsiniz ama karşılığı ne bunlardan birisi ne de hepsidir...

Eğer şehir kavramını iyi anlarsak Eğirdir'in eskiden neden şehir olarak anıldığını daha iyi anlayabiliriz.  Daha önce birçok ortamda ifade ettiğim gibi bir yere kaymakam veya vali atamakla orayı sadece ilçe veya il yapabilirsiniz ama asla şehir veya kent yapamazsınız.  Şehir kavramının içinde sosyal yaşam, kültürel etkinlikler, sanat gibi hissedilir olgular bulunmalıdır.

Öyleyse bir daha bakalım eski Eğirdir'e...

Pınar Pazarından başlayalım...

Çayırlar üzerine doğal ürünler serilmiş ve satılıyor...  Dünyanın hiç bir yerinde yok böyle bir pazar...  Şıngırdaklı su ve şerbet satıcılar...  Destan dediğimiz bir sayfaya basılı şiirsel olaylar ve ağıtlar...  Sonra çayır üzerinde yağlı güreşler...  Sırf bunları görebilmek için dünyanın dört bucağından kopup gelen turistler...  Bu manzara 1200'lü yıllardan beri böyleydi...  Şimdi bunların hiçbirisi yok.

Eğirdir Merkeze gelelim...

Yine Perşembe pazarı ve şıngırdaklı su satıcıları, destan okuyucular, kalaycılara gelen insanlar demircilerin şarkı gibi ritim tutturdukları sesler...  Turistler neredeyse pazara gelen insanlarla eşit sayıda...  Herkesin dilinde "turistler için ilave otel falan yapmak lazım..." sözleri dolaşıyor... İlerleyen yıllarda sinema ve lunapark...

Eğirdir Gölünün görüntüsüne bakalım...

Bırakın oltayı sepetlerle balık çeken balıkçılar...  Teknelerdeki pilli radyodan gelen nağmeler...  Kıyıdan balıkçıya el sallamalar...  Tekne kiralayıp kürek çeken köylülerimiz, Ispartalılar, Yalvaçlılar hatta Akşehirliler...  Kimler yoktu ki?

Plaj bölgesine gelelim...

Hafta sonunda Isparta'dan akın akın gelen insanlar...  Turistlerle birlikte göl kıyısında insanların birlikteliği...  Tabii bir süre sonra göçlerle gelen insanların turistlere verdiği rahatsızlık... İşte bir anda kabus gibi değişen sosyal doku...

Ne olur geriye iyi bakalım...  Eski Eğirdir'i iyi okuyalım...

Birilerini, köylüleri falan suçlamayalım... Köylülerimiz de şehrin bir parçasıydı ve onlar olmadan bu manzara eksik kalırdı.

SONRADAN EĞİRDİRE GELEN ÜNİVERSİTE BÖLÜMLERİ BİLE EĞİRDİR'İ ŞEHİR YAPMAYA YETMEDİYSE...  BU İŞTE BİR DEĞİL BİRÇOK YANLIŞLIKLAR VAR DEMEKTİR.

İşte bu nedenle diyorum ki...

Size dokunmama izin verin...  Taaa... Tarihlerin derinliklerinde olduğu gibi Eğirdir'i bölgenin başkenti yapayım.  Kısır çekişmelere ve kirli siyasete son vereyim.

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap