Mezun oluşumuzun
altmışıncı yıldönümünü İstanbul ve Edirne gezisi ile kutladık. Ankara'daki
sınıf arkadaşları, perşembe öğleleri birlikte yeriz. Başka yerden ve yurt
dışından gelenler de bazen katılır. Valilikler ve Emniyet Genel Müdürlüğü
yapmış olan Yılmaz Ergun, Balta Limanı Polis Eğitim kurumunda yer ayırtmış.
Necati'yle gezi programladılar. Bizden birçok vali çıktı; Emniyet Genel
Müdürlüğü yapan üç kişiydi. *İçişleri ve Milli savunma bakanı da olan
Sabahattin Çakmakoğlu. *Rahmetli Polis İsmail kardeşimiz ve * Emekli olmasına
karşın; meslekle ilgisini sürdüren Yılmaz Ergun! İstanbul ve Edirne gezisi,
Yılmaz'ın eseri.
Arkadaşlar girişte
birinci olduğumu hatırlatıp beni utandırır. Ülkede 17 lise vardı. Orta ve liseyi
Denizlide parasız yatılı okudum. Fransızca öğretmeni, kitabın tümünü
ezberlettirirdi! Orta kısımda ve lise birde beni çok ezdiler. Lise ikide
Matematik dersine giren Müdür bey ise, önem verdi. İzmirliydi; Fransızca fen
kitapları getirirdi. Mühendis olmamı istiyordu. Diplomamın noterden suretini
çıkartıp; İTÜ'ye gönderdik. "Kaydımın yapıldığını; fakat bursluluk ve
parasız yatılılığın, ancak üçüncü sınıfa geçince başlayacağını"
bildirdiler. Babam Ankara'daki dayımın yanına yolladı. İncesu'daki kahveyi
mekan tutmuş olan Yalvaçlılar; sınavla girilen tek yer olan Mülkiye'ye gitmemi
uygun buldu. Birinci olmuşum. TED ve Galatasaray'dan gelenler kızdı.
Haklıydılar, onlar kadar yabancı dil bilmem olanaksızdı. Sınavda "Hangi
Mesleği Seçeceksiniz? Niçin?" diye soruldu. Fransız yazar ve diplomat
Victor Hugo'nun yaşamı ezberimdeydi. Onun yaptıklarını, "Yapacağım"
kipine çevirip yazdım.
Ezberin sonucuydu o birincilik! Mümtaz Soysalın hakkıydı
aslında.
O sınıfın
mezuniyetini; yaşamda kalanlardan bir kısmıyla İstanbul ve Edirne'de kutladık.
Ellisi parasız yatılı, 100 kişi gündüzlü olarak girdiğimiz sınıftan, kırk kişi
bile kalmamışız.
Balta limanı Polis moral eğitim kurumu şahane!
Boğaz'a ve köprüye bakıyor. *Yılmaz Ergun, *Sabahattin Çakmakoğlu *Necati Uğur,
Alaaddin Karaman *Birinci boğaz
köprüsünün finansmanını Hazine Müsteşarı olduğu dönemde Japonya'dan sağlayan
Türk-Japon Vakfı başkanı Cafer Tayyar Sadıklar eşleriyle geldiler. *Erdoğan
Kucuroğlu da kardeşiyle... Tarık ve Ferhan Zorlu da geldi. İzmir'den Hanım ağa
Sevim *Kemal Doğrusöz ve rahmetli kardeşim İlhan Yenginol'un eşi vardı. Yılmaz'ın ve benim eşlerimiz sürekli hasta!
Eş hastalığı çok zor! Bu yüzden adamın biri; "Allahım! Eşim
hastalanacağına ben hastalanayım! Ben öleceğime eşim ölsün!" diye
yakarırmış derler. Şaka elbette! Yüce
Mevla hiçbir kuluna uzun süren hastalık vermesin! İstanbul'dan ise ülkemizin
en saygın ve en çok dil bilen diplomatı
Aydın Yeğen,maliyeci Orhan Yazıcıoğlu, Gündüz okay geldiler. Soyadı
kaymakamlık yaptığım Bucak ilçesinin Melli nahiyesinden alınan, Liseden de
sınıf Arkadaşım Faruk Melli, kızında kalıyormuş; otel parasından kurtuldu. Kardeşim Tekin Kurucu, işten evine giderken
uğradı; hasret giderdik. İşi çok yoğun olan Burda yayıncılık yöneticisi Yeğenim
Didem kurucu, telefon edip sevindirdi. İstanbul'da ve Yılmaz Ergun'un valilik
yaptığı, Fatih Sultan Mehmet'in doğduğu
Osmanlı İmparatorluğunun Bursa'dan sonra ikinci başkenti olan Edirne'de; Mimar
Sinan'ın inşa ettiği tüm camileri ve
diğer eserlerle önemli yerleri
gördük. Hayranlıkla inceleyip iftihar ettik. Ciğer tavayı yedik; badem ezmesi
almayı ve Semiz Ali Paşa'nın yaptırdığı Kapalıçarşı'yı unuttuk. Valilik ve
Belediye Başkanlığınca sıcak bir samimiyetle karşılandık. EDİRNE VALİLİĞİ, BALKAN TÜRKÜSÜ DERGİSİNİN YAYIMLANMASINA YARDIM
ETMEKLE, TÜRK KÜLTÜRÜNE VE Dışarıda kalan Türklere çok büyük moral sağlıyor.
Balkan Türklerine ve bütün dünyada sanıldığından daha çok ve kalabalık olan
Türk bölgelerine, Kültür Bakanlığının ve devletimizin de el uzatması; seslerini
duyurmalarına yardım etmesi gerekir.
İstanbul'un Fethi'ni; içinde
yaşıyormuş gibi canlı gösteren Topkapı'daki Panorama 1453, çok güzeldi.
İstanbul ve Edirne Vilayet ve Belediyeleri; birçok değerli turizm broşür ve armağanları
dağıtıp turist çekiyorlar. Ankara ve çevresinin Turistik ve doğal olanakları
daha çok; fakat değerlendirilmiyor! Başkentin Vilayet ve Belediyesi de, turizmi
canlandırmak için çabalamalılar. Geziden mutlu döndük. Necati uğur bir gün daha
kaldı. Gece, "Galatasaray adasından ayaklarımızı denize sarkıttık! çok
eğleniyoruz!" diye telefon ederek beni çatlatmaya uğraştı! Sayın Yılmaz Ergun'un koruma polisi de para
işlerini incelikle yöneterek geziyi kolaylaştırdı. Boğazı baştan aşağı birkaç
kez turladık. Aylardır uğraşıp çabalayan Yılmaz'a ve ona yardım eden Necati ve
Alaaddin'e hepimiz minnettarız. Himayesinde şahane yemekler yediğimiz
Galatasaraylı Erdoğan kardeşime, geziden önce de minnettardık zaten.