NOZUL- KELTEN-SIRAZ
Sıraz da; Eğirdir Gölü’nün tüketilen
hazinelerindendir. Gölü paraya dönüştürmek isteyenler “Sıraz ekonomik balık” değildir, “göldeki
verimliliğin artması” gerek diyerek, Sırazı; Sudak-dişli balığa yem ederek,
neslini tükettiler.
Avustralyalı balık ilimci Viktor
Pietschmann (1881-1956) tarafından ilk
kez 1933yılında Eğirdir Gölü’nde tespit edilen sıraz balığına bilimsel olarak Capoeta pestai( Varicorhinus pestia) (adı verildi ve literatürlerde
de Eğirdir adı ile yer aldı. Eğirdir Gölü’nün ENDEMİK Balığı
Sıraz (Siraz) Eğirdir Gölü’ne özgü, endemik(bulunduğu bölgenin ekolojik
şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka
yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan)
bir balık türüydü. Havyarı zehirli olan Sıraz’ın(1kğ üzeri-6kğ)
Balığının; en küçüklerine(100gr) NOZUL, orta boydakilerine (200-400gr) KELTEN,
(500gr-1kğ KELTEN AZMANI adı verilirdi(Adalı
Balıkçı).
Sazangillerden olan, Eğirdir’in
Sırazı 1960 yılı öncesi gölde doğal olarak bulunan otçul balıklardandı. O
yılların göl hakkında karar sahibi olanlar
bu balıklara; “ekonomik değeri
olmayan balık türleri” dediler ve göldeki verimliliği artırmak ve gölde ekonomik değeri olmayan balık dedikleri
yöre halkının temel besinlerinden olan sazan, kavinne, sıraz, eğrez vd
türlerinin değerlendirilmesi amacıyla 1955 yılında etçil ve istilacı olan sudak
–dişli balık Eğirdir Gölü’ne aşılandı (Akşiray,1961).
Balıkçılığın
geliştirilmesi için D.S.İ Genel Müdürlüğü ve dönemin Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının ilgili birimleri tarafından yürütülen, “yöre halkından bazı kişilerin!? istekleri de öne sürülerek” yürütülen çalışmalarda
Sander lucioperca( Dişli balık-sudak-Alman
Levreği)’nın BİLİNÇLİ olarak aşılandığı bildirilmektedir ( Balık, S.
Ustaoğlu,M.R,2006)
Gölün doğal balıklarının yok edilmesinden sonra,
gölde 10-15 yıl gölde sudak
bereketi yaşandı, belirtildiği gibi gölün verimliliği artmadı, gölde balık
kalmadı. Balıklandırma ile gölün doğal balıklarının yok edilmesinin “büyük bir hata olduğu” konusunda karar verildi. Gölü 1960
öncesi balılar kıymete bindi. Yok edilen
balıkların tekrar gölde üretilmesi
girişimleri yıllardır devam etmekte. Son yıllarda gölde sıraz balığı gözlenmekteyse de, bunun gölün doğal türü Varicorhinus pestia olmadığı (sırazın 12çeşidinden biri olabileceği) belirtilmektedir. Eğirdir
Gölü doğal bir göldür, gölde balıklandırmayı-aşılamayı kontrol altına almanız söz konusu olmaz ve
olmamıştır. Gölü; havuz veya akvaryum gibi
görmek ve ona göre çalışmalar yapmak
hatadır.
1960
öncesinin “Eğirdir Gölündeki verimliliği artırmak gerek; gölün doğal
balıklarının ekonomik değeri yoktur” denilerek, göle özgü olan balık
türlerini balıklandırmayla yok eden anlayışla, gölün korunması için çıkarılan;
1983 Su kirliliği Kontrol Yönetmeliği-Çevre Kanununun
uygulanmamasındaki-uygulanamamasında ki, ertelemelerin-gerekçelerin ve
2012 de çıkarılan Özel Hükümlerin “tavsiyeleri”nin, arasında ne fark
vardır? Göl korunmuş mudur? Neden?