DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN
ETTİLER
Eğirdir
Gölü’nün Doğası; Sadece Manzara Değil, Yaşamın Hazinesi ve Kaynağıdır. Kavinne;
Eğirdir Gölü’nün tüketilen doğal hazinelerindendi. Gölün ne hale geleceğini
hesaplamadan, para hesabında olanlar; gölü paraya dönüştürmek isteyenler
“Kavinne ekonomik balık” değildir diyerek, Kavinneyi dişli balığa (Alman
Balığına) yem ederek, neslini tükettiler.
Para
getirir diyerek “Dişli balığa” giderken,
göldeki; çapakdan, kavinneden, sırazdan
vd doğal balıklardan olundu….Gölden, kaç yıl para kazandılar? Bu gün gölde niye
balık yok? Eskiden gölün, doğanın ürettiği balıkları, şimdi göle balık
dökülerek, para verilerek üretilmekte… Ve ne acı ki 1955-1960 dan hala ders
alınmamış. Doğa değil hala para öne çıkmakta… Torunlara ne kaldı? Ninni… Dişli
balık büyük bir yanlıştı deyip de, bu gün kavinne vb. balıklar olsa
dişli balık yetiştirelim diyenler, göldeki balıkları ekonomik olan ve ekonomik
olmayan diyenler, yaşam ne? Ekonomik mi? Değil mi?
Eğirdir
Gölü’nün ENDEMİK Balığı; KAVİNNE (GAVİNNE) Göller yöresine özgü, endemik
(bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede
yaşayan/ yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan) bir balık türüydü. Avustralyalı ihtiyolog
(Balık Bilimci) Viktor Pietschmann (1881-1956) tarafından ilk kez 1933 yılında Eğirdir Gölü’nde tespit
edilen kavinne balığına bilimsel
olarak Pseudophoxinus handlirschi adı
verildi ve literatürlerde Eğirdir adı ile yer aldı. Bizim “hamsimizdi” gavinne.
Sazangillerden
olan, Eğirdir’in Gavinnesi 1960 yılı öncesi gölde doğal olarak bulunan otçul
balıklardandı. 1960 yılları öncesi, o günün koşullarına göre göldeki yıllık
balık avcılığı 800-1100 tondu. O yılların göl hakkında karar sahibi olanlar bu
balıklara; “ekonomik değeri olmayan balık türleri” dediler ve gölde ekonomik
değeri olmayan balık (sazan, kavinne, sıraz, eğrez vd) türlerinin
değerlendirilmesi amacıyla,1955 yılında etçil ve istilacı olan sudak
– dişli balık Eğirdir Gölü’ne aşılandı (Akşiray,1961,Balık ve Ark.2006).
Bu dünyada bir ilk değildi. 1900 yılların başında bu tür balıklandırmaların
Avrupa ülkelerindeki göllerdeki otçul balıkları yok etmesine rağmen, Eğirdir
Gölü’ne etçil balık neden atıldı. O zaman bilim ve teknolojiden geç haberdar
olunuyordu denilmekte. Peki bugün gölde sudak yetişmek isteyenler, etkililer,
yetkililer; “sudak hataydı” sözünüzü
unuttunuz mu? Para her şey değildir.
Dişli
balık; göldeki otçul balıklarla beslenerek 5 yıl içerisinde avlanabilecek
düzeye ulaştı. 1960 yılların ortasında gölün doğal otçul balıklarının sayıları
gittikçe azalmaya başladı ve 1960 yılı öncesinde bolluğu nedeniyle çapari
şeklindeki oltaları göle atar atmaz,
oltalarda salkım şeklinde
kavinnelerin yakalanması nedeniyle, bize, Eğirdir’e özgü bir deyiş haline gelen
“atıve, çekive” dediğimiz Gavinne, Dünya
bilim listesinde önce Kırmızı Liste’sinde; Kritik Tehlikedeki balık türü olarak
yer aldı… Geç mi kalınmıştı? Kavinnenin
nesli TÜKENDİ, Eğirdir’in nostaljik balıkları içerisinde yer aldı. Sorumlusu kim?
Eğirdir
Gölü’nde “atıp çekive...”le balık avlamak, benim için de büyük haz ve
mutluluktu. Gölün her kenarında olta balıkçıları, büyük bir neşe, heyecan, öğün
yemeği, meditasyon, spor her şeydi atıve çekive gavinne. Kavinne zamanı hemen
her evden kokusu gelirdi.. Bilen bilir,
anlatır. Kavinneyi yok etmekle Eğirdir de bir kültürü de yok edildi. 1960
öncesi “yaşam hazinesi“ olan Eğirdir
Gölü’nden, bu gün sadece adının kaldığını görmekten ve benzeri yanlışlıkların hala
devam ettiğini görmekten ve yaşamaktan da o derece üzgünüm. Çünkü hiçbir bilim insanı ve göl çevresinde
uzun yıllardır yaşayanlar, gölün bu günün, dünden daha iyi olduğunu söyleyemez
ve söylememeli, bahaneler üretmemeli. O zaman… Önce bilgi, sonra fikir.
Kavinne’nin
nesli tükenince Gölde ve Eğirdir’de neler oldu…