16:46:22 VALİ ABDULLAH ERİN’İN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI 16:40:00 BAŞKAN ŞÜKRÜ BAŞDEĞİRMEN’İN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI 16:35:28 ESKİ ÖZEL HÜKÜMLER / YENİ ÖZEL HÜKÜMLER VE MAYIS/24’ ÜN  46 MADDELİK ÇIKTISI?!!! (7. Bölüm) 16:17:26 EĞİRDİR BAYBUĞAN’DA KAZA 7 YARALI 15:21:32 YARINLARIN KİLİDİNİ AÇACAK ANAHTAR ÖĞRETMENLERİN ELİNDEDİR 15:17:12 BAŞKAN ÇELİK: ÖĞRETMENLERİMİZ, ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA EDİYOR 15:10:27 ÖĞRETMENLERİMİZİN GÜNÜ KUTLU OLSUN 09:55:55 İNSAN YETİŞTİRME  MÜHENDİSİ: ÖĞRETMENLER 09:41:04 EĞİRDİR’DE KIŞ TEDBİRLERİ KOORDİNASYON VE İŞ BİRLİĞİ TOPLANTISI YAPILDI 09:37:21 İL GENEL MECLİS ÜYESİ ABDURRAHMAN SİNAP: “BADEMLİ KÖYÜ - DAVRAZ KAYAK MERKEZİ YOLU NE OLDU?” 17:24:55 EĞİRDİR’DE ARACIN KAPILARINI AÇIP TRAFİĞİ TEHLİKEYE SOKAN ŞAHSA 2 BİN 858 TL İDARİ CEZA KESİLDİ… 12:05:07 2024 Yılı “Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Destek Programı” İlan Edildi 11:36:30 EĞİRDİR SAFRAN ÜRETİM MERKEZİ OLUYOR… 11:19:35 Eğirdir Belediyespor Kulübü Yönetimi Kaymakam Çimşit’i Ziyaret Etti 11:15:02 Isparta İl Enerji Verimliliği Yönetim Birimden Kaymakam ÇİMŞİT’e Ziyaret 11:07:36 ITSO’DA LİDERLİK VE YÖNETİM BECERİLERİ SEMİNERİ DÜZENLENDİ 11:02:07 ERKILINÇ: KURUMUMUZ RESMÎ İLAN HAKEDİŞLERİNİN GARANTÖRÜDÜR 17:40:01 ITSO’NUN SERBEST BÖLGE ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR 17:13:16 Eğirdir’de Safran Hasadı Heyecanı 16:48:45 ESKİ ÖZEL HÜKÜMLER / YENİ ÖZEL HÜKÜMLER VE MAYIS/24’ ÜN  46 MADDELİK ÇIKTISI?!!! (5 - 6. Bölüm)

Kesici: "Gölü koruma yasaları uygulanırsa balıkçılık da gelişir."

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Kesici: "Gölü koruma yasaları uygulanırsa balıkçılık da gelişir."
Haberin Tarihi: 17.12.2013 10:17:00 - Okunma Sayısı:2425 defa okundu.

T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığınca hazırlanan; Su kaynaklarını kirliliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kullanımını amaçlayan ve uygulanmasını T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yürütülecek olan, Özel Hükümlerle ilgili tepkiler konusunda; TTKD Bilim Danışmanı ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ açıklamalarda bulundu.

Kesici: “Gölü koruma yasaları uygulanırsa balıkçılık da gelişir.”

 

“Göl, balık için, akvaryuma, tarım için, su-atık deposuna dönüştürülmüştür! …”

            T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığınca hazırlanan; Su kaynaklarını kirliliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kullanımını amaçlayan ve uygulanmasını T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yürütülecek olan, Özel Hükümlerle ilgili tepkiler konusunda;  TTKD Bilim Danışmanı ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ açıklamalarda bulundu.

            Otuz yıl öncesi çıkarılan ve yıllara göre değişimler geçiren Eğirdir Gölü Koruma Yönetmeliklerine gösterilen tepkiler-açıklamalar, bu günde Özel Hükümler için gösteriliyor. Gölün korunmasıyla ilgili planlamalara, “kurallara karşı çıkılıyor”.  Peki bu göl nasıl korunacak? Bu soruyu Eğirdir Su Ürünleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ’ye sorduk.

      KESİCİ: “Ekonomi-para öne sürülerek gölün korunması bu gün de istenilmiyor/engelleniyor. Yıllardır koruma yasalarının uygulanmalarına engel olunarak, gölün doğal özellikleri ve canlı yapısı yok edilmiştir. Çıkarılan koruma yasaları iş olsun diye çıkarılmamıştır, zorunluluktur. Bir şey olmazlarla bir yere varılamaz, bakanlıkların çalışma ve önerileri bilimsel çalışmalar sonucudur, bana göre eksik yönleri bazı koruma önlemleri yetersizliğidir. Bu haliyle bile Özel Hükümlere karşı olmak; geleceğin, gölün tamamen yok edilmesine neden olmaktır. Bu karşı çıkmada dün olduğu gibi bu günde;  bu hükümle plajlar kalkar göle giremezsiniz, balık tutamazsınız, çivi çakamazsınızlar hep öne sürülmüştür. Kıyı işgalleri ve gölün nasıl kirletildiği bellidir. Göl kimsenin tarlası, malı değildir. Göl, yaşam alanıdır. Gölü isteyen istediği gibi kendi aklınca kullanmamalıdır. Göl belirlenen yasalarla mutlaka korunmalıdır.”          

            Eğirdir Gölü korunması için yürürlükte olan, yönetmelik ve yasalar niçin konulduğu konusunda da açıklamalar yapan Kesici şunları söyledi: “Yıllar öncesi de “SU KİRLİLİĞİ KONTROL YÖNETMELİĞİ (SKKY)- 1983”ne göre, göl içme suyu kaynağı olarak koruma altına alınacağında da,   bu günkü gibi adeta  “aba altından sopa gösteren”  beyanatlar gündemdeydi. Ne zaman, gölle ilgili koruma yasaları uygulanacak olsa bazılarınca adeta “felaket senaryoları” öne sürülmekte, sanki gölün korunması bazı kimselerce(!) istenilmemekte… Çünkü her koruma genelgelerinde, önce yöre halkı(!) mağdur olur söylemleri öne sürülmekte, siyaset ağır basınca da koruma yasaları uygulanamamakta, bu hep böyle olmakta. Yasaların uygulanamaması nedeniyle, önce yöre halkı mağdur olmuştur. Gölün dünü bu günden iyi midir? Göl suyu 1.sınıf içme suyu özeliğini de kaybetmekte.  Koruma hükümleri uygulanmadıkça kaybeden; gelecek, doğa, göl ve sağlıklı yaşam hakkı olmakta. Kazanan(!); günlük politika, “önce para-  paraya her şeydir” diyenler, günlük kazanç, günü yaşayanlar, gölden nemalananlar olmakta. Gölü korumak yerine hep kullandılar!

ÖZEL HÜKÜMLER SU KİRLİLİĞİ KOOTROL

YÖNETMELİĞİ NDEN ÇOK FARKLI DEĞİLDİR

            Gölün korunmasıyla ilgili birçok yasa ve yönetmelikler çıkarılmış ve çok büyük bir kısmı uygulanmamış/ uygulanamamıştır. Eğer 30 yılı geçen bir sure önce çıkarılan gölü koruma yasa ve yönetmelikleri uygulanmış olsa idi bu gün özel hükümlere gerek kalmazdı.  Özel Hükümler; Eğirdir Gölü Havzasında daha önceki yıllarda yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin 16-20. Maddeleri yerine uygulanacak olan düzenlemedir. 

   Stratejik öneme sahip içme suyu kaynağı olan gölün dünden bugüne korunamadığı birçok çalışmalarla da belirlenmiştir. Gölün su kalitesi ve biyolojik çeşitliliğinde olumsuzluklar söz konusudur. Gölün kirletilmemesi için alınan önlemler yetersizdir, çünkü havzada geleneksel tarım yöntemleri devam etmektedir. Dünden bugüne gölden hep alındı. Göle ne verildi?” Koruma ilkelerine uymamakla, sağlıksız gıda üretimine de sebep olunduğunu ifade eden Kesici “Gölü koruma ilkelerine; aç bırakır, felaket getirir mantığıyla karşı çıkarak; göl kirletiliyor ve kirletilen sudan sağlığımızı tehlikeye sokan gıdalar (balık, elma, domates, et, süt, ekmek vd)  elde ediliyor. “Kendim ettim kendim buldum” dur da bu!…  Fakat gölü kirletmeyenlerin suçu, günahı ne?  Para ve oluşturduğu güç gölü kirletmede değil, korumada kullanılmalıdır. Gölden uzun vadede yararlanmak varken! “Altın yumurtlayan tavuğu” kesmek niye!!! Çünkü artık göl önceki yıllardaki gibi “doğurgan” değil, tüketilen balıklarını veremiyor(!)” diye konuştu.

HANGİ BALIKLA?

HANGİ İHRACAT?

NE ZAMAN OLDU?

             “Özel hükümler gündeme gelince ihraç edilmeyen balıklar akla geldi!” diyen Kesici, Günümüzde; Eğirdir Gölü’nde yetişen balık türleri; su ürünleri ihracatında önemli bir paya sahip midir? sorusuna ise şu şekilde cevap verdi:

             “Gölün balıkları daha çok para kazanmak hırsı ve acelesiyle yok edilmiş, yıllardır göl balıklandırılmakta sonuç ortada. Doğanın, gölün, dengesi bozulmamalıydı. Hala gölün eski balıklarının geri geleceği söylenilmekte yirmi yıldır bekleniyor. Gölün doğurganlığı yok edildi!. Göl üreten değil, yetiştiren akvaryuma dönüşmüştür. O da işe yaramamaktadır..”

            Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nin uygulanamamasına rağmen, 1983 yılından bugüne gölden kaç ton balık ihraç edilmiştir? Ekonomiye katkısı nedir? Balıkçılık ne haldedir?  Göl koruma yasalarının uygulanamadığı dönemler; balıkçı teknelerinde mutfak tüpünün yakıt olarak kullanıldığı dönemlerdi. Yoksa tüp! kullanılır mıydı? Balıkçılığın nesi geliştirildi?      

            Kesici: “Koruma yasaları gündeme gelince, yine gölde eskiye göre olmayan balıkçılık öne çıkarılmakta… Hangi balıkçılık, hangi balıkla? Hangi gölde? Bu bilim dışılık niye!?

     Göle atıldığı ilk yıllarda kurtarıcı gösterilen, bu gün gölerin “baş belası” ilan edilen, gölü tahrip eden, İsrail-Çin Sazanı-Gümüş balığı hangi amaçla göle atılmıştır… Gölde balık varsa, gerisi boştur ve gölün sorunu yok mudur? Balık olsun da su ne olursa olsun! Balık var ya!

            Eğer SKKY uygulanmış olsa idi gölün doğal dengesi iyileştirile bilirdi. Günümüzde Eğirdir Gölü’nden yetişen balık türlerinin su ürünleri ihracatında önemli paya sahip olmasını söylemek inandırıcı da değildir.”

            Gölde bu gün için ihracatta paya sahip olan hangi balıklar türleri vardır?  Ne kadardır?  Gölü koruma yasaları uygulanırsa balıkçılık da gelişir.

            Kesici: “Bahsedilen Eğirdir Gölü ise(!) Gölde hakim balık türü, takoz-Çin-İsrail sazanıdır. İç ve dış pazarda ekonomik değeri de yoktur.  Eğirdir’de satılan sazan –“çapak” balığının % 90ının Karacaören Barajından geldiğini, balıkçılarımız ve balık satanlar belirtmekteyse; yıllardır göle bırakılan milyonlarca balıklara ne oldu?”

 BALIKLARDA PARAZİT VAR MI YOK MU?

            Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen Eğirdir Gölü’ndeki balıklarda parazit bulunduğu konusuna da açıklık getiren Kesici “Bizim yaptığımız araştırma sonuçlarına göre balıklarda parazitin ciddi boyutlarda var olduğudur.” Dedi ve konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Eğirdir Gölü balıklarında çok önemli bir sorun olan Nematod cinsi bir parazit olan Eustrongylides excisus L. türü, öncelikle son yıllarda gölde artış gösteren sudak balıklarının tüm organlarına yayılmış vaziyettedir… Bu nedenle, İlçe Tarım Müdürlüğü balıkların avcılığının, satılmasının yasaklandığını belirtti (Basında-1Kasım 2013). İl Müdürlüğü; Sudak balığı avlama yasağının sebebi parazit değilmiş!( 15 Kasım 2013) normal av yasakları nedeniyle   yasaklandığını açıkladı.!!! (Basın). Hangisi doğru? Sus!!! Olan göle olmakta…

   Bizim yaptığımız araştırma sonuçlarına göre balıklarda parazitin ciddi boyutlarda var olduğudur. Gizlemek, paraziti sadece kuşlara bağlamak, önlem almak, değildir.  Hangi balık? Hangi ihracat? Balıklarda parazit yok demekle, gölde parazitler yok olmamakta! Sus!!!

            Gölün doğal balıklarının geri gelmesi olanaksızdır, göl balık için akvaryuma, tarım için su-atık deposuna dönüştürülmüştür. Nereye kadar? Hükümde; Balıkçılığı öne çıkarmaksa(!)!!!l”

EĞİRDİR GÖLÜNDEKİ

BALIKÇI SAYISI

            1970-1980li yıllarda gölden elde edilen balık türlerinin hangisi, son otuz yıldır kayda değer miktardadır ve hangi balıklardan, ne kadar gelir elde edilmiştir?

            Kesici: “Eğirdir Gölü’nde 1960-1980 yıllarında kayıtlı balıkçı sayısı 3000’in, kooperatif sayısı da 30 üzerinde idi… Bu gün balıkçı ve kooperatif sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştır. Hangi balığın ihracatından bahsedilmekte acaba? Hangi gölden bahsedilmekte?

            Gölü koruma yasaları aynı zamanda gölün ürününü de korumakta ve balıkçılığın günün koşullarındaki balıkçılık araç-yöntemleriyle yapılmasını ön görmekteydi. Göl temizse ürünü de temiz olur. Koruma kanunlarına, balıkçılar daha çok sahiplenmelidir.

 “Ben gölün suyu kirli dedirtmem”!

Gölün suyu kirlimi? Temiz mi?

             Göl koruma yasası sonucu yasal olmayan düzenlemelerin yıkımları, ikinci emirlere kadar uygulatılmadı, ikinci emir gelmedi, yeni yöntemler geldi, olur mu olmaz ki derken …..     gölün doğal yapısının giderek tahrip edildiği, suyunun içilemediği  -koktuğu, su ürünlerinin hastalıklı olduğu, zemininde balçıklaşmanın olduğu, sineklerin, parazitlerin artığını belirtenlerin sesi duyulmak istenmedi, onlara çeşitli davranışlarda bulundu da…Sus!!!

   Isparta belediyesi; içme suyunun bir kısmını temin ettiği Eğirdir Gölü suyu ile ilgili şikâyetlerde; “gölü ben mi temizleyeceğim” dedi, Eğirdir; “ben bu gölün suyunu içerim dedi” içti (Basın). Gölün suyunun temiz olduğuna mı karar verildi?! Laboratuvara, su analizlerine gerek yok mu?  Suyu içilince, göl temiz mi olur? Korumaya gerek yok mu? Ne yapalım? Gölü korumaktan vaz mı geçilsin(!) ? Sorun yoksa kim çıkardı Özel Hükümleri?”

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap