"30 Ağustos, Büyük Türk Milletinin bağımsızlık düğünüdür."
Milli bayramlarda yaptığı coşkulu konuşmalarıyla tanıdığımız emekli tarih öğretmeni hemşehrimiz İbrahim SARIDAŞ, bu bayramda da yaptığı konuşmayla adeta tarih dersi verdi. Göğsünde Şehit dedesinin “İstiklal Madalyası” ile törene katılan SARIDAŞ, “30 Ağustos, onbinlerin toprağı Vatan yapan ulvi şahlanışı ve Büyük Türk Milletinin bağımsızlık düğünüdür.” dedi.
Milli bayramlarda yaptığı coşkulu konuşmalarıyla tanıdığımız Şehit torunu, emekli tarih öğretmeni hemşehrimiz İbrahim SARIDAŞ bu bayramda da yaptığı konuşmayla adeta tarih dersi verdi. “30 Ağustos, Büyük Türk Milletinin bağımsızlık düğünüdür.” diyen SARIDAŞ,
“Şu kopan fırtına Türk Ordusudur Yarabbi.
Senin uğruna ölen Ordu budur Yarabbi.
Ta ki ezanlarla yükselsin müebbet namın.
Galip et, muzaffer eyle, galip et.
Bu son ordusudur İslam'ın.” dizeleriyle başladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Bugün, Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesinin son halkası olan 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın 96'ncı yıldönümü...
Türk Milleti binlerce yıldan beri vardır. Tarih yazılmaya başlandığından bu yana Büyük Türk Milletinin medeniyetini Dünya tarihinin sayfalarında görürsünüz. Türk tarihi baştan başa bir meydanlar tarihidir. Şan ve şeref ile dolu mazisi insanlık tarihi ile başlayan, Dünyanın beş büyük imparatorluğundan üçünü kuran, Oğuz olup dağa taşa destanları yazılan, Malazgirt'te Alpaslan, Kosova'da Yıldırım kesilen, Fatih olup çağ kapatan, çağ açan, Yavuz olup Türk cihan hakimiyetini gerçekleştirmeye çalışan, Kanuni olup bir ferman ile üç kıta yedi denizi harekete geçiren, Barbaros olup Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren, 16'ncı asırda Asya, Avrupa ve Afrika'da 14.893.000 km2 yüzölçümünde coğrafyaya hükmeden, hiçbir zaman yıkıcı değil, daima yapıcı olan, kurduğu 16 devletle dünya tarihine şan ve şeref veren Türk Milleti 20'nci yüzyıl başlarında tarihinde benzeri bulunmayan karanlık günler geçiriyordu. Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında kaybettiği toprakları geri alabilmek için Almanya'nın müttefiki olarak Birinci Dünya Savaşı'na giren Osmanlı Devleti, ağır bir yenilgiye uğradı. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla itilaf devletlerine kayıtsız, şartsız teslim oldu. 15 Mayıs 1919'da megola ideasını gerçekleştirmek isteyen Yunanistan, İngiltere'nin desteğiyle asırların kinini süngüsüne kuvvet yaparak İzmir'i işgal etti. Bundan 4 gün sonra 19 Mayıs 1919'da Samsun ufkundan Anadolu'ya bir yaz güneşi doğdu. Bu güneş Türk Milletinin bağımsız yaşama azmini yüreğinde hisseden, ileride bütün bir milletin kendisine ATATÜRK diyeceği Mustafa Kemal'di.
Yunan kuvvetleri, İzmir'den Ankara'ya doğru Anadolu'daki Türk varlığını yok etmek için harekete geçerken, Mustafa Kemal, Erzurum'dan, Sivas'tan Ankara'ya doğru Türk'ün bağımsızlık sevdasını tutuştura tutuştura ilerledi. Yunanistan, elindeki silahına ve arkasındaki devletlere güveniyor, Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Ordusu Allah'a, milli tarihine ve milli imana dayanıp yürüyordu. "Denildi mi bir yere Türk beldesi, gözüm albayrak arar, kulağım ezan sesi..." diyen kahraman Mehmetçikler Yunan kuvvetleriyle İnönü'de kapıştılar, Sakarya'da kıran kırana giriştiler, 30 Ağustos'ta kozlarını paylaştılar. Böylece Türk Milletinin bağımsızlık mücadelesi Zafer'le neticelendi.
Milli Mücadelede Eğirdir'li, Kuvay-i Milliye'nin yanında yerini almıştır. Tığlızade İsmail Hakkı Efendi başkanlığında Eğirdir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Batıda Yunan ilerleyişini durdurmak için mücahit kuvvetler oluşturulmuş ve bu kuvvetler Nazilli-Ödemiş cephelerinde savaşmış, daha sonra Milli Orduya katılmıştır. Milli Mücadelede Eğirdir'li 150 evladını Şehit vermiştir. Kurtuluş Savaşı'na katılıp da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kırmızı şeritli "İstiklal madalyası" ile onurlandırılan Eğirdir'li Mehmetçiklerin sayısı 188'dir.
30 Ağustos, anası millet, çocuğu ordu olan bir ulusun kahramanlık savaşıdır. 1914'te başlayıp 1922'de biten, Türk'e ölüm seferi içerisinde 30 Ağustos, abideleşen bir mana taşır ve niçin yaşadığımızın sırlarını saklar.
18 Mart 1915'de Çanakkale'de müdafaa eden ses 30 Ağustos 1922'de Afyon'da taarruz halindedir. "Ya İstiklal, Ya Ölüm! Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri..."
30 Ağustos, Malazgirt'ten Sakarya'ya kadar uzanan tarih sürecinde, "Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür" diyenlerin ve Kuvay-i Milliye ruhunu duyanların gerçekleştirdiği devlet kuran meydan savaşıdır.
Bu savaşta Türk Ordusu dört-beş ayda düşürülemez denilen Yunan mevzilerini altı günde çökertmiş ve Afyon-İzmir arası 400 km'lik takip harekatını o günün şartlarında 10 günde gerçekleştirmiştir. 9 Eylül 1922'de Şanlı Türk Sancağı bir daha indirilmemek üzere İzmir'e dikilmiştir.
30 Ağustos, onbinlerin toprağı Vatan yapan ulvi şahlanışı ve Büyük Türk Milletinin bağımsızlık düğünüdür.
26 Ağustos 1071'de Alpaslan komutasındaki Türk Ordusu Muş'un Malazgirt Ovasında bugünkü Yunanlıların ataları olan Bizanslılara karşı Malazgirt Meydan Savaşı'nı kazanmış ve Anadolu'nun kapıları Türklere açılmıştı. Bu tarihten 105 yıl sonra 1176'da bu coğrafyada, Eğirdir Gölü kuzeyinde Gelendost Ovasında yine Bizanslılarla yapılan Miryokefalon Meydan Savaşı sonunda Anadolu'nun tapusunun Türklere verildiğini bütün batı tarihçileri yazıyor. 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı ile bu mübarek toprakların kıyamete kadar Türk Vatanı olarak kalacağı bütün Dünyaya ispat edilmiştir.
Bu zaferi aziz Milletimize armağan eden ve Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk Vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan kahraman Türk Ordusuna selam olsun.
Türk Ordusu Türk Milletinin bağrından doğmuştur.
Türk Ordusu Türklüğün öz cevheridir.
Türk Ordusu Türk Milletinin yüz akıdır.
Türk Ordusu Türk Milletinin onurudur.
Türk Ordusu Türk Milletinin gözbebeğidir.
Ordumuzun ebedi Başkomutanı, Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü, silah arkadaşlarını, bütün Şehit ve Gazilerimizi saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.
***
Yurdumuz son yıllarda yoğun terör saldırılarına maruz kaldı. Yüreğimiz yandı ama Millet olarak metanetimizi muhafaza ettik. Eli kanlı terör örgütü PKK Türkiye'yi bölmek ve Güneydoğu'da bağımsız bir kürdistan devleti kurmak istiyor. Sözüm ona "bazı batılı dost devletler" bu cani örgüte destek veriyor. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü parçalamak isteyen iç ve dış bütün terör örgütleri ve onların destekçileri şunu iyi bilsin ki; Türkiye, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına bölünme kabul etmeyen mukaddes bir bütündür. Anadolu'da yaşayan 81 milyon vatan evladı hep aynı cevherin damarları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin her bakımdan eşit ve onurlu vatandaşlarıdır. Allah'ımız bir, kitabımız bir, kıblemiz bir. Taa 1071'den bu yana 947 yıldır aynı Vatan topraklarında biriz ve beraberiz. Ve biz BÜYÜK TÜRK MİLLETİYİZ. Çabanız boşuna, Türk Milletini bölemeyeceksiniz. Türk Devletini parçalamaya gücünüz yetmeyecek. Akıttığınız kanda boğulacaksınız. Anadolu'da, bu aziz milletin bölücülere vereceği , bırakınız toprak parçası, tek bir çakıl taşı bile yoktur. Askerimize, polisimize kahpece sıktığınız her kurşunun, kalleşçe patlattığınız her bombanın, canice döktüğünüz her damla kanın hesabı, devletimiz tarafından soruluyor ve son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sorulmaya devam edilecek. Afrin'de olduğu gibi Ayyıldızlı Al Bayrak terörün merkezi Kandil'e mutlaka dikilecektir. Bu aziz vatanda kıyamete kadar tek bir bayrak dalganacaktır. O bayrak onurumuz, gururumuz, namusumuz ve bağımsızlığımızın sembolü Ayyıldızlı Al Bayraktır. Varlığımız Türk varlığına, Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne feda olsun.
NE MUTLU, NE MUTLU, NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...”