Temiz Su ve İyi Tarım ile Hem Çiftçi Hem
Doğa Kazanıyor
Siemens
Ev Aletleri ve WWF-Türkiye’nin 2008 yılında Eğirdir Gölü’nde başlattığı ‘Yedi
Renkli Göle Yedi Renkli Hayat Projesi’nin ikinci aşaması tamamlandı.
Kullanılan
tarım ilacı miktarının azaltılması sayesinde, 880 ton ilaçlı suyun Göl’e
atılması engellenirken, iyi tarım uygulamalarına gönüllü olarak katılan çiftçi
sayısı bir önceki yılın 10 katına çıktı.
Siemens
Ev Aletleri ve WWF Türkiye, Türkiye’nin ikinci büyük tatlı su kaynağı olan
Eğirdir Gölü’nde 2008 yılında başlattıkları “Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat
Projesi” nin ikinci aşama sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin ve Doğu Akdeniz Havzası’nın en önemli sulak
alanlarından biri olan ve İçme ve Kullanma Suyu Koruma Sahası statüsüne sahip Eğirdir
Gölü’nün korunması amacıyla gerçekleştirilen projede elde edilen sonuçlar,
bölgede sürdürülebilir doğal kaynak kullanımının yaygınlaşması adına umut
veriyor. Beş yıldır çeşitli faaliyetlerle hayata geçirilen Yedi Renkli Göle
Yedi Renkli Hayat Projesi kapsamında, Eğirdir Gölü’ndeki su kirliliğinin
başlıca kaynağı olan aşırı zirai ilaç kullanımının önlenmesi, ikinci aşamanın
odak noktası oldu. Bu kapsamda; Isparta Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü
ve Bizim Isparta Derneği ile işbirliği içerisinde, pilot çalışmalar için
gönüllü olarak projeye katılan Esinyurt Köyü’ne Bilgisayarlı Erken Uyarı ve
Hava Tahmin Sistemi kuruldu. Elma iç kurduyla mücadele ve zirai ilaç
kullanımını azaltmak için biyo-teknik mücadele yöntemleri yaygınlaştırıldı.
2012 yılında beş çiftçinin katılımıyla 55 dekarlık alanda başlayan pilot
uygulamanın çapı, 2013 yılında başvuran çiftçi sayısının 10 katına çıkması ile
genişleyerek 736 dekara, yaklaşık 15 katına yükseldi.
Eğirdir
Gölü’nün çevresindeki yoğun ve aşırı tarım ilacı kullanımından kaynaklanan su
kalitesi düşüşü ve kirlilik sorununun çözümüne yönelik atılan adımlar
sonucunda, hem yöre halkı ve çiftçiler hem de doğa için önemli kazanımlar elde
edildi. Proje kapsamında 736 dekarlık elma bahçesinde gerçekleştirilen iyi tarım
uygulamaları ile üretilen 3 bin ton elmada herhangi bir ilaç kalıntısına
rastlanmadı. Projeye katılan 55 çiftçinin tamamı, iyi tarım uygulamaları
sertifikalarını aldı. Elma hastalık ve zararlılarına karşı kullanılan
biyo-teknik mücadele yöntemiyle iç kurduna karşı direnç sağlandı. Bu sayede,
880 ton ilaçlı suyun Eğirdir Gölü’ne ulaşması engellenirken; bahçelerdeki elma
üretiminde yüzde 10 oranında verim artışı gerçekleşti. Tarım ilacına normal
koşullarda harcanacak olan yaklaşık 88 bin TL ise çiftçilerin cebinde kaldı.
Uygulamanın tüm Gelendost İlçesi’ne yaygınlaştırılması halinde, 64 bin ton
ilaçlı suyun Göl’e ulaşması engellenebilecek.
Çevre
ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminin önemine dikkat çeken Siemens Ev
Aletleri Pazarlama Direktörü Hakan Turalı şunları söyledi:
“Siemens
Ev Aletleri olarak en önemli konularımızdan biri çevre ve doğal kaynakların
sürdürülebilirliği. Attığımız her adımda aklımızda, dünyaya hep daha çevreci
çözümler sunmak var. Bu yaklaşım bizi, en üst düzeyde su ve enerji tasarrufu
sunan ileri teknolojiler ve tasarımlar geliştirmeye teşvik ediyor. Çevre için
değer yaratabileceğimize inandığımız çalışmalara destek veriyor, projelerin bir
bileşeni olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Beş yıldır Eğirdir Gölü ve
havzasında yürüttüğümüz çalışmalarla gözle görülür, elle tutulur, rakamlarla
ölçümlenebilir sonuçlar elde ettik. Tüm emeklerimizin bugün bu bölge, ülkemiz,
hatta dünyamız için bir kazanıma dönüştüğünü görmekten gurur duyuyoruz.”
Projenin
yöre halkı tarafından sahiplenilmesinin çok umut verici olduğunun altını çizen
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak şunları söyledi:
“Ülkemiz
için çok önemli bir tatlısu kaynağı olan Eğirdir Gölü’nü korumak için bundan
beş yıl önce başlattığımız projemizde tarımsal kirliliğin azaltılması için
ilgili tüm taraflarla birlikte birçok adım attık. Gerçekleştirdiğimiz pilot
uygulamaların her geçen gün daha da yaygınlaşması bizi çok mutlu ediyor. Bu
ivmenin devam edip, uygulamanın tüm Göl çevresini kapsayacak şekilde
yayılmasını ve bu şekilde Eğirdir Gölü üzerindeki kirlilik baskısının
azalmasını arzu ediyoruz. Elde ettikleri verim ve kalite artışıyla
çiftçilerimiz kazanırken, ilaç kullanımının yaklaşık yüzde 30 azalmasıyla da
Eğirdir Gölü kazandı. Sunduğu paha biçilmez hizmetler ve biyolojik çeşitlilik
değerleri ile Eğirdir Gölü’nün bugün ve gelecekte var olması için ortaya
koyduğumuz çabaların bir parçası olarak ayrıca Eğirdir Gölü’nün Uluslararası
Yaşayan Göller Ağı (Living Lakes Network) ’na katılması için başvuruda
bulunduğumuzu da büyük bir mutlulukla paylaşmak istiyoruz” dedi.