İSTANBULU YAŞANAMAZ YAPAN SIKIŞIKLIK
"En
yakın yerlere bile ulaşmak bunaltıcı ve zor! O güzel kentte yürüyerek istenilen
yere gitmek dahi olanaksız! " diyerek, televizyon ve gazetelerde dert
yanıyorlar. Oraya Başkentten ve ülkenin başka yerlerinden bir iş veya ziyaret
için giden bizler ve yakınlarımız da, aynı zorluğu çekiyor ve aynı bunalımları
yaşıyoruz... Elbette en büyük eziyeti İstanbul'da oturanlar çekiyor.
Herkesin
onlar gibiresmi araçları; ona vatandaşları itip kakarak yol açan polis otoları
ve korumaları yok ki! Çok az şanslı kişiler yalılarda oturuyor; sahilde motorlu
kayığı hazır. Böyle müstesna şanslılar, oradaki halkın ancak binde biri bile
değil!
*Bu
sıkışıklık ve yaşama zorluğu nelerden kaynaklandı?
*
"Niçin İstanbul bu kadar kalabalık?" derseniz yanıtı basit:
Başbakanımız İstanbul'un eski belediye başkanı olduğu için; zamanının çoğunu
orada geçiriyor ve en büyük ve pahalı yatırımları da oraya yöneltiyor.
Yatırımlar yeni iş olanakları yaratıyor; o iş olanaklarından yararlanmak ve iş
bulmak umuduyla, yurdumuzun her yerindeki insanlarımız da, İstanbul'a göçmek ve
gelip yerleşmek için can atıyorlar. Köyler, kasabalar hatta il merkezlerinden,
Ankara'dan bile yoğun göç alıyor İstanbul. Yakınlarını görmek veya gezmek için
bir-iki haftalığına veya birkaç günlüğüne gelenler bile, oraya yerleşip
kalıyor. Kalabalık çoğaldıkça, sıkışıklık artıyor ve içindekiler bunalıyor,
nefes alamaz, bir yerlere gidemez hale geliyorlar.
Daha
tehlikeli bir olasılık var: Birçok uzman, "Marmara'da ve İstanbul'da; en
geç 20 yıl içinde; etkili bir deprem olacağını" söyleyip yazıyorlar.
Tehlikelerin ve sakıncaların azaltılmasının çözümü; artık yatırımları
İstanbul'a yoğunlaştırmamaktır. Anadolu'nun her yerine iş yaratan yatırımlar
yapılmalı ki; oradaki insanlar iş bulmak için oralara gelip, sokaklarda yatmaya
bile razı olmak zorunda kalmasınlar.
Üstelik olası bir depremde ülkemizin kayıpları azalabilsin! "Böyle
çözümlerin uygulanacağına dair bir umut var mı?" diye sorarsanız; umut
yok. *Başbakan, İstanbul'un eski başkanı ve oraya aşık. Daha çok yatırımlar ve
camiler yaptırarak; sonsuza kadar anılmak istiyor. *Meclisimizde İstanbul
Milletvekilleri neredeyse ekseriyette. *Anadolu'dan her bir il için azar
sayıdaki milletvekilinin, kendi iline yatırım yaptırabilmesi için; çok
yırtınması, veto yemeyi ve yeniden seçilmemeyi göze alması gerek gibi; negatif
bir durum var.
*Devlet
bütçesinin en büyük dilimi İstanbul'a harcanıyor. Yatırımlar oraya ve çevresine
yoğunlaştırılıyor. Başkent Anadolu'nun ortasına getirildi; fakat bugünkü
iktidarın fiili başkenti İstanbul gibi. En fazla milletvekili çıkaran ilimiz
orası. Çünkü seçmen sayısı en fazla olan ilimiz de İstanbul. Nüfusu çok
kalabalık olduğu için; neredeyse meclisin yarısı orada oturanlardan oluşuyor.
*Yatırım yatırımı çekiyor; Anadolu'nun hiç fabrikası bulunmayan bir ili veya
ilçesine; yeni yatırım veya fabrika gelmesi olasılığı, bu yüzden de sıfır
gibi. *Ülkenin her yerinde okunan büyük
gazeteler de İstanbul'da çıkıyor. Başkentte eskiden ülkenin her yerinde satılan
tek bir gazete vardı. Şimdi o da yok! Aynı isimde bir gazete çıkıyorsa;
dağıtımı ve okuyucusu yok gibi. Durum böyle iken Yüce Mevla'dan umut kesemeyiz.
İnşa Allah beklenen Marmara ve İstanbul depremi hiç gerçekleşmez...